kapat
20.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
YAVUZ DONAT

Senaryolar

Son günlerde Ankara'da, "siyaset kulislerinin derinliklerinde" bazı senaryolar konuşulmaya başlandı.

Hepsi de "hükümet ile ilgili."

Örneğin...

Bütçenin çıkmasından sonra "Hükümet'in yeniden dizayn edilmesi."

Bu senaryoya göre...

Bütçenin çıkmasına kadar işleyecek süreç içinde "Meclis aritmetiğinde yeni oynamalar" olacak.

"Dengeler" değişecek.

Ve "yeni bir hükümet" kurulacak.

İçinde "yeni bir oluşumun" veya "bağımsızlar hareketinin" bulunabileceği...

"DYP takviyesinin alınabileceği" bir koalisyon.

Böyle bir hükümet "üç ayaklı" da olabilir.

"Dört" veya "beş" ayaklı da.

BLOK ÇATLAMADAN
Bir başka senaryo...

Koalisyonu oluşturan üç partinin şu andaki "aritmetik ağırlığı" 338.

Bir yandan "bu 338'lik bloku çatlatmamak..."

Bir yandan da çözümü... Yeni hükümeti yine "338'lik blokla" yaşama geçirmek.

Bu nasıl olacak?

1980 öncesinde "üç kez başbakanlık koltuğuna" oturan...

Birinde "güvenoyu alamayan..."

İkisinde "kendiliğinden çekilen..."

1980'den sonra, demokrasiye yeniden dönüşün ardından ise...

1999'da "seçim hükümetine başbakanlık yapan..."

Ardından "mevcut üçlü koalisyonu kuran..."

Bülent Ecevit'in, "eşi sayın Rahşan Ecevit tarafından çekilmeye ikna edilmesiyle."

Bunun için, Ecevit çiftinin "kişiliklerini aşarak bir özveride bulunabilmeleri" gerekiyor.

ERİM - MELEN ÖRNEĞİ
Bir tarihte (1971) Nihat Erim, Başbakan'dı.

Gün geldi, "çekiliyorum" dedi.

Ancak "öyle bir dönemdi ki..."

Türkiye'nin "bir hükümet krizine tahammülü yoktu."

Erim "Başbakanlık'tan istifa ediyorum" derken...

"Yeni bir hükümet kurulana kadar görevde kalmam gerekiyor ama... Kalmayacağım" diye konuştu.

Ve ekledi:

- Maliye Bakanı Ferit Melen'i, yerime "Başbakan Vekili" olarak bırakıyorum.

Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Cevdet Sunay "istifayı kabul etti."

Sonra da...

Yeni hükümeti kurma görevini "Başbakan Vekili Ferit Melen"e verdi.

Melen de "bazı bakanları değiştirerek..."

"Yeni bir hükümet" kurdu.

Böylece "hükümet değişikliği sessizce... Sancısızca gerçekleşti."

CEM VEYA GÜREL
Kulislerin derinliklerinde...

Kapalı kapıların ardında...

Konuşuluyor ki...

30 yıl sonra, "o senaryonun fotokopisi çekilebilir."

Bülent Bey "tarihi bir veda konuşması ile..."

Dışişleri Bakanı İsmail Cem'i veya Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'i yerine "Başbakan Vekili olarak bırakıp, gidebilir."

Böyle bir durumda hem "338'lik blok çatlamaz."

Hem de "hükümet krizi" çıkmaz.

BAHÇELİ FAKTÖRÜ
"Bu senaryo üzerinde çalışanların" kafasını zaman zaman "şu soru" kurcalıyor:

- MHP, "tarihi bir şahsiyet olduğu için" Bülent Ecevit'in arkasından yürüdü... Ecevit çekilirse... MHP, "bir başka DSP'linin başbakanlığına" olur verir mi?.. "Başbakanlık bana geçsin" demez mi?

Bu soruya yine "senaryo çalışması" yapanların bulduğu yanıt:

- Ülkenin şu kritik döneminde, MHP, Başbakanlık koltuğunu "sorun" haline getirmez... Böyle konularda "Devlet Bahçeli kendisini aşar."

Bahçeli sorun çıkarmayınca...

Mesut Bey hiç çıkarmaz.

Ve "yeni hükümet" de... Bakan sayısını biraz azaltarak... Bazı bakanları değiştirerek... Yoluna devam eder.

ÜÇÜNCÜ SENARYO
Bir başka senaryo daha var.

Kaynağını "halktan alan" senaryo.

"Halk çok kızgın... Derhal seçim" diyenlerin senaryosu.

Bu senaryonun "yazarları" özetle şöyle düşünüyorlar:

- Meclis başarısız değil... Cumhuriyet döneminin en üretken meclislerinden... Ama hükümet başarısız... Bu nedenle halk "herkese birden" kızıyor... Çare ise... Hükümet "derhal" çekilsin... Yerine bir "seçim hükümeti" kurulsun...Ve gecikmeden seçime gidilsin.

Seçim hükümeti "çok partili" de olabilir.

"Tek partili" de.

1999 seçimlerine giderken olduğu gibi.

Yani "azınlık hükümeti."

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel "çıkar yolun bu modelde olduğunu" savunanlardan.

SAYGIN AMA ZOR
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de "referandum kapısını aralayarak... Ve erken bir seçimin yolunu açarak" bu modele, "örtülü de olsa" destek verenlerden.

Demokrasilerde "en önemli çare seçim olduğuna göre..."

Bu senaryo "saygın."

Ama şu aşamada "uygulanabilirliği" tartışılır.

NEDEN ZOR?
"Erken seçim" zor.

"Şunun için" zor...

Bir:

"Bu konjonktürde" seçimi kim göze alabilir?

Anketlerin "hepsi de zayıflıyor" dediği bir dönemde...

Meclis'te, erken seçim için, parmaklar kalkar mı?

Bu "imkânsız."

İki:

Ekonomik kriz her geçen gün biraz daha derinleşirken "seçimden sonrasının Türkiye'sine kim talip olabilir?"

Gerçi bu soruya "ben" diye yanıt verenler var ama...

Bu yanıtlar biraz da "günlük siyasi yatırım."

"Herkes" seçimin ortalık biraz sakinleştikten... Kriz biraz aşıldıktan sonra yapılmasını ister.

Böylece...

Hem Türkiye "belirli bir düzlüğe" çıkabilecektir.

Ve hem de "seçime kadar kazanılacak zaman içinde muhtemel bazı yeni siyasi oluşumların kapısı aralanacaktır."

HERKES KONUŞUYOR
Bütün bunlar sadece "derin kulislerde" konuşulmakla kalmıyor...

Birkaç "iktidar milletvekili..."

Veya "muhalefetten birkaç kişi..."

Biraraya gelince...

"Bunları" konuşuyorlar.

"Günlük siyasetin dışında olan kişi, kurum ve çevrelerde bile" bunlar konuşuluyor.

Konuşanların üçünün, beşinin belki "kişisel hesabı" olabilir ama...

Büyük çoğunluğu "bu ülkeyi çok sevdiği için... En az bu hükümetin ortakları kadar sevdiği için... Bu iş böyle gidemeyeceği için" konuşuyor.

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır