kapat
02.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

'İlginç gelesin diye içiyorum'


Bugün İskoçya tüm dünyaya Cardhu ya da Talisker gibi malt, Johnnie Walker ya da J&B gibi 'in' harman viskiler satarak kamyonla para kazanıyorsa, nedeni İngiliz hükümetinin 177 yıl önce aldığı akıllıca karardır
Murat Belge'nin 'Tarih Boyunca Yemek Kültürü' adlı kitabının, 'Rakı Kişilikli İçkidir' bölümünü açıp okuyoruz. Özetliyorum:

"Ellilerin sonlarında kaçak rakı yapan bir çetenin mahkemesi haberini okumuştum. Adamlar kendilerini, 'Rakıyı kendimiz yapmadık, Tekel rakısını satıyorduk' diye savunmuşlar. Bunun üzerine bilirkişi kurulmuş. Çetenin rakısı incelenmiş. Rapor şöyle diyor: Bu rakı tamı tamına 45 derece; Tekel'in değil Yeni Rakısı, Kulüp Rakısı bile nadiren bu dereceye ulaşır. Ele geçen rakı gayet iyi dinlendirilmiş; Tekel'in ise bu imkanı yok. Sonuç: Bu gayet kaliteli rakı, sanıklar tarafından üretilmiştir..."

DEVLET KAFASI
Murat Belge, "Tekel ürünlerini zaten mamül değil, yarı mamül kabul edip işlem yapmakta yarar var" deyip, votkayı nasıl hafifçe yaktıklarını, rakıya ise Tahtakale'den aldıkları anason esansını damlattıklarını anlatıyor.

Bizim devlet böyledir işte: Vatandaşının girişimci ruhunu köreltmekte onun eline kimse su dökemez.

Peki 'kafası çalışan' devletler ne yapıyor? Bu kez örnek Büyük Britanya'dan, konu viski...

19. yüzyılın başlarındayız. İngiliz hükümeti, cin üreticilerinin de lobisiyle, İskoçlar'ın geleneksel içkisi viskiye aman vermiyor. Yasaklıyor, vergileri yüksek tutuyor. İskoçlar ise, "Viski bize Tanrı'nın armağanıdır" deyip; evlerinde gizli gizli (Teksas-Tommiks diliyle) 'ateş suyu' damıtıyorlar.

CARDHU'CU HELEN
Bu kişilerden biri de John Cumming adlı bir çiftçidir. Bir yandan kiraladığı arazide çalışır, bir yandan da 'uisge beatha' (Gal dilinde: 'Hayat suyu') üretir. Tabii devlet tepesine biner. 1816'da üç kez para cezası alır.

Damıtım işini çok kere karısı Helen yapmaktadır. Zeki ve becerikli bir kadındır Helen. Bir keresinde viski damıtırken müfettişler kapıda gözükür. Helen bir yandan derme çatma imbiği ortadan kaldırırken, bir yandan da müfettişlere, "Buyrun, ben de ekmek pişiriyordum" diyerek adamları içeri alır. Müfettişler taze ekmeği afiyetle atıştırırken, uyanık Helen dama bir kırmızı bayrak asarak, komşularını uyarır.

İngiliz hükümeti aklını başına ancak 1824'te toplar ve viski üzerindeki baskıyı kaldırır. Sonuç: Bizim çiftçi John ile Helen, bugün İskoçya'nın en önemli altı malt viskisinden biri olan Cardhu markasının ilk resmi adımını atarlar. Çiftçiler damıtımcı olur, hükümet de bu faaliyetten vergisi alır.

Eğer bugün İskoçya tüm dünyaya Cardhu ya da bizim ailecek bayıldığımız Talisker gibi malt viskiler, Johnnie Walker ya da J&B gibi 'in' harman viskiler satarak kamyonla para kazanıyorsa... Bunun nedeni İngiliz hükümetinin bundan 177 yıl önce aldığı akıllıca karardır.

Bizimkiler ise, Tuğrul Şavkay'ın defalarca yazdığı gibi, hâlâ "Ne yapsam da rakıyı özelleştiriyormuş gibi görünüp, aslında şu Tekelimi korusam" diye debeleniyor.

Kusura bakmasınlar ama, kadehimi hiçbir zaman Ankara'nın şerefine kaldırmadım!

Tokat ihtiyacı
Aşağıdaki mesajı itiraf.com'da okuyunca, ah, dedim, kim bilir kaç delikanlı benzeri bir durumda kalıp, 'Bu kız ne istiyor, anlamadım gitti' diye yakınmıştır:

"Erkek arkadaşımı şımarıklıklarımla deli ediyorum. Bir şeyi yapma derse, inadına yapıyorum. Çünkü bana fiziksel şiddet uygulaması hoşuma gidiyor. Bir gün onu yine deli ettim ve bana tokat attı. Yüzüm şişti. Her ne kadar ona çok kızsam, yaptığının yanlış olduğunu söylesem de elimde değil, bana vurmasını istiyorum. Çok sinirlendiği zaman kendini kaybeden biri. Onun o anını yakalamak için her yolu deniyorum, ama o beni üzmemek için kendini tutuyor. Tek sorun da bu değil. Bana manevi olarak da acı çektirmesini istiyorum." (Rumuz: egb2001, Kadın, 18, İstanbul)

ÖZLÜ LAKIRDI
Geçen haftaki özlü sözler pek ilgi çekti. İşte birkaç tane daha:

* Demokrasi: İki kurt ve bir koyun, 'Akşama ne yesek' diye oylama yaparlar...

* Sigara içilmeyen cankurtaran sandalı hangisi?

* Neden bilgisayar reklamlarında bilgisayar, otomobil reklamlarında otomobil gösterirler de, prezervatif reklamlarında tenis oynayan insanlar olur, neden?..

* Ben de dedem gibi yatağımda, sessizce ölmek isterim; korkunç çığlıklar atan yolcuları gibi değil...

* Muhtaç bir adama yardım edin... Ne zaman dara düşse sizi hatırlayacaktır.

Emre AKÖZ

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır