kapat
30.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
HAŞMET BABAOĞLU(hbabaoglu@sabah.com.tr )

Cumhuriyet ve Cumhuriyetçilik

Cumhuriyeti "Cumhuriyetçilik"ten ayrı değerlendirmek doğru olur mu? Hiç uzatmadan söyleyeyim: Hayır! Açıkça yanlış olur!

En azından eksik olur, bayramlık söylevlerin ötesine gidemeyişin yolunu açar!

Belki bu yüzden kamu yöneticilerinin Cumhuriyet Bayramı konuşmalarında ortaya çıkan tablo çoğu kez dinleyenlerde ya "Başüstüne efendim, siz öyle dediyseniz, öyledir!" duygusu yaratıyor; ya da genç zihinlerde oluşan kafa karışıklığının üzeri laf kalabalığı ile örtülüyor.

Sözgelimi, bir belediye başkanı "Cumhuriyet dürüstlüktür" demiş... Bir başka devlet yetkilisi "Cumhuriyet adalettir, eşitliktir" demiş.

İyi de, niye öyle?

Adı ve yönetim biçimi cumhuriyet olarak nitelenen nice rejim var ki, "adalet ve müsavat"la ilgisi yok!

Cumhuriyet bir ansiklopedi maddesinden, yahut bir devletin adına eklenmiş siyasal bir kavramdan mı ibarettir?..

Cumhuriyetçiliği anlamanın, kavramanın ve hem gündelik hayatta hem de siyasal alanda sıcak tutmanın önemi işte burada!..

Altı Ok'taki laikliği, devletçiliği, devrimciliği, ulusçuluğu, halkçılığı çok konuştuk; konuşuyoruz; daha da konuşacağız.

Tamam!

Ancak bu oklardan biri de Cumhuriyetçilik!..

Cumhuriyet'i konuşur; Cumhuriyet Bayramlarını kutlarken Cumhuriyetçiliğin üzerinde durmayı ihmal ediyoruz gibi geliyor bana...

29 Ekim 1923 basitçe bir rejim biçiminin ilanının tarihi değildir.

Atatürk daha Erzurum Kongresi'nde kongre notlarını tutan Mazhar Müfit'e "Cumhuriyete gidiyoruz" derken hiç kuşku yok ki, sadece saltanatın kaldırılmasını planlamıyordu...

"Cumhuriyetçilik" kavramı Atatürk'ün hedefinin bu kadar dar olmadığını kanıtlıyor.

Bu siyasal bir tasarım, ama ondan da önemlisi toplumsal bir hedeftir.

"Heyet-i içtimaiyede en yüksek hürriyetin, en ali müsavat ve adaletin temin-i istikrarı ve mahfuziyeti ancak ve ancak tam ve kati manasıyle hakimiyet-i milliyenin müesses bulunmasıyla daimdir." Mustafa Kemal Atatürk'ün bakışı bu kadar açıktır.

Bu sözlerdeki özgürlük, adalet ve eşitlik sözlerinin altını çizip bir kez daha yan yana sıralayın ve bunları ulusun egemenliğiyle eşitleyin. Bu formüldür Cumhuriyetçiliğin temeli...

Yani... Her şeyden önce özgür ve egemen birey davranışının toplumsal kültürüdür Cumhuriyetçilik. (Mustafa Kemal Atatürk rejim değişikliğini ve devrimlerini dile getirirken sadece adalet ve eşitliği vurgulayabilirdi. Fakat bu konudaki hemen her ifadesinde özgürlüğü ısrarla kullanmıştır. Bu rasgele bir tercih değildir elbette! Bu bir "kültür"ün işaret edilişidir.) Ve... Yurt ve devlet üzerinde birilerinin (ister sembolik, ister muktedir olsun) sahipliği nosyonunu kaldırmanın, ulusal egemenliği sarsılmaz bir temele yerleştirmenin siyasal açılımıdır Cumhuriyetçilik...

Şükür ki, Cumhuriyet çok yol aldı.

Artık Cumhuriyetçilik de ona aynı kararlı adımlarla eşlik etmeli.

AYNA
Her arzunun içinde bir kasapla bir keşiş itişirler. E. M.CIORAN

ALTYAZI
Zorba: Patron! Seni sevdim, biliyor musun?.. Her şeyin var ama tek bir şey eksik sende! Çılgınlık!.. İnsanın bir parça çılgınlığa ihtiyacı vardır, ya da...

Basil: Ya da?..

Zorba: Ya da ipi koparmaya kalkışmayacak; özgürlüğe hiç heves etmeyeceksin!

(Kazancakis'in muhteşem romanından uyarlanan 1964 yapımı Kakoyannis filmi "Alexis Zorba"dan bir sahne.)

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır