Örneğin:

* Eğer ekonomi canlı ise vergi doğurur.

* Ekonominin nabzı ile uygulanan programın nabzını birlikte tutmak zorundayız.

* Nabız eğer ekonominin aleyhine işliyorsa, bunun üzerinde durmak lazımdır... Duruyoruz.

Hedeflere "fazlasıyla ulaşılmış."

2001 bütçesinde de, eylül sonu itibariyle "durum aynı."

Maliye Bakanı:

- Uygulama böyle olduğu içindir ki... Bu olumlu sonuçların alınması nedeniyledir ki... KDV oranlarında bazı düzenlemeler yapabiliriz.

- Türkiye kendi kaynaklarını seferber ediverse, dışardan beklenenden çok daha büyük imkânlar doğar... Türkiye'de bu potansiyel var.

Ama... "Güven ortamı" olmayınca...

Para "yastık altına" giriyor.

"Yurt dışına" çıkıyor.

Herkes "Türk Lirası'ndan kaçıyor."

Sümer Bey'e "bunları" söyledik.

Ve ekledik:

- Hafta geçmiyor ki bir "konsolidasyon söylentisi" çıkmasın... Okuyucu telefon ediyor... "Devlet, bankadaki paraya el koyacakmış, doğru mu" diye... Yani... Her şeyin başı güven.

Sümer Oral'ın "tepkisine" gelince...

Aynen şöyle:

* Yalan, yalan, yalan... Maliye Bakanı olarak söylüyorum... Konsolidasyon falan yalan.

* Hiçbir vatandaşım; varlığı, kazancı, bankadaki parası için endişe duymasın.

* Dedikodulara inanılmasın... Kaygıya gerek yok.

* Halkımız, ülkenin parlak geleceğinden kuşku duymasın.

* Türk Lirası'na güvenin... Güvensizliği atın... Karamsarlığı bırakın.

* Başka Türkiye yok... Kaynaklarımızı bugün seferber etmezsek, ne zaman edeceğiz?

* Ey Türkiye... Bankadaki parandan korkma... Mantığa, akla uymayan hiçbir şeye inanma.

- Ekonomi, üretimle ayakta durur... Hem üretimin canlanması şart ve hem de tüketimin.

- Sümer Bey... Çare?

- Çalışıyoruz.

- Ayrıntı verir misiniz?.. KDV'lerde... Vergide... Neler yapacaksınız?

- Birkaç gün içinde söyleyebilirim.