EL CEZİRE, Arapçada "ada" anlamına geliyor. Yeni savaşta bağımsız ve tarafsız gazetecilik, yayıncılık tartışmasının odağına ilk günden itibaren bu "ada" televizyonu yerleşti.
Beş yıl önce babasını devirip onun yerine geçen bugünkü Katar Emiri'nin "değişimci" düşüncelerinin bir ürünü olarak kuruldu El Cezire televizyonu. Genç Emir, kendisinin en büyük ortağı olduğu çok ortaklı bir şirket kurdurdu, 100 milyon dolarlık yatırım yapıldı, kadrolar daha çok BBC ve diğer Batı televizyonlarında yetişmiş Müslüman ve Hıristiyan Arap gazetecilerle oluşturuldu.
El Cezire, 500 bin nüfuslu Katar'ın Emiri'ne doğrudan bağlı olmasına rağmen, ilk günden itibaren diğer Arap kanallarından "farklı" oldu. Bu fark şuydu: iktidarlara karşı bağımsız, mesafeli, objektif habercilik.
El Cezire bütün Arap dünyasından haber verirken, "her haberi" verdi. "Şu haber filancayı kızdırır" kısıtlamasına girmedi. Filistin'de intifada'nın en çarpıcı görüntülerini yayınlarken İsrailli yöneticileri de ekrana çıkarmaktan çekinmedi. Haberlerini yorumsuz, "küfürsüz" verirken, farklı görüşlerin yansımasını da sağladı.
Katar Emiri'nin desteğiyle El Cezire, bugüne kadar "gazeteci bağımsızlığı" tavrını sürdürdü. Televizyonun yöneticileri bütün suçlamalara karşı şunu söylediler: "Biz özgür Arap vizyonunu temsil ediyoruz. Hem Batı hem de Arap dünyası, bugüne kadar hep iktidar sözcüsü olan yayınlara alışmıştı. Bu yüzden bize alışmaları zor oluyor."
Bütün Arap dünyasında ve birçok Batı merkezinde iyi örgütlenmiş olan El Cezire, son olarak Bin Ladin kasetleri nedeniyle ağır saldırılara uğradı: "Bin Ladin kasetleri neden başka bir televizyona değil, El Cezire'ye verildi?"
El Cezire"nin, kendilerini "İslamcı terörün medya gücü" olmakla suçlayanlara karşı da cevapları çok açık: "El Cezire bağımsız haberciliğiyle bütün Arap dünyasında büyük itibara sahiptir. İtibarlı bir yayın organının verdiği haber izlenir."
Bush'la Bin Ladin'in ortası
El Cezire, Afganistan'da örgütlenmiş ilk televizyon kanalı olarak Tâlibân rejiminin birçok "infaz"ını ve Buda heykellerini yok etmesini de görüntüleriyle dünyaya duyurmuştu.
El Cezire'nin yayınları sadece siyasetten, savaştan ibaret değil. Ekonomi, kültür, spor haberleri de veriyor, bu alanlarda da tartışmalar yayınlıyorlar. Arap dünyasındaki toplumsal sorunlar ve kadının durumuyla ilgili tartışma programları da daha önce Suudi rejimini ayaklandırmıştı.
Katar Emiri, şu ana kadar bütün baskılara direndi. Geçen hafta Amerika'da Bush yönetiminin şikâyetlerini de dinledi. Ve hep "özgür gazetecilik" adına televizyonunu savundu.
El Cezire'nin gazetecileri şöyle diyorlar:
"Dünyada sadece Bush ve Bin Ladin yok. İkisinin ortasında biz varız."