kapat
27.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 


Türkiye'nin Dobubollar'ı

Wovvv...Böyle güzel, karşılaştırmalı toplumsal değerlendirme mi yapılırmış. Mehmet Y.Yılmaz hafta sonu yazısında birbirini zehirlemeyi yaşam biçimi haline getirmiş bir toplumunun traji-komik özelini anlattı. Dobular, Doğu Yeni Gine'nin güney sahilleri açığındaki kıraç volkanik adalarda yaşayan bir halk. "Dobular birbirlerine güvenmezler.. Yetersiz ve dengesiz beslenme nedeniyle hastalıklar yaygındır ama halk, hastalıkların sebebinin 'büyüler' olduğuna inanır. Üstelik yaygın inanç, büyü yapanın en yakınınız olduğudur. Av arkadaşınız, karınız hatta çocuğunuz size büyü yapmış olabilir... Her türlü mutluluk saklanmalıdır, çünkü ortaya döküldüğü takdirde o kişi üzerine ötekilerin lanetini çekecektir. Bu yüzden kimse gülmez. Bütün bu kin ve nefret, donuk bir memnuniyetsizliğin arkasına gizlenir. Bu çok derinlere kök salmış bir kuşkuculuk doğurur. Kısacası, mutsuz, lanet bir halktır Dobular. Paranoya bütün toplumun ortak standardı halindedir, her tutum ve davranış bir komplonun habercisidir." Yılmaz irdelemesinin Türkiye özelinde ise sevgisizler toplumu haline gelişimizi şöyle vurguluyor: "Birisi bir şey yazıyorsa mutlaka bundan bir çıkar temin etmek amacındadır."

Bu kadar mı cuk oturur basketbolumuzun içinde bulunduğu durumu anlatmaya dobubol demek, Papua Yeni Gine gibi dilimize yapışacak kıvamda. Avrupa 2.si olduk birbirimizi yemekten keyfini süremediğimiz gibi, rüzgarından yararlanıp 12 Dev Adam meyvasını yiyerek tribünleri ve ekran başlarını dolduramadık. Naklen yayınlamak isteyen, özel taşıma gayretleri olmasa seyretmek isteyen yok. Basketbol elden gidiyor, büyüyeceğine küçülüyor, bütçeler daralmış, Beşiktaş ve G.Saray gibi camia kulüpleri Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya, profesyonel ligde amatör heyecanlar aramaya çalışıyorlar. Gençleri yel değirmenlerine saldırtır gibi Efes'in, Ülker'in profesyonel devlerinin üzerine salarak ezdirirseniz, üçüncü dayaktan sonra ortada ne amatörlük kalır ne heyecan. Nane ruhundan beter acı vermeye başlar. Yukardaki takımlar ile aşağıdakiler arasında uçurumlar var. Ne seyredene ne de oynayana zevk vermeyen, açık ara, 'Bitse de gitsek' maçları oynanıyor.

Yıldızları göçmen kuşlara dönmüş, yabancıları ise sıradan ve yavan. Bütün bunları önden göremeyenler nasıl spor yöneticisi, yönlendiricisi oluyorlar artık anlıyabiliyorum; dobuluklarından. Benden sonra kıyamet anlayışsızlığı bu. Küçük olsun benim olsun oburluğunun yarattığı, hayatta hiçbir başarının altına imza atamamışlığın açgözlülüğü. Yek diğerine olan güvensizlikten kulüpler birleşip kendi liglerinin yönetimine el koyamıyorlar. Tek çatı altında kaynakları birleştirmenin gücüyle basketbolu ve kendilerini aydınlığa çıkarma işlevsel fırsatı demek olan ; Süperlige sırt dönüyorlar..

Yılmaz yazısının başlığını "Türkiye'yi Dobu istilasından kurtaralım" diye atmış. Benden de bizimkilere bir yalvarış...bırakın bu Dobuluğu...

YA HEP YA HİÇ

''Ben ve Terim doğuştan kazananlardanız'' diyen Ergin Ataman, "Biz sadece teknik adam değil, aynı zamanda takımımızı ve taraftarımızı arkamızdan sürükleyiciyiz. Palio'nun (Siena'da yılda 2 kez yapılan tarihi at yarışı. 2. olan sonuncudan kötü sayılıyor) ruhunu hemen anladım. Ya birincilik ya da hiçbir şey" diyor. Ha şöyle Ergin! İşin sırrını kavramışsın

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır