Popülist tercih
Devlet işleyişinde yanlışı düzeltmek, o yanlıştan doğacak maddi ve manevi zararlardan ülkeyi koruyan bir işlevdir.
Ama ne yazık ki bizde bu hayırlı iş bile önlenmeye çalışılan zararı aşan faturalar çıkarıyor karşımıza.
Milletvekillerinin, maaş artışlarını Anayasa Mahkemesi engeline takılmadan garantiye almak istemesi, yanlış ve çirkindi.
Üstelik kamuoyunu uyutma tertibi içeren hileli yöntem, siyaset kurumuna güven ve saygısını kaybeden halka karşı, akıldan yoksun, üstelik başarı şansı bulunmayan bir meydan okumaydı.
Toplumun bu oldu-bittiye gösterdiği öfke ve nefret partileri korkuyla bir düzeltici ricata mecbur etti. Maaş artışının yolunu tıkayan bir yasa kabul edildi hemen ama halkın öfkesi yatışmadı.
Bu öfkeyi dikkate almak bir Cumhurbaşkanı'nın görevidir. O öfkeden yanlış bir işi düzeltmek amacında yararlanmak, basiretine güveniyorsa tercihi de olabilir.
Ama meclise, siyaset kurumuna toptan ceza vermek için kullanmak, bir cumhurbaşkanının tercihi olmamalı.
Çünkü öyle bir niyet, Cumhurbaşkanı'nın yasama organı ile olan ilişkilerinde güven sorunu yaratır.
Ricatın bedeli var
Milletvekili aylıklarıyla ilgili maddeyi veto etmek yerine halkoylamasına götürerek Cumhurbaşkanı Sezer hataya düşmüştür.
Bu referandum yapılırsa meclis ve içindeki tüm partiler, halkın oyu ile hakaret ölçeğinde bir hezimete mahkum olacaktır.
Cumhurbaşkanı bunu mu istedi?
Galiba evet.. Çünkü amacı "bağcıyı dövmek" olmasaydı yetkisini referandum yerine bu maddeyi veto ederek meclise geri göndererek kullanabilirdi. Ve meclis de yara bere almadan yanlışını düzeltirdi.
Oysa seçilen yol şimdi meclisi, referandum sebebini ortadan kaldıracak yeni bir uzlaşmaya mecbur edecektir..
"Ne pahasına olursa olsun referandumu önleyelim. Milletten meydan dayağı yemeyelim" duygusu dahi meclis iradesi üstünde kabul edilemez bir baskı yaratacaktır.
Yasaklılara fırsat
SP ve AKP, Necmettin Erbakan ve Tayyip Erdoğan'ın yasaklarını kaldırmak için referandum korkusunu yeni bir pazarlık fırsatı olarak kullanacaklardır.
Cumhurbaşkanı Sezer referandum tercihini kullanırken herhalde meclisi, Erbakan ve Erdoğan çıkarına bir şantajla karşı karşıya bırakma niyetiyle hareket etmemiştir.
Ama savunma silâhlarından popülist olanını seçmek suretiyle belki daha karmaşık sorunlar barındıran bir yolu açmıştır.
Öfke baldan tatlıdır demişler..
Cumhurbaşkanı'nın referandum tercihi halkı mutlu etmiştir kuşkusuz.
Ama Cumhurbaşkanı'nın amacı, zararı sonuçta yine halkın ödeyeceği geçici tatminler yaratmak değil, karışıklık yaratmayan kalıcı çözümleri "hoşa gitme" kaygısı duymadan bulmak olmalıdır.
Demokrasi yaşayacaksa, meclisi zedeleyerek kendini yüceltemeyeceğini Cumhurbaşkanı'nın bilmesi gerekir!
Magazin
