Belli ki yalnız Afganistan'ı, Tâlibân'ı ve Bin Ladin'i hedef alan bir savaş değil bu.

Ne kadar süreceğini ve kapsamını kimsenin kestiremediği bir uzun çarpışmanın başlangıcı.

Amerika bu savaşın bir Hıristiyan - Müslüman çatışmasına dönüşmesinden çekiniyor.

Şu sıradaki görünüm ise Hıristiyan bile değil, bir Anglo-Amerikan savaşı görünümü vermekte.

Dünyada oluşan bu imajı değiştirmenin en kestirme yolu, Türkiye'yi işin içine katmak ve zaten NATO üyesi olan bu Müslüman ülkeyi, diğer Müslümanlara karşı çarpışanların safına yerleştirmek.

Türkiye bu zor ve belalı kararı almak için IMF enstrümanı yoluyla baskı altında tutuluyor.

Ekonomik krizle boğuştuğu sırada, vaadedilen para verilmiyor.

Mesaj çok açık: Amerika ile birlikte savaşa gir ve parayı al!

Konuşulan paranın miktarı; milyar ya da milyon dolar olması önemli değil. Bunlar işin nicelik kısmı.

Nitelik bakımından Türk askeri "paralı asker" oluyor.

IMF parasına ihtiyaç duyan finans kesimi için, ailelerinin davul zurnayla askere gönderdiği gençler kullanılmak isteniyor.

IMF, bizden paralı asker istiyor; hükümet de bunu vermeye hazırlanıyor.

Çünkü herkesin bildiği gibi Ankara'da hükümet falan yok.

Eğer başımızda dirayetli bir yönetim olsaydı, Mehmetçikleri paralı asker durumuna düşürecek kadar ucuz ve kaba bir pazarlık yerine, Türkiye'nin stratejik önemini ve yeniden şekillenen dünyada alacağı rolü hesap eden aktif bir politika uygulardı.

Ama ne yazık ki şimdilik durumumuz, paralı asker pazarlığı noktasından öteye gidemiyor.