Sol aşkım son aşkım
Sol eğilimleri birleştirerek siyaset sahnesine altı yıl önce atılan "aşk ve devrim" çocuklarının babası Ufuk Uras, altına ulaşma hayalinden vazgeçmiş: "Solcuların bir araya gelmesi hayali, ayak bağından başka bir şey değil"
Siyasette 'yeni oluşumlar' gaza bastı. Hatırladık ki bizim bir de altı yıllık geçmişi olan "yeni partimiz" vardı: Umudu örgütlemek için yola çıkan Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP). "Aşkın ve devrimin partisi"nin makam odasız, makam arabasız, kravatsız başkanı Ufuk Uras ilk ve son aşkına feci bağlı!
Farklı metalleri bir araya getirerek altın yapacaklarını düşünen simyacılar gibi ÖDP de, sol eğilimleri birleştirip yeni düzeni kuracağını düşünmüş, "ya şimdi?" diye sorarsanız, onlar da silkeleniyor.
* Siz neden siyasetle uğraşıyorsunuz?
Ben soluk alabilmek için siyasetle uğraşıyorum.
* Kravatsız da siyaset yapılıyor mu?
Zorunluluk telakki edilmesine karşıyım. Arada bir takarım ama taksam da iki yakam bir araya gelmiyor.
* Makam aracınız yok, makam odanız yok, siz ne biçim bir genel başkansınız?
Mal varlığım bir boş kağıt. Yalnızca pazar arabam var. Ben aynı zamanda kamu görevlisiyim, profesyonel siyasetçi değilim, bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyorum.
* Profesyonel siyasetçi nasıl olunuyor?
Türkiye'de siyaset, parası olanların yaptığı bir meslek haline dönüştü.
* Anadolu halkı gücü sever diye biliriz.
Genel olarak güçten etkilenme hali var. Ancak insanlar kollektif olarak "biz umut olamayız, ancak umudu örgütleriz" dendiğinde farklı bakmaya başlıyorlar.
* En genç parti liderisiniz. Parti genç mi?
1960'lı yıllarda TİP'te yaş ortalaması 26 idi, bizim partide 41. Oysa biz de gençlerden beslenmeliyiz.
* ÖDP'nin genel başkanı sizin gibi sempatik, güzel konuşan, tatlı dilli, uzlaşmacı bir insan olmasaydı ÖDP kamuoyunda bu kadar sempati toplar mıydı?
Partimize duyulan sempati alternatif siyaset arayışıyla ilgili. Parti iddiaları ile parti başkanı da birbirini tamamlıyor. Önemli olan kurumsallaşmadır. Siyaset şahsa dayalı gidiyorsa yanlıştır.
SON AŞKLAR UNUTULMAZ
* Aşk konusunda ne düşünüyorsunuz?
Aşk koşulsuz sevmektir. Her şey bir insanı sevmekle başlar deniliyor. Che'nin de dediği gibi aşk duyguları, bir devrimcinin en önemli rehberidir. Aşk, nefrete, rekabete dayanan siyaset ortamı karşısında bizim farklı arayışımızın bir simgesiydi. Fakat ben artık son aşkların unutulamayacağına inanıyorum. ÖDP'yi kurmak, tarihsel işlevi olan o ilk aşkımızdan yola çıkmaktı. ÖDP artık son aşkımız.
* Bir siyasi partinin aşk temasını böyle kullanması biraz garip değil mi?
İlk aşk unutulmaz dedik. Oy çetelesinde ilk sıradaydık, en soldaydık, "oylar en sola" dedik. "Bunlar çok solcu" dediler. Yaratıcılık çıtası bazen tutturulamadı.
* Siz vatandaşın neresindesiniz?
Metro'da bir genç bana "size sempati duyuyorum ama halka inin" dedi. "Bundan daha aşağısı yok" dedim.
Cevap kılavuzumuz yok
* Sizce sol niye umut olamıyor çok uzun zamandır?
Halk kendini örgütleyecek yapıları mahallesinde, işyerinde görebilmeli. Bu yoktu. Türkiye solu 12 Eylül'ü yaşadı, 1990'lar Türkiye'sini yaşadı ve Rusya'nın dağılım sürecini gördü. Sol bir yenilgi psikozu içinde.
* Nasıl kurtulacak bu psikozdan?
Siyasetin iç ve dış yüzü var. Oysa dışı ve içi bir olmalı. Herkeste bir beklenti yorgunluğu var. 21'inci yüzyılda, damarlarımızdaki asil kan edebiyatıyla sorunlarımızın çözüleceğine inananlar var. Kurt aklıyla değil insan kafasıyla sorunların çözüleceğini biliyoruz. Herkes zihniyet değiştirelim diyor. O zihniyet nasıl değişecek? Bizim de cevap kılavuzumuz yok. Deneye yanıla öğreniyoruz.
* Siz muhalefetsiniz. İktidarda olsanız ne değişir?
Her şey değişir. Bizim söyleyecek sözümüz ve söyleyecek yüzümüz var. Can Yücel Meclis'e girseydi en yaşlı üye olarak Meclis Başkanı olacaktı. Bu zaten bir devrim olurdu.
Meclis maskeli balo gibi
Erdal İnönü ile seçim ittifakı için uzlaşan Uras'a göre, siyasetteki esas sorun 'çap sorunu': "Halkın gündemi ile siyasi gündem farklı. Kendi kaderiyle başbaşa bırakılanları örgütlemek lazım"
* 1996'da ÖDP'yi kurdunuz. O günden bugüne ne değişti?
Toplumsal beklentilerin dibe vurduğu bir dönemdi. Şimdi son 10 yılın boşa harcanmış olduğunu söyleyebilirim. Biz yeni bir politik kültür yaratmak istedik. Fakat bu erken bir doğum oldu.
* Türkiye ÖDP'ye hazır değildi mi demek istiyorsunuz?
Siyasetin merkezi daralmıştı. Siyasi yapıyı değiştirecek özne yine de inşa edilemedi. Siyasi muhatap bulunamıyor. Yeni olmadı, oysa yeninin olması isteniyor.
* Yeniden ne anlıyorsunuz?
Türkiye'de halkın siyaset yapma biçimini açan yenidir. Siyasetin toplumsallaşmasını sağlarsa aslında bu yenidir.
* Türkiye'de nasıl siyaset yapılıyor?
Siyaset toplumun, geleceğin örgütlenmesidir. Türkiye'de yolsuzluk ve vurgunculuğu iş edinenler örgütlü. Türkiye bu yüzden dibe çöktü. İktisadi depremden de ders çıkarılamazsa biz bunun altında kalırız. Muğla'da ağaçlar yanıyor.
Rüzgarın yön değiştirmesi bekleniyormuş. Bol miktarda savaş uçağımız, tank tüfek var ama ulusal servetimizi koruyacak mekanizmalarımız yok. Pedalı çevirmediğinizde bisiklet devriliyor. Pedalı hızla çevirmemiz lazım, geleceğe ilişkin hayallerimiz ve tasarılarımız olmalı.
* Sizler 1980 öncesinin sol argümanlarını kullanıyorsunuz.
Biz aslında bu arayışın adıyız. Kendimizle yüzleşmemiz gerekiyor. Yani simyacıların, "bütün metalleri birleştirirsek altın olur" arayışının siyasette de karşılığı olmadığını gördük. Siyasi simyacılıktan vazgeçtik.
ÖTEKİ TÜRKİYE BÖLÜCÜLERİ
* Size en sert eleştiriler size yakın çevrelerden hatta kurucularınızdan geldi...
Solun birliği yeterli değil. Gerekli, ama halk açısından bu bir şey ifade etmeyebiliyor. Birlik bir
ortalamacılığa, bir mutabakat anlayışına dönüşünce sizin ayak bağınız oluyor. Sivil hareketin, emek hareketinin bir araya gelmesi bizi güçlendirir. Varolan siyaset, halka patlayacak madde olarak bakıyor. Halkın gündemi ile siyasi gündem farklı. Kendi kaderiyle başbaşa bırakılanları örgütleme mahareti gerek.
* Siz "Öteki Türkiye"yi örgütlemekten bahsediyorsunuz.
Bu ülkenin esas bölücüleri o iki Türkiye'yi yaratanlar. İster adına zeytindalı, ister badem dalı ister gökkuşağı deyin somut zeminlerde bir araya gelmek gerekiyor.
* İktidarın bile muhalefet gibi olduğunu düşünüyor musunuz?
Siyaset alanı boş. Varolan iktidar ve muhalefet bir maskeli balonun parçası. Nazım'ın son şiirindeki gibi, "Hiçbir söz artık teselli etmiyor beni." Vites değişikliği gerekiyor ama vites kutusu bozuk, tamir edecek irade yok. Meclis'teki irade noter gibi. Bu ülkede herkes demokrasi isteyip de demokrasi gelmiyorsa herhalde sorumlu uzaylılar değil.
Elif ERGU
|