Win-Türkçe
ASCII

MEHMET TEZKAN(mtezkan@sabah.com.tr )

Ankara istediğini tartışsın biz özünü unutmayalım

Günün konusu ne?

Evde, iş yerinde ne konuşuyorsunuz?

Akşam sofraya oturduğunuzda.. Arkadaşlarınızla, dostlarınızla biraraya geldiğinizde ne tartışıyorsunuz?

Çoğumuzun gündemi aynı değil mi?

Gelin Ankara'ya bakalım..

Cumhurbaşkanı, milletvekillerine maaş zammı için referanduma gidilmesini istedi ya..

Şimdi siyaset bundan kurtulmanın yolunu arıyor..

Tartışma şu.. Sezer kabul etmediği tek maddeyi Meclis'e geri göndermeli mi, göndermemeli mi?

Meclis Başkanı 'göndermeli' diyor. Başbakan da aynı görüşte..

Sezer 'hayır' diyor..

Anayasa hukukçularının bir bölümü de Sezer gibi düşünüyor..

Tartışmaya bakın..

Sezer, Meclis'e geri göndermeli mi, göndermemeli mi?

Bütün gün tek konu bu.. Göndermeli mi, göndermemeli mi?..

Peki konunun özü ne?

Aman.. Özünü unutmayalım..

Vekillerin maaşı Anayasa güvencesi altında olmalı mı olmamalı mı?

Kimse bunu tartışmıyor..

Varsa yoksa.. Meclis'e göndermeli, göndermemeli tartışması..

Tabii, altında her zaman olduğu gibi şark kurnazlığı yatıyor..

Sezer Meclis'e gönderirse ne olacak?

Meclis üstüne yatacak.. Anayasa değişikliği kadük olacak..

Meclis Başkanı İzgi'nin deyimiyle külfet olmayacak..

Ya göndermezse..

O zaman da iki şık var..

Birincisi.. Halk oylaması yasasını değiştirerek 120 günlük süreyi uzatmak.. Referandumu ilk seçimle birlikte yapmak..

Ama bu biraz ayıp..

Tamam.. Bugünkü koşullarda referandumun zararı yararından kat kat fazla..

Çünkü referandumda vekil zammı değil.. 'Siyaset Kurumu' oylanacak..

Siyaset Kurumu reddedilecek..

Bu tehlikeli..

Ama referandumdan süreyi uzatma yoluyla kurtulmaya çalışmak, çok daha tehlikeli..

Bu, demokrasinin temel taşlarından biri olan referanduma gitme yolunu kapatır..

Bugünü değil.. Yarını da düşünün.. Referandum iktidarların elinde oyuncak olmamalı..

Doğru olan.. Yapılması gereken belli.. Anayasa'nın 86. Maddesini yeniden değiştirmek.. Referandum gerekçesini ortadan kaldırmak..

Bizim için basit.. Ama, siyasiler için öyle değil..

Çünkü dün zam için kalkan eller bugün zamma hayır diye nasıl kalkacak?

Yarın sormazlar mı? Hangi kararınız doğruydu diye..

Ama çare yok.. Yapacaklar..

Yapacaklar da.. Ankara yine işi kırıp.. Ham hum şaralop taktiğine başvuruyor..

Meselenin özünü unutturmak için olmayan bir tartışma yaratıyor...

Tartışmanın adı şu;

Göndermeli mi, göndermemeli mi?

İçeriği yok..

Soba devrine dönüş neyin göstergesi?
Ortadoğu ülkesine döndüğümüzün somut bir göstergesi daha..

Evlerde soba devri başlıyor..

Kalorifere yakıt alacak para bulamayanlar..

20 yıl öncesine dönüyor..

10 milyona teneke soba.. Bir küfe odun..

Köylerden kasabalardan bahsetmiyorum.. İstanbul'un göbeğinden söz ediyorum..

Büyük kentlerde son 25 yılda yapılan tüm evler kaloriferli değil mi?

Kalorifer gelişmişlik göstergesi değil mi?

Peki kaloriferin yerine soba koymak neyin göstergesi..

Kaloriferin odanın bir köşesinde demir parçası olarak kalması neyin işareti..

Korkuyorum.. Bugün soba.. Yarın gaz lambası..

Korkuyorum.. Çünkü bugün, dünden daha kötü..

Yarın daha da kötü olabilir..

Zaif: Hâlâ güçlüyüz
Taliban yönetiminin Pakistan Büyükelçisi Abdüsselam Zaif, Afganistan'a düzenlenen askeri harekatta Taliban'ın askeri kapasitesinin yok edildiği yolundaki Amerikan açıklamasını yalanladı. Zaif, Pakistan'ın başkenti İslamabad'da düzenlediği basın toplantısında, "Askeri kapasitemizin yok edildiği açıklaması yalan. Bazı kayıplarımız oldu, ancak hâlâ güçlüyüz" diye konuştu.

Taliban Büyükelçisi Zaif, hedeflerin çoğunun sivil olduğunu, masum sivillerin zarar gördüğünü belirterek, ABD'deki şarbon vakalarıyla Afganistan arasında bağlantı olmadığını da söyledi.