İsrail çok başarıyla uyguluyor...
Gerçi Amerika ve Fransa da bu sisteme yabancı değil... Bir masa var, etrafına bütün dünya liderlerini oturtuyorlar, "Bugün ne yapıyorsun, ne düşünüyorsun" diye soruyorlar.
Sonra mesela İsrail Başbakanı kim, hangi konuda ne yapacak diye bir fikir sahibi oluyor, ona göre politika saptıyor.
Şimdi diyeceksiniz ki, "Nasıl oluyor da oluyor, bütün dünya liderlerini bir masada topluyorlar?"
Efendim bizzat kendilerini toplamıyorlar elbette...
Onların yerine "gölgelerini" topluyorlar.
Bu sistemde bir lideri oynayan kişi, rolünü üstlendiği ülkenin lideriyle özdeşleşiyor.
Yani onun yediği yemeği yiyor, onun okuduğunu okuyor, onun sorunlarını yaşıyor, onun vereceği kararlarla karşı karşıya kalıyor...
Bütün istihbarat birimleri de...
Bir aktör hangi ülkenin liderini oynuyorsa, o ülkeyle ilgili bütün bilgileri önünef yığıyorlar, "aktör lider" onunla besleniyor.
Aktörün oynadığı liderle ne kadar özdeşleştiğini ölçmek de kolay...
Mesela "aktör Moiz" Jacques Chirac olsun diyelim...
Chirac şu konuda nasıl davranacak dendiğinde, tahminleri tutuyorsa rolüne oturmuş oluyor.
Bush'u oynayan aktörle, Chirac' ı oynayan aktör, Bush Chirac'la konuşurken aralarında konuşuyor oluyorlar, "sahte buluşma" gerçek buluşmaya ne kadar benzedi, sürekli istahbaratla ölçülüyor.
Hedef...
Dünyada hangi lider nasıl düşünüyor diye doğru tahminde bulunmak...
Yapılacak hamleyi önceden tahmin etmek.
Bu tahminleri doğru yapınca; nereden, ne geleceğini önceden bilince...
Yol alıyorsun.
Başkasının dümen suyundan gideceğine, kendine yol çiziyorsun.