kapat
14.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Bugünün Dünya Düşünürleri ve Atatürk!..

Bütün bir Dünya, Afganistan'daki Taliban'dan İran'a ve Suudi Arabistan'a kadar İslam Dünyası ile Türkiye arasındaki farkı çok iyi görüyor!. İkiz Kuleler faciasından sonra başlayan süreç, Türkiye'yi ve laik Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyanın çok daha yakından tanımasına sebep oldu. Sorular ve yorumlar, halkının yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkenin "Neden İslam Dünyası'ndan ayrı bir yerde olduğu" üzerinde odaklandı ve yalın bir gerçeği, bütün bir Dünya "yeniden" anladı:

"Bu mucizeyi yaratan adam", Mustafa Kemal Atatürk idi!. Önümde bir kitap duruyor!. Enfes bir kitap!.. Kitabı açıyoruz ve... "Bugünün yaşayan" Dünya düşünürleri, Atatürk ve onun en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti için neler demişler, nasıl yorumlamışlar; okuyoruz:

"Avrupa'yı kirleten diktatörlere karşı Atatürk"

"Atatürk'ün bir asker olarak çok büyük bir yetenek sahibi olduğu, çok üstün düzeylere ulaştığı kuşku götürmez. Gelibolu'da neler yaptığını herkes biliyor. Askerlik yanı dışında da çok takdire değer bir insandı. Ankara'da Atatürk Kız Lisesi'ni ziyaret ettiğinde kız öğrencilerden biri kendisine 'Yabancı basın size diktatör diyor. Bu doğru mudur?' diye sormuştu. Atatürk'ün yanıtı şu oldu: 'Eğer doğru olsaydı, sen bana bu soruyu sormaya cesaret edemezdin.' Bu yanıt Atatürk'ün hoşgörülü yanını ortaya koyuyordu. Bu, aynı zamanda Atatürk'ün tarihte Avrupa'yı kirleten diktatörlerin hepsinden çok farklı bir insan olduğunu da gösteriyordu. Onlardan bir başka farkı da, o diktatörlerin hepsi, Hitler, Stalin, Mussolini, sivil oldukları halde sırtlarına askeri üniforma geçirirken, büyük bir asker olan Atatürk, cumhurbaşkanı olduktan sonra yalnız bir kez üniformasını giymiştir. Sanırım olayın öyküsünü Türkiye'de herkes biliyor.

Eğer duymamış olanlar varsa, onlar için söyleyeyim. Cumhuriyet'in ilanından kısa bir süre sonra, İtalya Elçisi Atatürk'ü ziyarete geldi ve İtalya'nın savaş sırasında yapılan gizli bir anlaşma ile kendisine bırakılan Antalya Bölgesi'ndeki isteklerinden vazgeçmemiş olduğunu söyledi. Atatürk elçiye 'Bana bir dakika izin verir misiniz?' diyerek dışarı çıktı ve birkaç dakika sonra üzerinde mareşal üniforması olduğu halde içeri girdi. İtalya Büyükelçisi'nin karşısına oturdu. Elindeki mareşal bastonuyla, herkesin bildiği İtalya haritasına benzeyen çizmesine birkaç kez vurarak 'Evet bay Büyükelçi, ne diyordunuz?' diye sordu. Büyükelçi birkaç dakika sonra izin alıp ayrıldı ve İtalya bir daha Antalya yöresine ilişkin herhangi bir iddiada bulunmadı."

Oxford Üniversitesi'nde uzun yıllar "Türk Dili ve Edebiyatı" hocalığı yapmış bir "Türkçe Dilbilimcisi" olan Profesör Geoffrey Lewis'in yukarıdaki sözlerini Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları arasında "ikinci baskısı yapılan" Prof.Dr. Özer Ozankaya'nın "Dünya Düşünürleri gözüyle Atatürk ve Cumhuriyeti" adlı kitabından aldım.

Prof. Ozankaya'nın kitabı, "Her Atatürkçü'nün kitaplığında olması gereken" bir eser. Bugüne kadar, Atatürk için "Çağdaşları" neler söylemiş, onları okuya okuya büyüdük. General Mac Arthur'dan Churchill'e, Hitler'den Mussolini'ye, Roosevelt'ten Stalin'e.. Ya da Maurice Duverger'den, Lord Kinross'a.. Prof. Ozankaya ise "Bugün yaşayanlarla görüşmüş", onlarla Atatürk ve Cumhuriyet üzerine "bire bir" yaptığı konuşmaları kitap haline getirmiş.. Aralarında askerden dil bilimciye, tarihçiden gazeteciye, devlet adamından siyaset bilimcisine kadar ünlülerin ve bilim adamlarının bulunduğu 43 kişi, Atatürk'ü, devrimlerini ve en büyük eseri olan cumhuriyeti anlatıyor, kitapta!.. Bunlardan derlemeler yaptık.. Üç gün boyu sizlere sunmak üzere.. Kitabı alamayanlar, kesip saklarlar, diye..

Gorbaçov: "Atatürk'ün düşünceleri eskimez!"

Bakınız, Sovyet Diktatörlüğü'nün yıkılmasını sağlayan en önemli adımları atan SSCB eski devlet başkanı Mihail Gorbaçov ne diyor:

"Atatürk neden haklıydı biliyor musunuz? Her teori, modellerle ve tezlerle suç işlemektedir. Bu modeller, gerçek hayata empoze edilmektedir. Komünistler, Lenin ve Bolşevikler olumlu sloganlarla geldiler: 'Toprak köylüye, fabrikalar işçiye, kölelere özgürlük, halklara barış!.' Bunu elde etmek için diktatörlük yolunu seçtiler. Bu ise totaliter düzen ile sonuçlandı. Atatürk belli bir şeyi kendisine dogma olarak kabul etmemiştir. Atatürk yeni ve genç bir topluma belli bir yön vererek, kendine özgü bir yolda yürümesini değil, toplumun istediği bir rejimi bulmasını istiyordu. Toplumu belli bir yöne itme gibi bir eylemi Bolşevikler düzenledi. Onlara göre bu yön doğruydu. Gerçekte Bolşevikler toplumu komünist model içine soktular. Bu komünist model, totaliter rejimin oluşmasına ve devrim ilkelerinin yok olmasına neden oldu. Halk bu ilkelere inanmıyordu. Bu konuda Mustafa Kemal Atatürk, akıllıca davrandı, ancak zamanı yetersizdi. Yaptıkları onun ne kadar büyük bir insan olduğunu gösteriyor. Atatürk'ün mirasına saygı göstermeye değer. Zira onun ilkeleri sadece Türkiye için değil, bugün önümüze çıkan problemlerin çözümünde de önemini yitirmemiştir. Atatürk düşünceleri yaşlanmadı. O sadece geçmiş değil, aynı zamanda gelecektir de. Bence Atatürk'ün bu ilkeleri günümüzde daha da günceldir."

(Yarın devam edeceğiz.)

Bir güzel buluşma..
Geçen yıl.. Marlo Morgan, "Bir Çift Yürek"i imzalamak için İstanbul'a gelmiş. Daily News restoranda dostlarla yemek yiyoruz. Laf, lafı, laf kapıyı açtı..

"En sevdiğim Müzikal bu yıl Londra'da başlıyor.. My Fair Lady" dedim.. Ekledim.. "Mutlak gidip göreceğim.. Tabii kısmetse.."

Marlo atıldı.. "Haber ver, ben de gelirim.."

Hüseyin Özer de orda.. "Biletler benden hadi" dedi.. "Siz haber verin.."

Sonra unuttuk.. Taa ki, Qualiflyer diye bir uçuş şirketi var.. Uçuşunuza göre puan veriyor. Üyeydik.. Aradılar.. "Şunca puanınız var, yıl sonunda yanacak" diye.. "Nereye kadar" dedik.. "Avrupa'da istediğiniz yer" dediler. Körün istediği bir göz.. "Londra" dedim.. Hüseyin'i aradım..

"Çoktan unutmuştur ama.." diye de Marlo'ya bir e-mail çektim..

Yanıt gelmez mi?.. "Benim biletimi de alsın Hüseyin, 14 Aralık'ta Londra'dayım" diye.. Amerika'dan geliyor.. Böyle şirin bir buluşma olur mu?..

Anladınız tabii..

Siz bu satırları okurken biz Londra'da olacağız.. Yılbaşı ve Noel öncesi Londra harikadır. Göreceğiz. Çok güzel müzikaller izleyeceğiz.. Marlo ile buluşacağız ve dönüşte bunları size yazacağız..

Yani Abbas yolcu, ama köşe kapalı değil..

Harika bir kitap çıktı.. Günümüz dünya liderleri ve bilim adamları ile Özer Ozankaya birebir Atatürk'ü konuşmuş.. Bu ülkede Atatürk'ü yok etmek, olmadı, küçülterek etkisini azaltmak isteyenler, sağdan soldan koalisyon halindeyken, bu konuşmaları her Türkün okuması gerek.. Ama kitap yoğun.. Herkes alamaz, okuyamaz.. Bu yüzden kitap yazılarını hazırlayan Öcal Ağabeyimden rica ettim.. "Bol bol alıntılarla bir derleme yap" diye.. Yapmış.. Harika yapmış.. Ben yokken, köşemde, bugünün dünyasının ileri gelenlerinin ağzından Atatürk'ü okuyacaksınız. Ben "Kesip saklayın hatta" derim..

Ayrıca, bayram ve tatil günlerinde Güneş Tecelli ve Hakan&Utku'nun mizah yazıları da olacak..

Çarşamba günü de, biz köşemizde Londra maceralarımızla olacağız..

Hadi eyvallah, şimdilik!..

SEVDİĞİM LAFLAR
'Her evli çiftte, en az biri budaladır.'

Fielding (Teşekkürler Duygu)

TEBESSÜM
Psikoloji profösörü akıl sağlığı ile ilgili konferansta manik depresyon üzerinde durmuş ve onunla ilgili bir örnek vermiş..

"Bir hasta düşünün!" demiş, "Önce öne, sonra arkaya hızlı hızlı yürüyen, birden ciğerlerinin son noktasına kadar bağırıp hemen sonra bir sandalyeye deminki adam o değilmiş gibi sakin sakin oturan biri.. Bu adam nedir?"

El kaldırmış dinleyicilerden biri:

"Bir futbol takımının Teknik Direktörü.."



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır