kapat
27.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
HAŞMET BABAOĞLU(hbabaoglu@sabah.com.tr )

'Yapay Zekâ' üzerine devam...

"Sinema tarihinde bugüne kadar gördüğümüz en kasvetli, en heyecan verici, en rahatsız edici sevgi tüneli yolculuğu!.."

Amerikalı bir eleştirmen "Yapay Zekâ"yı böyle nitelendirmişti. Çok iddialı (fazla "en"li!) ama bence de haklılık payı içeren bir ifade...

Seyredeli birkaç gün oldu; ama bir sahne zihnime yapıştı kaldı! Daha doğrusu bir görüntü!

Şöyle...

Sevgisi gerçek ve sonsuz, fakat kendisi robot-çocuk olan David, onu evlat edinen ailenin aynı yaştaki ve "sahici" çocuğu Martin'e korkuyla sarılmış "Beni koru!" diye bağırıyordu. Çünkü Martin'in arkadaşları oyuncak muamelesi yaparak onu incitmeye başlamıştı. Havuz kenarındaydılar...

İtişip kakışma sırasında David'in kolları Martin'e sarılı halde, havuza düştüler. Dışardan bakılınca David kıskandığı Martin'i havuza düşürdü diyebileceğiniz bir manzara...

David eninde sonunda makineydi, Martin ise insandı ve boğulacaktı! Baba kendini suya attı, David'in kollarından kurtardı oğlunu son anda.

Kamera suyun dibinde kolları ileri doğru uzanmış David'i uzun uzadıya gösterdi. Robot-çocuğun kolları bize doğru uzanıyordu sanki...

Ve sanki diyordu ki; "Benim sizi sevmem, sizin de beni sevmenize yetmez mi? Neden yetmiyor?.. Elinizi uzatın bana! Haydi..."

Orada, havuzun dibinde terkedilmişti David!..

***
"Evlat edinme" Amerika'da gitgide yaygınlaşan bir tercih. Spielberg bir bakıma alttan alta bu anne babaları sorguya çekiyor...

"Onları gerçekten sevmeye hazır mısınız?" diyor.

Filmdeki anne Monica bir ara şöyle yakınıyordu: "İnsanın kendi çocuğunun yerini hiçbir şey tutmuyor!"

Soğuk ve gerçekçi bir tutum...

Eğer öyleyse, yeni ailelerine bağlanan çocuklara yazık! Gerçekten yazık! Çünkü sevgi "soğuk ve gerçekçi" tutumlarla bağdaşmıyor; ortaklık taşımıyor...

***
Bir Pinokyo masalı aslında film...

David sınırsızca sevdiği "anne"si onu terkedince, Pinokyo masalını hatırlıyor. Eğer "Mavi Peri"yi bulursa, perinin Pinokyo gibi kendisini de gerçek insan yapacağına inanıyor.

Çünkü sevgisi sahici ama kendisi değil. İnsan olursa "anne"sinin de onu seveceğine inanıyor.

Karşılıksız sevgi...

Nasıl iç burkucu!

Ve şu sorular da takılıyor tabii insanın aklına: Yoksa karşılıksız sevgilerin kahramanları aslında etten, kandan, ruhtan değil midir?

Karşılıksız kalan sevgi, insanı ne yapar? Pinokyolaştırır mı?

Harç yatıramadılar!
Şşşşt oradakiler... Beyler farkında mısınız? Sadece bir dönem üniversite harcını yatıramayan öğrencilerin bile fakülteleriyle ilişkileri kesiliyor. Üç yıl, iki yıl harcanan emekler, beslenen umutlar boşa çıkıyor.

Sebep ne? Parasızlık!

Kanuna göre ikinci taksiti ödeyemeyenlere tanınan süre 1 ay! Bekleyin; babalarının iflas eden şirketleri bir ay içinde açılır, bekleyin; işten çıkartılan anneleri bir ay içinde işe geri alınır!!!

Bu işin bir çaresi, affı yok mu?

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır