Son yıllardaki seyrine bakılırsa mali piyasalar, siyasilerin kavgasından çektiği kadar hiç bir şeyden çekmedi.
İhale Kanunu üzerine son kavga da düzelmekte olan mali piyasaların dengesini yeniden bozdu.
Ülkeden ülkeye değişmekle birlikte mali piyasalar gelişmelere karşı çok duyarlı. Gelişmiş piyasalarda derinliğe, yatırımcıların bilincine, kurumsal yatırımcıların varlığına paralel olarak duyarlılık ve dalgalanma daha azdır, gelişmekte olan piyasalarda ise daha fazladır.
Türkiye gibi köprü özelliği olan ve stratejik önemi bulunan bir ülkede ekonomik gelişmeler yanında siyasi gelişmeler de piyasaları çok yakından etkiliyor. Üstelik ekonomide devlet belirleyici konumda olunca, beklentileri önceden satın alan mali piyasalarda hükümetin durumuna bağlı olarak sık sık büyük dalgalanmalar meydana geliyor. Son yıllardaki seyrine bakılırsa mali piyasalar siyasilerden çektiği kadar hiç bir şeyden çekmedi.
* Yine aynı taraflar- Hükümet ortakları ya da bakanlar arasında tartışma ve gerilimi en son yaz ortasında bırakmıştık. Meclis'in tatile girmesinin ardından siyasi kavgaların son bulması mali piyasalara da huzur getirdi. Aradan üç ay geçtikten sonra Devlet İhale Kanunu'nun çıkartılmasında yine iki bakanın tartışması kamuoyuna yansıdı. Konu Türkiye'de siyasetin yapılma biçimi ve siyasetçi açısından çok hassas. Düzenleme yapılacak alan MHP'nin elinde. Düzenlemeyi geciktiren taraf da aynı.
Ancak İhale Kanunu, IMF ile anlaşmanın da bir kriteri. Ekim ortasına kadar Meclis'e sunulması gerekiyordu. Gecikti. Bunun da etkisiyle IMF 3.1 milyar dolarlık kredi dilimini tutuyor. Hem bu kredi dilimi için hem de yeni yılda IMF'den istenen ek kredi için Türkiye'ye gelecek heyet de gecikiyor. Bu gecikme ve gerginlik piyasaları geriyor. Borsa iki günde yüzde 5 değer kaybetti, Hazine faizi 2 puan sıçradı, 1.600 binin altına inen dolar yeniden bu sınırın üzerine çıktı. Bu yönüyle son kavga düzelmekte olan piyasaları yeniden bozdu.
* Fatura halka- Bu hereketlere piyasa hareketi demek ve önemsememek mümkün. Ancak geçmiş deneyimler piyasa hareketlerinin reel ekonomiye de yansıdığını, faturanın sadece piyasalara çıkmadığını ortaya koyuyor. En yakın örnek, 17 Temmuz'da sonlanan Derviş-Öksüz tartışması. Piyasalar üzerindeki olumsuz etkisi bir yana, yaz aylarında ekonomik krizin derinleşmesini beraberinde getirdi. Çünkü yükselen faizin ve kurun ekonomiyi baltalayıcı etkileri çok açık. Siyasiler yukarıda kavga ederken aşağıda mali piyasalar, mali yatırımcılar, ekonomi ve dolayısıyla bütün halk eziliyor.
* Sonuç- "Bir kavga yüz günah doğurur" Arap Atasözü