kapat
30.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

"Az kaldı az"


Hizbullahçı polis katillerinin yakalanmalarının an meselesi olduğunu belirten Özdemir 'İsimleri bile biliyoruz. Ama detayları açıklamak zararımıza olur' dedi
Sabah saat 07.00'de çaldı telefonum... Karşımda İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir vardı ve SABAH'ın manşete taşıdığı "İstanbul polisi uyuyor mu?" sorusunu cevaplıyordu: "Uyumuyoruz, durmuyoruz... Arkadaşlarım ve ben gece gündüz çalışıyoruz ama sağlam bir şeyler bulma peşindeyiz." Sözlerine, "sitem etmek için değil bilgi vermek amacıyla aradığını" vurgulayarak başlayan Müdür Özdemir, dünyanın sayılı megapollerinden biri olan İstanbul'da, Hizbullah tetikçilerinin polisleri bile öldürebilmesinin ve ellerini kollarını sallayarak dolaşmasının halkta -hatta emniyet teşkilatında- nasıl huzursuzluk yarattığını anlattığımda, "Az kaldı az" dedi... Arkadaşlarının kanlarının yerde bırakılamayacağını söyleyen Özdemir, şöyle sürdürdü konuşmasını: "Birkaç isim ve eşkal belirlendi ama Üzeyir Garih Cinayeti'nde yaşadığımız kötü tecrübeleri bir daha yaşamak istemiyoruz. O olayda canımız çok sıkılmıştı. Üzerimize çok gelindi. İstenmeyen demeçler verildi ve yorumlar yapıldı. Bir daha böyle olsun istemiyoruz. Cenaze törenlerinde, şehit arkadaşlarımızın kanının yerde kalmayacağını söyledim. Ama bölge emniyet amirleri ve müdürlerle yaptığım gizli toplantılarda daha ağır şeyler söyledim. 'Büyük hatalar yapılıyor' dedim. 'Dikkatli olmak gerekir, polis gibi davranılması gerekir' dedim. Bunlar katil insanlar. Siz yazdınız, beni 'ilk öldürecekler' listesine almışlar."

İYİ ÇALIŞMALARIMIZ VAR
"Arkadaşlarla, defalarca, yapmamız gerekenleri ve almamız gereken önlemleri konuşuyoruz. Bu olayın, iki boyutu var. Birincisi saldırılara karşı almamız gereken önlemler, ikincisi katilleri yakalamamız için yapılan ve yapılacak olan çalışmalar... Kendimize göre bazı iyi çalışmalar var. Az kaldı. Bize göre isimleri bile biliyoruz. Ama detayların açıklanması zararımıza olabilir; bunun için susarak çalışmayı tercih ediyoruz. İnşallah arkadaşlarımızın kanını yerde bırakmayacağız."

Emniyet Müdürü Özdemir, "kararlı çalışmalarını" bu sözlerle anlatırken, onun ardından arayan birçok emniyet yetkilisinden de aynı cümleyi duydum: "Eli kanlı tetikçilerin yakalanması an meselesi."

SÖZ HAVADA KALMAMALI
Fakat, farklı isimler tarafından, birkaç dakika arayla tekrarlanan bu açıklama, birçok olaydan sonra verilen 'Katilleri yakalayacağız' sözünün havada kalacağı korkusunu üzerimden atmamı sağlayamadı... Aradan geçen aylara rağmen, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın katillerinden yakalanamayanların olması bu korkuyu besliyor, çünkü... Evet, kabul ediyoruz... Hizbullah yapısı ve eylemleriyle oldukça karmaşık bir örgüt. Gizlilik ve acımasızlık en önemli özellikleri... Yakalanan bir militandan üstündeki yöneticilere ulaşmak çok güç. Çünkü o kişi de tanımıyor, 'vur' emrini verenleri...

HİZBULLAH'A "DUR" DENMELİ
Ama, şu da bir gerçek ki, İstanbul Beykoz'da 17 Ocak 2000 tarihinde gerçekleştirilen operasyonda, liderleri Hüseyin Velioğlu'nun öldürülmesiyle birlikte hedefini değiştirdi Hizbullah. Artık güvenlik güçlerine karşı da saldırılar düzenliyor. Ne yazık ki, kan döküyor, can alıyor. Ve 'dur' denmezse duracağı yok...

NOT: Önceki gece ise Hizbullah örgütünün kilit isimlerinden olan Hizbullah'ın öldürülen lideri Hüseyin Velioğlu'nun manevi oğlu olduğu söylenilen Abdülhalim Türe'nin saklandığı eve baskın düzenlendi. Gaziosmanpaşa'daki hücre evine gece yarısı yapılan baskında Abdülhalim Türe camdan atlayarak kaçmak istedi ama ayağı kırıldı. Polisten aldığım bilgilere göre Almanya'ya gitmek için Mardin'den İstanbul'a geldiği anlaşılan Türe'nin polis katilleri ile bağlantısı yok.

4 İtirafçıyı 8 polis koruyor
Hayati tehlikesi bulunan dört itirafçı polis tarafından yakın korumaya alındı. İkisi PKK, biri DHKP-C, biri de MLSPB adlı yasadışı örgüt üyesi olan ve daha sonra itirafları ile örgütlerinin çökertilmesinde rol oynayan bu kişiler, Pişmanlık Yasası gereği korunuyor. Bu kişileri 8 polisin koruduğu belirtildi.

İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, AKP Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın soru önergesine verdiği yanıtta, Emniyet teşkilatında koruma hizmetini yerine getiren 2 bin 700 personel bulunduğunu, yurtdışında da 357 polisin bu amaçla görev yaptığını bildirdi. Türkiye'de resmi sıfatı ya da üst düzey devlet görevi olmayan ve yakını gereği korunan 64 kişi ile 36 basın mensubu, 34 belediye başkanı, 25 yabancı misyon temsilcisi var.

Bankacı, serbest meslek kuruluşları, vakıf ve dernek başkanları ve benzeri gibi meslek gruplarından 31, parti il ve ilçe başkanı 16, avukat 11, sendika başkanı 7, işadamı ve işletme sahibi 71 kişi olmak üzere toplam 299 kişi, yakın koruma altında bulunuyor.

YENİ YASA ÇIKARILACAK
Bunların dışında emekli 114 bürokrat ve kamuda görev yapmış 45 devlet adamının korunması için 46 araç ile 326 koruma personeli görevlendirildi. Bu koruma araçları, 7 ayda toplam 70 bin litre yakıt tüketti.

Korunanlar arasında eski Cumhurbaşkanları eski Başbakanlar, eski Bakanlar, generaller ve bunların emeklileri ile askeri hâkim ve savcılar, DGM Başkanı, üyesi ve savcıları, siyasiler ile übt düzey bürokratlar, işadamları ve işletme sahipleri ile basın mensupları olduğunu bildirdi.

Yücelen, AB'ye uyum süreci içerisinde, Türkiye'deki koruma hizmetlerinin de özel güvenlik teşkilatlarına kaydırılacağını açıkladı ve "Bu konudaki yasa tasarısı Meclis'te. Ayrıca eğer koruma hizmetlerini polis yaparsa, bunun masrafının ilgili kişiden alınması yönündeki yasa tasarısı da TBMM'de bekliyor" dedi.

Tayfun HOPALI

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır