Hazine'nin yeni gözdesi bireyler
Hazine'nin 105 katrilyonluk iç borç stoğunun yüzde 13.3'ünü bonolar oluşturuyor. Bunun yüzde 80'i, yani yaklaşık 9.6 katrilyon liralık kısmı da bireysel yatırımcıda...
Repo stopajı artıp, mevduat faizleri düşünce, yüzü gülen taraf Hazine oldu. Artık iç borçlanmanın pek de azımsanmayacak bölümü direkt olarak tasarruf sahipleri tarafından karşılanıyor.
Bireysel müşteriler büyük çoğunlukla bankalar aracılığı ile bono ihalelerine katılıp, Hazine'ye borç veriyor. Bu nedenle bireylerin sahip olduğu miktar konusunda istatistiksel bir veri bulmak mümkün değil. Ancak yetkili kişilerin verdikleri bilgiye göre 'bireysel müşteriye bono satış pazarının' yaklaşık yüzde 70-80'i piyasadaki 4-5 bankanın elinde. İhalelerde veya daha sonra ikinci elde alınan bonoların yüzde 80'i, (hatta bazı bankalarda tamamına yakını) direkt bireysel müşteriye satılıyor. Bankaların elinde küçük bir kısmı kalıyor.
Eylül sonu itibariyle toplam iç borç stoğunun içinde bonoların payı yüzde 13.3 seviyesinde. Nominal olarak 14 katrilyonluk, TL olarak da 12 katrilyonluk bir portföy var. Ortalama vadesi 2.3 ay olan bu stoğun yaklaşık yüzde 80'inin, yani nominal olarak 11 katrilyonluk kısmının bireylerin elinde olduğu hesabı ortaya çıkıyor. Yatırımcıların 'Hazine'ye duyulan güvenlerinin' karşılığı, TL bazında 9.6 katrilyon civarında...
Hazine bireysel yatırımcıyı daha uzun vadeye çekebilmek için, riski az, endeksli enstrümanlar üzerinde de çalışıyor.
Bankalar kaynak kaybediyor
Tasarruf sahibinin bonoyu tercih etmesinin baş nedeni getiri. Üç aylık mevduatlar yıllık bazda net yüzde 55 civarında. Hazine ise yüzde 60'ın üzerinde faiz kazandırıyor. Bu durum Hazine'ye yeni alıcı grubu yaratırken, bankacılık sistemindeki kıt olan TL kaynaklarını doğal olarak azaltıyor.
Bireysel yatırımcının bonoya ilgisi, kriz sonrası mart ayında ihraç edilen 'Derviş bono' ile artışa geçti. Önce sadece bonoların beyanname verme kapsamında bırakılması, ardından 1999 sonunda çıkartılan geriye dönük deprem vergisi ve son olarak 2000 yılında faizlerin hızla düşmesi sonucu bonodan soğuyan bireysel yatırımcı, yeniden Hazine'ye borç vermeye başladı.
Dikkat, gol yemeyin
Mart ayında yapılan 'Bonolara beyanname zorunluluğu kaldırılacak' şeklindeki açıklama da, bono alımını körükledi.
Açıklama yılın üçüncü ayında yapıldı, ama düzenlemeye '26 Temmuz'dan sonra ihraç edilen bonolar için geçerlidir' ibaresi düşüldü. Oysa örneğin piyasada en fazla işlem gören 6 Mart 2002 vadeli bonoların bir kısmı 26 Temmuz'dan önce ihraç edilmişti. Yani farklı tarihlerde, ancak aynı nominal tutarda, aynı bonoya sahip iki yatırımcının kazancı (yıllık bazda) eşit olmayacak.
Bu risk hala mevcut. Eğer banka yatırımcıyı uyarmazsa, tasarruf sahibinin 26 Temmuz'dan önce ihraç edilmiş bir bonoyu alıp gol yemesi mümkün!