kapat
19.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Tasarruf mu istemiştiniz?

Biz burada "Bu ülke için seve seve" enayi yerine konurken devlet, israfını en ufak bir kısıntı yapmadan sürdürüyor. Onların "dolce vita" yaşantısını izlerken bir dönem İngiltere'de, israf olmasın diye Buckingham Sarayı'nın perdelerine yama yapıldığını hatırlıyorum. Yine aynı ülkede insanların fazla su harcamamak için saçlarını lavabolara doldurdukları suda yıkadıklarını, küvete bir karış su doldurarak içine batıp çıktıklarını hatırlıyorum (Bu tür uygulamalar savaş yıllarından bu yana halâ sürüyor).. Hollanda gibi ülkelerde bakanların Parlamentoya bisikletle gittiklerini hatırlıyorum.

Efendim Turizm Bakanı Sayın Taşar Londra'ya fuara gidiyor. Yanında milletvekilleri (7 kişi), eşi, gazeteci grubu (10 kişi), müşavirler falan; tam 21 kişi var. Ve gruba 6 gün için 5 Mercedes, bir elçilik makam arabası ve 15 kişilik bir minibüs tahsis ediliyor. Bakan'ın eşini bir Mercedes bütün gün trilyoner Arap şeyhlerinin gittiği Harrods'ın kapısında bekliyor.

Bu araçlar fuar dışında restoran ve müze ziyaretleri için de kullanılıyor.

Sonra da Bakan, haber duyulunca sinirleniyor; "Yaptığımız işlere bakılsın.."

İyi, zaten ona bakılıyor: Bu nasıl iş? Halkınız açken, işsizken bu ne sefahat, ne vicdan? Fuara sadece bir iki bakanlık görevlisiyle gidip, elçilik aracıyla dolaşsanız olmaz mı? Resmi heyete ait araç ne hakla Harrods'da bekletiliyor? Milletvekillerine ve onca gazeteciye şu sırada ne gerek var, paralarını kim ödüyor?

Bakan Mustafa Taşar'ın bu harcamaları kuruş, kuruş belgeleriyle açıklaması istenmeli.

Ayrıca belediyelerin giriştiği "İftar yemeği" israfına da derhal son verilmeli. Eğer fakirlere veriliyorsa mesele yok ama sosyeteye, iş adamlarına, gazetecilere "başkan reklâmı" yapmak için verilen yemeklere "hayır" diyoruz. Kamu yöneticileri "Bu ülke için seve seve" milletin cebinden ellerini çeksinler!

Emekliler için!
Ankara'dan telefon eden emekli okurum Hülya Hanım "Bir görseniz ne tartışmalar oluyor, insanlarnasıl islan ediyor" diyerek önemli bir şikayeti dile getirdi. Anlattıklarına bakılırsa aynı nedenle kendini mağdur hisseden çok sayıda emekli var. Şikayet "Sağlık karnesi" ile ilgili. Emekli Sandığı ve Bağkur'a bağlı kadın emeklilerin 60 yaşın üstündeki eşleri kendi karnelerinden yararlanabilirken SSK'ya bağlı olanlara bu hak verilmiyormuş.

Hülya Hanım, konuyu hemen Çalışma Bakanı Sayın Yaşar Okuyan'a sordum.

Bakan "Bunu hiç duymadım, bir soruşturayım" dedikten 5 dakika sonra arayarak açıkladı;

"Dediğim gibi, sigortalar arasında bir fark yok. Ancak eğer erkek eş başka bir sigortadan da yararlanmaktaysa bu hakkı olmuyor.."

Durum böyle olduğuna göre, eğer herhangi bir kuruma bağlı olmadığı halde yararlanamayan eşler varsa isimlerini bildirsinler. Çalışma Bakanı'na iletiriz. Oldu mu Hülya Hanım?

Üç yürekli kadın!
Cumartesi akşamı Koç Üniversitesi'nde "Sevgi Gönül Auditoriumu"nun açılışındaydım. Aile'nin üç kızkardeş büyüklerinin eğitim ve sağlık konularındaki duyarlılıklarına, Türkiye sevgilerine büyük hayranlık duyduğum, bu konularda katkılarından aldıkları zevki bildiğim için, rahatsızlığı nedeniyle açılışa katılamayan Suna Kıraç adına çok üzüldüm. TEGV'yi kuran, "Eğitim Parkları" yaptıran ve eğitime maddi, manevi büyük katkılarından dolayı "Devlet Üstün Hizmet Madalyası", "Milenyum Gönüllüleri Üstün Hizmet Ödülü" gibi değerli ödüller alan Suna Kıraç da keşke orada olabilseydi.. Hiç şüphesiz gecede hazır bulunanların hepsi onun eksikliğini benim gibi fazlasıyla hissettiler.

Koç Üniversitesi çok kısa sürede evrensel çapta iddialı, muhteşem bir üniversite haline geldi. Yeni açılan salon da kimbilir ne başarılı gençlerin ülkeye kazandırılmasında katkı sağlayacaktır.

Semahat Arsel, Sevgi Gönül ve Suna Kıraç... Türkiye'nin en zengin ailesine mensup bu üç yürekli kadın yaşamlarını sadece zenginliklerinin tadını çıkarıp, gezerek eğlenerek geçirmediler. Kendilerini olumlu faaliyetlere adadılar. Bu ülkenin insanlarına hem üç güzel insan örneği sundular, hem de yüzyıllar boyu yararlanılacak eserler bıraktılar. Bırakmaya da devam ediyorlar.. Ne mutlu onlara!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
  Kasko sigortanıza en uygun  
 rakamı ödediğinizden emin  misiniz?
Evet
Hayır
Bilmiyorum
Kaskom yok
Arabam yok
   
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır