kapat
17.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
OKAY GÖNENSİN(ogonensin@sabah.com.tr )

Ferahlık

Cumhurbaşkanı Sezer, milletvekili maaşlarıyla ilgili anayasa değişikliğini referanduma götürmüş kadar oldu. Anayasa değişiklik paketinin içine küçük bir oyunla kendi zammını ekleyen Meclis'in ve siyasetin itibarından bir parça daha eksildi.

Bir okur şöyle yazmış: "Haberi duyunca içimde büyük bir ferahlık hissettim. Bu kararın halkın gerginliğini azaltacağı kanaatindeyim. Çünkü vekillerimizin maaş artışı biz asıllara soruluyor. Şu an huzur ve kıvanç içindeyim."

Milletvekillerinin, görevlerini rahat yapabilecek, maddi sıkıntı çekmeyecek ve başka bir iş yapmalarına gerek kalmayacak düzeyde maaş almaları gerektiği, hiç kuşkusuz doğrudur. Bütün çalışanların emekli oldukları zaman insanca yaşamalarını sağlayacak bir emekli maaşı almaları nasıl gerekliyse, milletvekilliği sona eren insanların da bu unvanlarına uymayacak işler yapmaya ihtiyaç duymayacak durumda olmaları gerekir.

Açık açık tartışılmazsa...
Bu, sonuçta o insanların kendileriyle ilgili bir "etik" sorunudur. Yasayla, yönetmelikle değil; siyasette etik duygusunun egemen olmasıyla ve etkin bir kamuoyu denetimiyle sağlanabilir.

Gayri-etik son örnekler ortadadır. Milli Savunma Bakanlığı görevinde de bulunmuş olan bir eski milletvekili karşılıksız çek-senet meselelerinden kaçırılmıştır, gözaltına alınmıştır. Bayındırlık Bakanı'nın, görevde bulunduğu sürede yakın akrabalarıyla birlikte kurduğu bir şirketle inşaat malzemeleri ticaretine devam ettiği ortaya çıkmıştır.

Milletvekillerinin, geçim sıkıntısı çekmeyecekleri ve başka iş yapmaya ihtiyaç duymayacakları düzeyde maaş almalarına kimsenin itirazı olamaz. Kamu vicdanını rahatsız eden, maaş düzenlemelerinin hep bir suçluluk kompleksi içinde yapılmaya çalışılmasıdır. Bundan önceki hemen hemen bütün maaş düzenlemelerinde aynı tavır görüldüğü için, her zaman kamuoyundan olumsuz tepki alınmıştır. Siyasiler hiçbir zaman bu meseleyi kamuoyunun önünde açık açık tartışarak çözme yoluna gitmemişlerdir.

Vicdanlardaki referandum
Bu kez daha da ağır bir psikolojik zamanlama yanlışı yapılmıştır. Türk ekonomisi en kötü dönemini yaşarken, bütün sektörlerde işsizlik çığ gibi büyürken ve son krizlerle her Türk insanı yüzde 75 fakirleşmişken, milletvekillerinin yine kendilerine yangından mal kaçırma üslubuyla zam yapmalarını kamuoyunun hazmetmesi beklenemezdi. Meclis, zam operasyonunu, siyasetin ve Meclis'in halk nezdindeki itibarının en düşük olduğu dönemde yapmıştır.

Cumhurbaşkanı'nın, milletvekili zammıyla ilgili Anayasa maddesini referanduma götürme kararı verirken tümüyle bu kamuoyu tepkisine dayandığı anlaşılmaktadır. Meclis'in ve siyasilerin, kamuoyu gerekçesiyle bu kararı alan Cumhurbaşkanı'na tepki göstermeye hakları yoktur.

Meclis'te ilgili maddeyi tekrar değiştirmek ve referandum yapılmasını engellemek için çalışma, hemen başlamıştır. Eğer bu referandum yapılacak olsa sonuç bellidir: Türk halkı yüzde 100'e yakın bir oranla milletvekili zammını geri alacaktır. Bu sonucun doğal uzantısı da Meclis'in feshi ve erken seçimdir. Bu referandum ve seçimin halk açısından tek bir anlamı olacaktır: Bütün siyasi yapıyı cezalandırmak.

Meclis referanduma gitmeden bu "badire"yi atlatsa bile referandum vicdani olarak yapılmış ve sonuçlanmıştır. Halk bu "ferahlığı" hissetmiştir.

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır