Eski Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'ın milletvekilliğinden istifası Meclis'te oylandı ve "kabul edilmedi."
İstifanın oylanması ve kabul edilmemesi durumu, kendi başına bir "garabet"tir. İstifa tek taraflı bir işlemdir. Diğer ilgililer bu tek taraflı ve "kişisel" işlemin yanlış olduğunu düşünüyorlarsa, istifa eden kişiyi iknaya çalışırlar. İkna edemezlerse istifa işlemi yürür.
Anayasa'da çok önemli değişiklikler yapıldı, ama milletvekilliğinin düşmesi ile ilgili 84'üncü maddenin başında yer alan bu tuhaflığa dokunulmadı.
Bir milletvekili, kişisel ya da siyasi nedenlerle bu görevine devam etmek istemiyor, istifa ediyor. İstifa Meclis Genel Kurulu'nda oylanıyor ve o milletvekiline "hayır, sen bu görevine devam edeceksin" deniyor.
Eski bakan Koray Aydın'ın olayında, hukuki durumun ötesinde "etik" bir sorun ortaya çıkmıştır. Bayındırlık Bakanlığı ihalelerinde, tepelere uzanan yolsuzluklar tespit edilmiş, aralarında bakanın danışmanı ve müsteşar yardımcısının bulunduğu çok sayıda kamu görevlisi tutuklanmıştır. Bazı sanıkların ifadelerinde Bakan suçlanıyor olmasına rağmen, yine Anayasa'nın "koruyucu" hükümleri doğrultusunda Bakan hakkında soruşturma açılmamıştır. Bu, olayın hukuki yanıdır ve hukuki bir tartışma konusudur.
Bakan'ın kamu vicdanında "mahkum olduğu" olay, işin "etik", yani "siyasi ahlak" tarafıdır. Bayındırlık Bakanı'nın, bu görevi süresince yakın akrabalarıyla birlikte kurduğu şirketler aracılığıyla inşaat malzemeleri ticareti yaptığı ortaya çıkmıştır. Bakan da bunu kabul etmiş ve bu şirketlerin ciroları ve kârlarıyla ilgili karışık açıklamalarla kendini savunmaya çalışmıştır.
Kamu vicdanı Bakan'a "notunu" çok açık olarak vermiştir. Bunu farkeden Aydın da "gereğini yapmış", hem bakanlıktan hem de milletvekilliğinden istifa etmiştir.
Battı balık yan gider...
"Siyasi garabet" de bundan sonra başlamaktadır. Açık bir demokratik sistemin geçerli olduğu herhangi bir ülkede buna benzer bir "etik" sorunla karşılaşan bir siyasinin, konumu ve geçmişi ne olursa olsun, siyasi hayatı sona erer. Böyle bir "mahkumiyet" alan siyasiye hiç kimse sahip çıkmaz, çıkamaz.
Meclis dün Koray Aydın'ın istifasını oyladı ve MHP ile koalisyon ortaklarının oylarıyla, istifa reddedildi. DSP'den 10, ANAP'tan 2 milletvekili parti kararı ve "lider iradesi"nin tersi yönde oy kullanma cesaretini gösterdi.
Bayındırlık Bakanlığı görevindeyken inşaat malzemeleri ticareti yapmış olan Aydın, milletvekilliği görevine devam edecek ve partisinin Meclis grup başkan vekili olacak.
Siyasetin itibar kaybetmesinin suçunu başkalarında arayan ve sürekli olarak "haksız yere yıpratıldıklarını" söyleyen siyasiler, bu olayda ve bir oylamayla, kalan itibarlarından koca bir parçayı daha kendi elleriyle götürdüler.
Selahattin Duman, başka bir vesileyle söylemişti: Battı fishing, yan going...