Win-Türkçe
ASCII

BİZE İNANIYORLAR
Onlar, sanki bize bizden çok inanıyor. Ve sadece bir ışık bekliyorlar. Türkiye'de piyasa bir kımıldasa, onlar anında projeleriyle ülkemize gelecek. Üstelik öyle KOBİ düzeyinde falan değil, sektörün önde gelen firmalarıyla. Aslında bugüne kadar daha çok tekstil, gıda ve turizmde ortaklıklar kurulmuş. Son dönemde ise en çok IT pazarında kıpırdanma var. Geçtiğimiz bir yıl içinde tam 10 bilgisayar firması Türkiye'ye gelmiş. Şimdiyse yazılım, donanım, internet sektörlerinde bir çıkarma yapmak için hazır bekliyorlar. Fuarda bir Türk görmeye görsünler, hemen anlatmaya başlıyorlar. Onlardan biri, yıllık cirosu 100 milyon euro olan, Atina ve Selanik'teki 11 mağazasında ofis malzemeleri satan George Gerardos'du. Gerardos'a göre iki ülke arasında pek çok iş yapılabilir. Çünkü müthiş bir potansiyel var: "Depremden önce aklımda ortaklık yoktu, ama şimdi bir Türk ortağım olursa işlerin daha iyi gideceğini düşünüyorum. Emin olun, ekonomi rayına oturduğu zaman birçok Yunan şirketi Türkiye'ye yatırım yapacaktır. Zaten Türkiye bu krizi de atlatır. "

EMRİ VEREN SERMAYE
Fuarda tanıştığımız ilginç simalardan biri de MLS Multi Medya'nın sahibi Pandelis Ataroğlu'ydu. Ataroğlu, İstanbul doğumlu. 1981 yılında Yunanistan'a gitmiş. Ama aklı hala doğup büyüdüğü yerlerde. Yılda yaklaşık 10 milyon adet CD kopyalayan şirketine, İstanbul'daki Bilişim Fuarı'na gelip bir Türk ortak bulmuş bile. O da, "Kültürlerimiz aynı. Kahvede oturuyoruz, tavla oynuyoruz. Bizden iyi ortaklıklar çıkar" diyor.

Son noktayı ise Yunanistan'ın İstanbul'daki Ticari Ateşesi Charalambos Kounalakis koyuyor: "Globalizasyon yüzünden Avrupa'da müthiş bir rekabet var. Avrupa'daki pazar kolay değil. Büyük rekabet var. Deprem her iki tarafda da farklı duygular beslenmesine neden oldu. Politikacılar arasında hala sorunlar var. Ama unutmamalıyız ki bugün bütün emirleri veren sermayedir. Siyasileri de indiren sermayedir. Eğer iki ülkede de birleşik sermayeniz varsa siyasiler ne derse desin emir veren sermaye olacaktır."

FUARLARI KAÇIRMAYIN
İşte bütün bunlardan dolayı Yunan Hükümeti'nin davetlisi olarak gittiğimiz Helexpo Fuarı'ndan, daha bir güvenle döndük. Tüm Türk iş dünyasına duyurulur: Yunanistan'daki fuarları kaçırmayın. Şimdilik ortaklık anlaşmasıyla dönmeyebilirsiniz belki. Ama Türkiye'nin geleceğine olan güveninizin artacağı kesin.

Kazandibi, pilaki bir de caciki...Yaşasın dostluk!
Türkiye çok büyük pazar, ama önemli bir avantajımız daha var. Çoğu yıllar önce ülkemizi terk edip Yunanistan'a gidenlerin her biri sanki gönüllü ticari ateşe. Selanik'te her adımda Türkiye kökenli biriyle karşılaşıyorsunuz. Helexpo'da tanıştığımız 60'lık gazeteci Panayot Sofianos da onlardan biriydi. "Babam 1922'de Bursa'dan gelmiş. Zaten 1 milyon nüfuslu Selanik'in 200 bini Bursa'dan gelmedir" diyordu. Tesadüf bu ya bizim gruptaki Temsan Elektronik'in Genel Müdürü Muzaffer Basdinç'in de dedesi Selanikli'ydi. Mübadelede İstanbul'a gelmişti. Sofianos, bunları öğrenince sohbet koyulaştı. Yunan mezelerine, tatlılarına kadar uzandı. Laf arasında Yunanistan'da sevilen pek çok meze ve tatlının isimlerinin bile ortak olduğunu öğrendik. Yediğimiz içtiğimiz birdi. Hemen o akşam bir pilaki, bir kazandibi, bir de caciki söyledik...

SELANİK'TE TÜRK AŞKI
Anlayacağınız, Yunanistan'da yabancılık hissetmiyorsunuz. İş yapmak kolay. Zaten ülkemizde kalan 2 bin Rum vatandaşımız da canla başla ilişkilerin güçlendirilmesi için uğraşıyor. Tıpkı Elips Elektronik'in Teknik Koordinatörü Yorgo Teodoridis gibi. Helexpo'da Yunanlı bilişimcilerle öyle bir diyaloğa girdi ki, emin olun hepsi prezantasyona soyundu. Çoğu ekonomik krizin hafiflemesiyle Türkiye'ye akın etmeye hazır, bekleyişte. Tabii sonuçtan en çok heyetteki işadamları, özellikle de Yorgo'nun patronu Alper Uzgören memnun kaldı. Çünkü onun da amacı ortaklıktı.

Mine ŞENOCAKLI