Sevdiği adamla karşılaşmak için 10 yıldır uğraşıyor. Bunun için neler yapmamış ki! Sarıkamış'ta film çevirmekte olduğunu duyunca oteline gidiyor. Görüşemiyor. İstanbul'da yaşarken 2 yıl boyunca karşılaşmaya çalışıyor; beceremiyor. İzmir'e dönünce, "Belki fırsat doğar" diyerek tiyatroya başlıyor; yine olmuyor. Kuşadası'ndaki çekimlere gidiyor: Sonuç sıfır! Buket Saygı ile 'motivasyon' skandalı patlayınca TV'den İnanır'ın numarasını alıyor ve şiirlerini mesaj olarak geçiyor. Cevap yok!
Derken bir gece 'aşkı' arıyor: "Bana mesaj gönderiyorsunuz." Durumu kavrayamıyor. "Bir daha olmasın" deyip kapatıyor Kadir. Jeton düşünce kahroluyor. Yine mesaj çekiyor. Yanıt geliyor. Konuşuyorlar. Onu filmin İzmir galasına çağırıyor: "O mutluluğu tarif edemem. Konuşmasındaki o asalet, o seviye... Bu adamı boşuna sevmemişim. Sevgim ona yakışıyor, dedim." Heyecanla galayı bekliyor.
Yine aksilik! Ne kuaföre gidecek parası vardır, ne hediye alacak, ne de taksiye verecek. Gidemiyor: "Hava yağmurluydu. O gün gökyüzü de benimle birlikte ağlıyordu..." Bunun üzerine BBG'ye katılmayı düşünüyor. Orada anlatacaktır sevgisini. Ancak elemeyi aşamıyor.
Bu arada yıllar geçmektedir. Erkeklerde hep Kadir' i aradığı için hiçbir evlenme teklifine evet demez: "Onu tanımadan asla!" Bilirsiniz, "Aşk yatakta tedavi edilen bir hastalıktır" derler. Peki acaba 'Karlay' iyileşmek istiyor mu? Sanmıyorum.
Emre AKÖZ