20 dakika yetmez, 90 dakika
Fenerbahçeli futbolcular, hafta içinde Lyon'la oynadıkları Şampiyonlar Ligi maçının arkasından, Antalyaspor karşısına büyük bir baskı altında çıktılar. Maçın başlama düdüğüyle F.Bahçe oyuna çok süratli girdi. Herkes top kapmak istiyordu. Bir an evvel topu bulup gol atmak için adeta birbirleriyle yarış ediyorlardı. Buna karşılık çaresiz kalan Antalyaspor'un, maçı kendi sahasında kabul etmekten başka çaresi yoktu.
F.Bahçe, ilk 16 dakika içinde iki gol bularak oynadığı iyi futbolun neticesini almış oluyordu. Zaten atılan goller oyuncularda ve seyircilerde büyük rahatlığa yol açtı. Ayrıca futbolculara güven de gelmiş oldu.
Yusuf, topla çok oynama
Dünkü maçı etkileyen ve oyunu sürükleyen futbolcu, F.Bahçeli Yusuf'tu. Aldığı her topu çok olumlu kullandı. Kuvvetli olduğu zaman, ayakları, aklının emrettiğini en iyi şekilde yapabiliyor. Benim, Yusuf kardeşime bir tavsiyem olacak. O da, topu ayağında gereğinden fazla tutmaması. Eğer böyle yaparsa F.Bahçe'nin oyununa sürat getirir.
Abdullah, her zamanki gibi bulduğu topları iyi kullandı. Oktay hem gol attı, hem de çok çalıştı. Dün Oktay'ı izlerken şu aklıma geldi; bir golcünün üzerindeki baskı acaba ne kadardır? Hiç düşündünüz mü? Bir orta saha oyuncusu arka arkaya 10 maç hiç gol atmasa bile onu kimse suçlu bulmaz. Ama biz golcü futbolcu için neler söyleriz...
Gönül arzu ediyor ki, F.Bahçe, dünkü maçın ilk 20 dakikasında oynanan olumlu futbolu 90 dakikaya yaysın. Yoksa, kopuk kopuk oynanan futbol her zaman dünkü gibi olmayabilir. F.Bahçe, kendi futbolunu rakibine 90 dakika boyunca kabul ettirdiği sürece hem iyi oynar, hem de seyredenlere güven verir. Her F.Bahçeli, takımından bunu bekliyor.
Hakem, zaman zaman gördüklerini çalmaktan çekindi. Bunu anlamak çok güçtü.
Magazin
