kapat
15.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )

Göz üstüne fantezi

Kimisi siyah, kimisi kahverengi, kimisi yeşil, kimisi elâ, kimisi mavi, kimisi lâcivert, kimisi kestane, kimisi de bal rengi olur.

Bazıları hareli, bazıları baktığı renge göre değişken, bazıları ferli, bazıları fersizdir.

Cıvıl cıvıl olanlar, donuk olanlar vardır.

İnsan sarrafı geçinenler:

- Ben adamı gözünden tanırım, derler.

Birinin çıkıp kendilerini de aynı usulle tanıyabileceği, geçmez o sırada akıllarından.

Kül yutmama iddiasında olanlar; övünürken, yahut çetrefilli bir mesele karşısında kazık yeme ihtimali belirdiği zaman, kendilerini yüreklendirmek için sık sık tekrarlar:

- Bende o göz var mı yahu, bende o göz var mı?

Ama eloğlu gözünün yaşına bakmaz, punduna getirdi mi yine de atar kazığı. Kazığın acısını hafifletmek ve silme salak durumuna düşmekten kurtulmak için.

- Zaten, denir, daha başında tutmamıştı gözüm onu...

Ve arkasından bedduaya geçilir:

- Gözü kör olur inşallah.

Kadınların ağzında aynı beddua daha başka biçimler de alır:

- Gözü çıkasıca, gözü kör olasıca, gözü dönesice, bunlardandır.

Ağız alışkanlığıyla yine aynı beddua, evdekilere karşı negatif olarak yapılır:

- Gözün kör olmasın e mi?

Bunun akla gelmez bir sürpriz önünde, tatlı tarafından söylendiği de vardır.

Kocalar, öfkelerini iyice patlatmadan önce, son ağız peşrevini:

- İki gözümün nuru, bak dinle beni, diye açarlar.

Bundan sonra gelecek okkalı lafların ağırlığı, erkeğin gözünün pekliği ile kavgayı gözünün kesip kesmemesine bağlıdır.

Kadın da, erkek de, birbirlerinin gözlerinden düşebilirler. O zaman aşk kristali, minareden düşmüş gibi paramparça olur ve gönüllerde sadece zaman zaman acıtan kırıntıları kalır.

Fakat gözden düşmenin en netamelisi siyaset alanındadır. Bir yuvarlanma başlar ki, sonu nereye varır belli olmaz. Bir hayli parladıktan sonra böyle bir kazaya uğrayanlara, yaşlı kadın akrabaları:

- Göze geldi, derler.

Düşmanları ise bunu, gözünü hırs bürümüş olmasına bağlarlar.

Oysa gözden düşmenin asıl nedeni, göze girdikten sonra göze batmaya başlamaktır.

Gözünü basiret bağlayanlar bunu kolay kolay farkedemezler.

Bazen de insanın gözü kimseyi görmez; ya çok kızgınken, ya çok üzüntülüyken, ya çok aşıkken...

Böyle zamanlarda gözü iyice kararanlar belaya sokarlar başlarını.

Erkekler için gözü açıklık, daha doğrusu açıkgözlük geçerlidir. Böylelerinin jandarmaya yazılması tavsiye edilir.

Kızlar için ise gözü açılmamış olduğu iddiası, konu komşu arasında sadece bir kısmet bulma propagandasıdır.

İnsanlar birbirlerinin gözünü korkutmaya meraklıdırlar. Cart curtla karşılarındakini kıstırırlarsa, bir de keyifle babalanırlar:

- Benden gözü yıldı, diye.

Buna "gözdağı vermek" de denir. İnsanların selamdan bile daha kolay verdikleri bir şeydir bu.

Bu arada gözü kara olanlar, gözden sürmeyi çalar ve göz koydukları yerlere doğru tırmanırken, bir de işmar çakarlar karşılarındakine:

- Gözlerimin içine iyi bak, ne demek istediğimi anlarsın.

Göz süzmek, gözle yemek, göz etmek, göz ucuyla bakmak, yine hep gözün marifetlerindendir.

En güçlü teminat da, yine göz üstüne edilen yeminlerle verilir:

- İki gözüm önüme aksın ki... denir.

Uysallık:

- Gözün üstünde kaşın var, dememekle mümkündür.

Kabadayılık:

- Şimdi gözünü patlatırım, demekle...

Hayat, göz göze gelmek ve göz göze gelmemek salıncaklanması arasında geçer. İlk göz göze geldiğin günü hatırlarsın; arkasından bir daha göz göze bakamayacağın bir uğursuz olayın anısı canlanır ve yüreğinde göz göz olmuş acılar; gözlerin bulutlanır.

Bazılarının her yerde gözü kulağı vardır. Bazılarının hiçbir şeyde gözü yoktur. Bazılarının gözü yüksekte, bazılarının gözü dışarda olur. Bazı gözler hiç doymaz, daima açtırlar. Onlar için:

- Gözünü toprak doyursun, denir.

Ama toprak bile doyuramaz bazılarınınkini. Onlar için de:

- Horoz ölür gözü çöplükte kalır, denir.

Göz oya, göz koya, göz aça, göz kapaya, sonunda bir yere gelinir ki orada herkes için:

- Gözlerini dünyaya yumdu, denir.

NOT: 13 yıl önce yazılmış bir yazı... "Uçuk"tan...

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır