Win-Türkçe
ASCII

SAHAFTAKİ KARŞILAŞMA
Hikaye şöyle başlıyor: Koleksiyoner ve reklam ajansı sahibi Ender Merter, henüz Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi olduğu yıllarda, 1982'de Hulusi'nin Kınalıada'daki evine gitmiş ve kendisiyle tanışmıştı. İşin doğrusu bunu nedenini bilmeden yapmıştı. Sadece Akademi'de ismini sıkça duyduğu bu ustayı görmek istemişti. O günü izleyen 11 yıl boyunca Merter, İhap Hulusi'yi hiç düşünmedi. Ta ki 1993 yılında Çukurcuma'daki sahaflardan birine gidene kadar... Aileden gelen antika merakıyla Ender Merter, sık sık sahaflara, eskicilere gidiyordu. Hoş, bu merakı hâlâ sürüyor.

Dönelim 1993 yılına. Sahafın sahibi, kendisine İhap Hulusi'nin bütün çalışmalarının, şahsi eşyalarının kendisinde bulunduğunu, bunları ayrı ayrı kişilere vermek istemediğini, Ender Bey'e de hepsini alıp alamayacağını sordu. Merter 10 gün düşündükten sonra İhap Hulusi'den geriye kalan her şeyi, kısacası tüm mirasını satın almayı kabul etti.

O günden sonra İhap Hulusi onun
tutkusu haline geldi. İlk iş olarak Feriköy'deki harap mezarını bulup yeniden yaptırdı, daha sonra Hulusi'nin 100. yılı anısına bazı reklam çalışmaları başlattı. Örneğin zamanında Tekel'in afişlerini yapan Hulusi'nin adını taşıyan özel bir sigara çıkartıldı. Reklamcılar Derneği adına sertifika hazırladı, 'Müselleşten Üçgene' isimli bir kitap hazırlandı, imzasını ve adını taşıyan bardaklar, tişörtler yapıldı.

MÜZELİK ESERLER
Şu an İhap Hulusi'nin tüm çizimleri, eskizleri, Atatürk'ün kendisine hediye etmiş olduğu saati, (ki bu saati Ender Merter uzunca bir süre kullanmış) çizim yaptığı divitleri, fötr şapkaları, mantosu, elbiseleri, gözlüğü Ender Merter'de bulunuyor. Hani gözü gibi bakıyor derler ya, Merter gerçekten de her bir objeye ayrı bir özen gösteriyor.

Neden böyle bir işe kalkıştığını sorduğumuzda ise "Bilmiyorum, galiba kendimi onunla çok özdeşleştirdim" diyor. Belli ki bunu bir yandan da çok önem verdiği resim sanatı adına yapıyor. Ancak Ender Merter, koleksiyonun kendisinde yeteri kadar iyi değerlendirilemediğini söylüyor. Onun isteği, halkın da bu eserleri görebilmesini sağlamak. Bu yüzden bir müze kurmak ya da varolan bir müzeye eserleri vermek gibi düşünceleri var. Anlayacağınız Hulusi onun peşini bırakmıyor, fakat onun da Hulusi'nin peşini bıraktığı söylenemez.

Portre: İhap Hulusi
28 Kasım 1898'de Kahire'de doğdu. 1917'de Almanya'da yaşayan bir ressamdan posta yoluyla resim dersleri aldı. 1920'de resim öğrenimi görmek üzere Almanya'ya gitti. 1925'de Almanya'dan Türkiye'ye döndü. 1927'de ilk siparişi İzmir'den İnci Diş Macunları'nın reklam afişiydi. Bundan sonra pek çok reklamın afişlerini yaptı. 1930'da Kulüp Rakısı etiketini yarattı. 1948'de Viyana Uluslararası Afiş Sergisi'nde 'Bursa ve İzmir' adlı afişleriyle derece aldı. İsmini yurt dışında da duyurdu. Bayer'in afiş ve etiketleri, Mısır'ın Tekel İdaresi, Devlet Demir Yolları ve Şehir Hatlarına ait afiş ve ilanları, ünlü İngiliz viskisi John Haig'in, İtalyanların Cinzano ve Fernet Branca'sının afiş ve logolarını yaptı. 27 Mart 1986'da İstanbul'da öldü.

Aslı E. PERKER