kapat
01.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 MEDYA
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 MODA
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
PSV Maçını doğru yorumlamak

Doğru söyleyin.. PSV önünde oynanan futbolu görünce, Galatasaray'ın ilk turu Nantes önünde ikinci bitirip, yarın çekilecek ikinci tur kuralarında ilk iki torbaya girme hakkını kaybetmesine üzülmediniz mi?.. Bu hakkı, Fransa liginin galibiyetsiz sonuncusu ve bir numaralı küme düşme adayı Nantes'a kaptırmak sizi hiç mi rahatsız etmedi?..

Lucescu, eğer Galatasaray'ı başından beri bu yürek, bu cesaret, bu ataklıkla oynatsaydı, bu gurupta, 6'da 6 yapar, 18 tam puanla birinci olurduk.. Sanırım Romen hoca da geldiği bu noktada geçmişteki yanlışlarını değerlendirme fırsatı bulacaktır.

Şimdi, eğri oturalım ve doğru konuşalım.. Başarıyı maç gecesi çılgınca alkışladıktan, o tatlı sarhoşluğu yaşadıktan sonra, şimdi daha soğukkanlı bir değerlendirme yapalım..

Galatasaray'ın Ali Sami Yen'de PSV'yi yenmesi ve ikinci tura kalması bir zafer değil, bir doğal sonuçtur. Hatta zayıf sonuçtur..

Nantes'ın birinciliği, gurubumuzun ne kadar zayıf olduğunun göstergesidir. Kağıt üzerindeki en güçlü, en pahalı takım Lazio'nun sonunculukta kalıp, UEFA kupasına bile gidemeyişi bu göstergenin doğruluğunun bir başka kanıtıdır. Galatasaray'ın her üç rakibi de kendi liglerinde küme düşme hattında dolaşmaktadırlar.

Galatasaray'ın bu gurupta birinci olması normaldi, ikinci olunmuştur.

O zaman Çarşamba akşamının harika görüntüsü nedir?..

Galatasaray'ın oynadığı futbol ve bu futbolun oynanmasına sebeb olan Lucescu'daki düşünce değişikliği..

Nantes ve Beşiktaş maçlarındaki, korkak takım dizilişi, yüreksiz oyun düşüncesi ve miskin görüntü, Trabzon maçında provası yapıldıktan sonra, PSV maçında sahneye konan, geçmişin saldırgan ve kazanmak, mutlak kazanmak için oynayan Galatasaray ile değişmişti.. Galatasaray'ı Avrupa Şampiyonu yapan agresif futbol geri dönmüştü..

Rakip daha kendi sahasında hücum presle karşılanıyor, topu ayağında biraz tutma gafletinde bulunan Hollandalı, anında, etrafını çeviren üç kişi arasında boğuluyor, topa vuramaz hale geliyordu.. Ben o gece PSV'de oynasam, bu müthiş baskı karşısında mızıkır, topu bırakır, sahayı terkederdim.. Topa biran önce sahip olmak için böylesine müthiş bir baskıyı, Galatasaray, Terim'in gidişinden beri ilk defa uyguluyor.. Öldürdüler PSV'yi.. O gece PSV değil, Dünya karması olsa onu da öldürürlerdi.. İşte alkış buna..

Bir örnek daha.. Galatasaray 2-0 galip.. Maçın sonuna, daha herşeyin olabileceği uzun dakikalar var.. Galatasaray korner atıyor.. Galatasaray'ın iki stoperi, Fleurquin ve Emre'nin ikisi de, PSV kalesi önüne gelmiş, üçüncü gol peşinde..

Şimdi daha dün "En bayıldığım skor 1-0'dır.. Gol yememeyi garanti edecek bir taktikle oynar, bu arada bir de gol çıkarırsanız ne güzel olur" diyen İtalyanların bile utanıp terkettiği katenaçiyocu Lucescu'nun takımı bunu yapar mıydı, yoksa tek kişiye korner mi atardı?.

O rezil, o utanç verici, o çok ayıp korkaklık kamuflajı, o yüzkarası slogan "Yenemiyorsan, yenilme"nin arkasına sığınıp, Nantes ve Beşiktaş maçlarında kaybedilen altın puanları nerdeyse zafer gibi sunmaya çalışan hoca mı yönetiyor Galatasaray'ı..

"Yenemiyorsan yenilme.."

Bundan daha mantıksız, bundan daha anlamsız bir laf duydunuz mu?..

Ne demek bu?.. Kafanızda bu varsa, takımı nasıl dizer, hangi taktikle oynarsınız söyler misiniz?.. "Yenemiyorsan.." durumuna ne zaman karar verip, "Yenilme" durumuna geçeceksin?.. Kura çekildiğinde mi?.. Maça çıkarken mi?.. İlk devre bitince, ya da ikinci yarının yarısına gelince mi?.. Böyle bir şey var mı?.. O zaman bu lafın korkaklık dışında mesnedi var mı?.. Bu maçı kazanamayan, kazanmaktan korktukları için kazanamayanların züğürt tesellisi ve göz boyaması değil mi?.. Bu laf kırk yıl evvel Türk futbolunu durduran "Şerefli beraberlikler"e yeniden dönüş değil mi?..

Galatasaray PSV'ye karşı "Yenemiyorsan, yeneceksin" sloganı ile oynadı.. Zaferin yolu bu.. Kazanmanın yolu bu.. Lucescu nihayet anlamış görünüyor..

Bunun anlamı şu?..

Üçüncü ve dördüncü torbada olmak kimseyi korkutmasın.. Tabii güzeldi, birinci torbada olmak.. Ama sonuna kadar gitmeye niyetli takımlara güçlü rakiplerin önce ya da sonra çıkmasının farkı yok.. Bu düşünce ile bu futbolu oynayacak Galatasaray'ı durduramazlar..

Ancak..

PSV önündeki o müthiş ezici futbol, aksayan yanları gözümüzden kaçırmasın..

Galatasaray'ın kendi sahasında topa hakim olma yüzdesi düşük.. Bunun sebebi, müthiş bir hırs, taktik ve efor sarfı ile kazanılan topların çoğu zaman hemen ilk vuruşta rakibe teslim edilmesi.. Topu ayağımızda bir süre tutabilsek, doğru paslar verebilsek, ya daha hızlı ve daha çok kontratağa çıkıp rakibi daha çok gafil avlayacağız, ya da topu aramızda dolaştırıp, kapmak için sarfettiğimiz yoğun eforu, aktif bir dinlenme ile yeniden kazanma şansımız olacak..

Galatasaray kaptığı çoğu topu daha ilk pasta kaybediyor, buna çözüm bulunmalı..

Savunmadaki inanılmaz yardımlaşma, hücumda ayni ölçüde yok.. Bunun sebebi, biraz topla fazla oynama merakı, biraz da egoizm.. Bu da çözülmeli..

Sonrası..

Kimse tutmasın Galatasaray'ı..

***
Tabii o gece ilk defa Fenerbahçe'yi nihayet unutmuş görünen seyircinin, kendisini eğlendirmek için maça gelmek yerine, takımın arkasında 12 numaralı formayı gerçekten giymiş olmasını da alkışlamak gerek.. İşte Galatasaray seyircisi bu.. Hep böyle olmalı..

***
Turgay Şeren'i kutlarım.. Türk televizyonlarında, yapılması gereken yorumları bir tek o yapıyor.. Buz gibi soğuk, kaskatı yorumları, teknik direktör lafları ve terimleri ile, millete bu işi nasıl bildiğini gösterme merakı yok.. Kişisel kin ve nefretleri ile, seyirciden ve ardından patronlarından aldığı sert uyarılar arasında şaşırıp, "Bilmiyorum, anlamıyorum" diye saçmalamıyor da.. Tam batılı, tam Avrupai, maçın sunucusu ile, hafif bir sohbet, diyalog, konuşma havasında, çok içten, çok şirin katkılar yapıyor maç anlatımına.. Belli mizahı ile çoğu zaman ekran başındakileri güldürüyor da.. Turgay kaptan çok doğal, çok insancıl, çok sevimli..

Yanındaki sunucu, daha az bağırsa (Spikerler her durum ve pozisyonda bas bas bağırmayı marifet sanıyor nedense), biraz daha az konuşup, radyoda değil, televizyonda olduğunu hiç unutmasa ve görüleni söylemekten vazgeçse, Star'ın Turgaylı anlatımlarının tadına doyulmayacak.

Kutsal ittifak erken kuruldu!..

Spor medyamız var ya, spor medyamız.. Hani Aziz Yıldırım'ın televizyon kameraları önünde şerefsizliğini ilan ettiği medyamız. Hani ne Aziz Yıldırım, ne de onun tetikçilerinin bir açıklama yapma gereği dahi duymadıkları bu ağır hakareti, dernekleri ile birlikte kabullenip, bize "Sustuklarına göre öyleyiz zahir" dedirten medyamız..

Belki de Aziz Bey suratlarına tükürünce, kendilerine gelip Kutsal İttifak'ı bu sezon erken topladılar..

Mutlu Çelik için kurulan engizisyon mahkemelerini ve idam sehpalarını görüyor musunuz?.. Her gazete, her Tv programı nerdeyse Mutlu Çelik ile başlıyor, Mutlu Çelik ile bitiyor..

Amaç ne?..

Maç yeniden mi oynanacak?.. Hakem kararları geri mi alınacak?..

O kadar saf olmayın.. Amaç bundan sonra Galatasaray maçını yönetecek hakemlere göz dağı vermek.. Mutlu Çelik'le öyle bir emsal yaratacaklar ki, bir daha bir hakem Galatasaray lehine sonuç verebilecek bir düdük çalarken on defa düşünüp dokuzunda caysın, ama Galatasaray'ı yıkacak düdükleri hemen üflesin..

Mutlu Çelik'i kurban ederek, geri kalan tüm hakemleri etki altına alacaklar ki, aradaki 4 puan fark açılmasın kapansın..

Beşiktaş maçında, Galatasaray'ın iptal edilen buz gibi golünü 24 saatte unutan medya, Mutlu Çelik'i günlerdir gündemde tutuyor.. Takke düşüp kel görünüyor..

Umurlarında değil.. Çünkü onlar çoğunluk.. Çünkü onlar medyanın yüzde 90'ını ellerinde tutuyorlar.. Kadı onlar, davacı onlar, mübaşir, şahit onlar.. Galatasaray bu kutsal ittifaka rağmen hala ayakta duruyor, hala liderlik sürdürüyorsa, varın anlayın büyüklüğünü ve farkını..

Ahmet Çakar.. Erman Toroğlu.. Mutlu Çelik'in o maçını değil, tüm hakemlik hayatını ve kişiliğini çizip atıyorlar.. Niye bugün?.. Niye Galatasaray maçından sonra?.. Beşiktaş-Kocaeli maçının ardından, daha 15 gün evvel ayni Çelik, kahraman, örnek hakem ilan edilirken nerdeydiler?.

***
Üretilen şu aşşağılık senaryolara bakın..

Hakem, Galatasaray maçı kazansın diye görevlendirilmiş.. Bu görevlendirme Galatasaray'a bildirilmiş, garanti verilmiş ki, Trabzon maçındaki erteleme isteğini geri çeksinler..

"Galatasaray niye erteleme istemedi" diye Fenerli medya bas bas bağırıyor, düşünebiliyor musunuz, tezgahı?..

Herkesi nasıl bilirsin, kendin gibi.. Yahu senaryo üretiyorsun bari mantıklı üret.. Fanatik Fenerli Bülent Yavuz, fanatik Fenerli Mesut Çelik'e Galatasaray'a kazandırma görevi verecek öyle mi?..

Ahmet Ağaoğlu, Golf Federasyonu Başkanı olduğunu unutup, Futbol Federasyonu Başkanına, Merkez Hakem Komitesinin tümüne ve Mutlu Çelik'e ağır hakaretler savururken, tüm bir ligi şaibe altına sokarken "Hakemin Mutlu Çelik olduğu bir gün evvelinden belliydi" iddiasına sığınıyor. Palavraya bakın.. Golf Federasyonu Başkanı, bilgiyi gizli bir telefondan almışmış.. Hadi canım sen de.. Ahlaklı adamsan, kimden aldığını açıklarsın.. Onu gizli tut, etrafa çirkef dağıt.. Bu mu etik?. Bu mu insanlık?.. Ulusoy, Yavuz ve Çelik'te zerre haysiyet varsa, Ahmet Ağaoğlu'nu ayrı ayrı mahkemeye verirler.. Kemal Mutlu bu teşkilatın Genel Müdürü ise, Merkez Ceza Kuruluna vermekle kalmaz, görevden de alır..

Şimdi, Golf Federasyonu Başkanı hakemin 24 saat önce belli olmasını suçmuş gibi ileri sürerken, Fener Fanatikliğinde liderliği artık amigo bazına getiren Milliyetspor manşetinden tam tersi bir senaryo üretiyor.. Esas hakem Murat Ilgaz'mış.. Son anda değiştirilmiş.. Bu yüzden hakemler normal 12.00'de açıklanırken, bu defa 14.00'de açıklanmış..

Birbirinin tam tersi iki senaryo.. İkisi de yalan.. İkisi de dolan.. Ama tam zıt iki iddianın ikisi de, teşkilatı ve Çelik'i karalamak için kullanılıyor. Bu nasıl mantık, bu nasıl şaşkınlık?..

Kutsal İttifak medyasının foyası, bu yıl erken döküldü ortaya..

Onlar yapacak, biz teşhir edeceğiz..

Aziz Yıldırım da bas bas bağıracak..

"Şerefsizler!.."

SPOR DUVARI

* Galatasaray'ın maçında PSV'nin neyin kısaltması olduğu anlaşıldı: PeS Valla!..

* Ali Sami Yen'in Avrupa'da adı farklı: Ali Sami YENİL

* Cimbom, PSV'yi geçip Şampiyonlar Liginde yoluna devam ediyor. Yol, iz bilmek başka şey canım...

* Herkesin eleştirdiği Sergen harikalar yaratıyor. Özellikle de gece maçlarında... Gece hayatını sevdiğinden olsa gerek...

* Milan bu hafta da berabere kaldı. Terim, reklamdaki çocuğu dinlese iyi olacak galiba...

Hakan&Utku



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
SABAH'ın Demokrasi Kürsüsü'nde sizde sesinizi duyurun

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır