Kim gitsin?..
TV'de yayınlanan yarışma programları içinde en çok dikkatimi çekeni "Kim Gitsin!"
Neden derseniz; tiyatrocu olan sunucu Bennu Yıldırımlar'ı zevkle izliyorum... Ama asıl neden; hemen her yarışmada, yarışmacıların "soruları bileni, bu yarışmaya katılmaya gerçek anlamda bilgisi yeteni" değil, bilmeyeni elemeleri... Yani; bilgilerine güvenip karşısındakilerle mertçe düello edeceğine, kendisinden daha çok bilgi sahibi olanları pusu kurup elemeleri..
Nasıl mı?
Bennu Yıldırımlar "Kim gitsin" diye sorduğunda her yarışmacının "en zayıf halka" olan bilmeyenin değil, en çok bilenin adını yazıp göstermeleri... Onu elemeleri.. Böylece başarıyı değil, başarısızlığı ödüllendirmeleri...
Peki neden?
Gayet basit!
Yarışmacılar yarışmanın asıl amacı olan "Bilmeyenler gitsin, bilenlerle kazanılacak ikramiye miktarı yükselsin" kuralını eliyle itiyor... Onun yerine "Az olsun benim olsun... Benden iyi olan yok olsun" amacını güdüyor...
***
Kimse kusura bakmasın ama; bu yarışmada her akşam sanki millet olarak bizler yarışıyoruz...
Kimler mi?
* Okuldaki yazılı sınavlarda arkadaşından kopya çeken çocuklar...
* Rakiplerine çelme takan, milletin yüzüne gülüp arkasından kazıklayan politikacılar...
* Mesai arkadaşını müdürüne gammazlayanlar...
* Arkadaşının, komşusunun dedikodusunu yapanlar...
Yani ben, sen, biz, sizler, bizler, onlar...
Kısacası düello etme yürekliliğini gösteremeyip, pusu kuranlar...
Eğer bu yarışma programını izlemediyseniz bir kez izleyin... Ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız...
Cumhuriyet!
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Cumhuriyet Bayramı ruhsuz, anlamsız törenlerle mi kutlanacak? Bu kutlama ve coşku; "TRT ağzı ile" bütün yurtta, yurt dışı temsilciliklerimizde ve yavru vatan Kıbrıs'ta gündüz resmi geçit, gece de fener alayı ile mi sınırlı kalacak... Bir de resmi binalara bayraklar mı asılacak...
Hepsi bu kadar mı?
Yetmez! Yetmiyor!
Eğer içimizde Cumhuriyet'e ve Atatürk devrimlerine karşı düşmanlar filizleniyorsa bilin ki bu ruhsuzluktan besleniyor... Eğer tekkeler, şeyhler, müridler, tarikatlar hala sahnede ise bilin ki milli heyecanlarımızı kaybetmemizi fırsat biliyor...
***
Hükümete, Genel Kurmay'a, Valilikler'e, Belediyeler'e ve en önemlisi sivil toplum örgütlerine sesleniyorum; neden bu bayramı karnaval havası içinde kutlamıyoruz... Neden çocuklarımıza bu sevinci ve gururu aşılamıyoruz...
Galatasaray'ın Arsenal'ı yenip UEFA Kupası'nı kazandığı geceyi hatırlıyor musunuz? O gece 65 milyondaki coşkuyu gözünüzün önüne getiriyor musunuz?
İşte 29 Ekim'deki coşku, o geceyi gölgede bırakmalı...
Cim-Bom Real Madrid'i yenip Süper Kupa'yı kazandığı gece Taksim Meydanı nasılsa, 29 Ekim gecesi de öyle olmalı...
Fenerbahçe şampiyonluğunu ilan ettiğinde Kadıköy'de nasıl yer yerinden oynadıysa 29 Ekim gecesi de Bağdat Caddesi sallanmalı...
Kısacası; bütün Türkiye bayrak bayrak, ışıl ışıl... Bütün millet el ele yürek yüreğe...
***
Çocuklarımıza her yıl olduğu gibi bu yıl da hamasi nutuklar atılmamalı... TRT ekranlarında sıkıcı açık oturumlar yapılmamalı... Hele 20 kez gösterilmiş olan Şimal Yıldızı filmi bir kez daha tekrarlanmamalı...
Sözün özü; 29 Ekim tarihinin ifade ettiği anlam, tatil olmasının yarattığı sevinci bastırmalı.. Tüm okullarda 15 milyon öğrenciye en az bir hafta boyunca Cumhuriyet'in bir yaşam tarzı olduğu anlatılmalı... Bununla yetinilmeyip genç beyinlerine sokulmalı...
***
SON SÖZ: Ben 28 Ekim akşamı 18.00'de Kadıköy Bağdat Caddesi Suadiye'deyim... Elimde bayrağım, kollarımda kızım ve eşimle Belediye Başkanı Selami Öztürk'ün yanındayım. Bu yıl da en az 1 milyon Kadıköylü Cumhuriyet için karnaval havasında yürüyüş yapacak. Sizi de beklerim. Bayrağınızı alın gelin...
En büyük yalanlar
* Bir kereden bir şey çıkmaz...
* Yarın tamam...
* Öğle tatili yapmıyoruz...
* Hiç acıtmayacak...
* Şimdi ben de seni arayacaktım...
* Orijinal yedek parçası...
* Burada torpil geçmez...
* Girilmez levhasını görmedim.
* Her bedene uyar...
* Davetliydik ama gitmedik...
* Bu kızı kimler kimler istedi...
* Herkese eşit zam yapıldı...
* Herşeyin iyisine layıksın...
* Sadece arkadaşız...
* O benim ağabeyim gibidir..
* Kuş mu pisledi, hayırdır...
* Maaşlar bu gece yatıyor...
Serbest Kürsü
Emeklinin ricası!
Bankamatik'ten maaş çeken emekliler, makinalara 10 milyon liralık banknotların yanı sıra 5 ve 1 milyonluk banknotlar konulmasını da istiyor... İnanın, bakiye olarak kalan o paralarla hemen her emekli bir veya iki gün geçiniyor... Remziye Sundu (Aydın)
Fıkra
Asker ölmez!
Albay, askerlerin içki içmelerine engel olmak için kantinin duvarlarına yazı astırmış:
"İçki öldürür"
Ertesi sabah geldiğinde bu yazıya ekleme yapıldığını görmüş:
"Askerler ölmez!"
|