Yanılıyor muyum, bilmiyorum... "Yılan Hikayesi'nin eski havası yok. Meltem Cumbul diziden ayrıldıktan sonra ilk kez Salı akşamı izledim yeni "Yılan Hikayesi"ni. Allah'ın bildiğini kuldan ne saklayayım. Sevemedim.
Zeyno'lu yılan hikayelerinde, seyirciyi saran, Memoli Ğ Zeyno - Erkan Ağa'lı aşk üçgeninde gelişen olaylar olurdu. Zeyno'nun saflığı, Erkan Ağa'nın pişmanlığı, Memoli'nin duygusallığı seyirciyi alıp götürürdü.
Sonra Belgin Hanım ile Sinan Beyi'in nostaljik aşkları hemen her bölümde yer alır, seyirci kah hüzünlenir, kah meraklanırdı.
Baktım da "Yılan Hikayesi"nin yeni bölümlerine, bizi aylarca ekrana mıhlayan o aşkların yerinde yeller esiyor. Dizi, kaçıp kovalamacalı bir polisiyeye dönüşmüş. Biraz da entelleşmiş. Laflar azalmış, müzik çoğalmış. İnanır mısınız, "Yılan Hikayesi"nin yeni bölümlerinde gözüm Rambo'yu bile aradı. Onun bulunduğu sahnelerde kahkaha hiç eksik olmazdı.
Şimdi diyebilirsiniz ki, "Dur bakalım... Memoli ile Yunanistan'dan gelen kadın polis daha mercimeği fırına vermediler!"
Verseler ne yazar... Yunanlı polis kız, bizim Zeyno'nun eline su dökemez.
Sizi bilemeyeceğim ama, ben "Yılan Hikayesi"nde Zeyno'yu çok arıyorum.
Şimdi kıssadan küçük bir hisse çıkartalım: Bir dizinin temel direği oynadı mı, dizinin çatısı sarsılıyor.
Bir de şu var. Bir yıl kadar önce yazdığım bir yazıda, Yunanlı polis kızın yerini aldığı Memoli'nin eski yardımcısının (Betül Şahin) operasyonlara katılmamasını, süs bebeği gibi bir köşede oturtulmasını eleştirmiştim.
Baktım, önerime bir yıl sonra kulak vermişler. Yunanlı kızı ateşin içine atmışlar. Doğrusu da buydu.
İşte, yeni "Yılan Hikayesi" için düşündüklerim. İnşallah yanılan ben olurum.
ELÇİYE ZEVAL OLMAZ: Aldığım mektupların, faksların, e-mail'lerin büyük bölümü TV'de Sinema ile ilgili. Beş büyük kanalda, yerli - yabancı filmlerin gün gün azalmasına seyirci tepki gösteriyor. Akşamları yayınlanan vurdulu kırdılı filmlerden bıktıklarını da söylüyor.
Elçiye zeval olmaz diyorum, okurlarımın eleştirilerini televizyonların üst katlarına postalıyorum!