kapat
10.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )

İslam Konferansı

Yanılmıyorsam sayıları 45'e yükselen İslam Konferansı Örgütü, bugün, Doha'da, olağanüstü toplanıyor.. Dışişleri Bakanları düzeyindeki bu toplantıda, Türkiye'yi, Dışişleri Bakanı İsmail Cem temsil edecek..

Bir gün sürecek toplantıdan sonra, bir ortak bildiri yayınlanacak.. Peki neler olabilir bu bildiride? Birlikte olası bildiriye bakalım:

Öncelikle "Terörizm çok kuvvetli biçimde telin edilecek."

Sonra, "Terörizmin tanımı yapılacak.."

Yani, Usame bin Laden ve Taliban'ın durumu ile, Filistin konusu gündeme taşınacak.. Arafat'ın da, Katar Emiri'nin açış konuşmasından sonra bir konuşma yapacağı toplantıda "Bağımsızlık Savaşçıları tabiri ile terörist tabirinin yorumlanması" tartışılacak. Bu bağlamda, "Şiddete başvuranların ekonomik kaynaklarının kurutulması" ifadesi, ortak bildiride yer alabilir..

İslam-terör bağlamında ise, Türkiye'nin "İslam adının temize çıkartılması" ve Cem'in, "Terörün dini, milleti ve coğrafyası olmaz" sözleri esas alınarak, ortak bildiriye bu yönde bir ibare konulması çok kuvvetle muhtemel..

Bu arada İran'ın olayı "Medeniyetler Çatışması bazına çekmeye çalışması" olasılığı var. Ancak buna karşı çıkılacak..

Bildiride ayrıca "Masum halkın korunması" ve "İnsani yardımların sürmesi" gibi görüşler de, mutlaka yazılacak.. İşte ana başlıkları ile İslam Konferansı Örgütü, olağanüstü toplantısından sonra yayınlanacak ortak bildiri..

Nedir bu korku?
Irak söz konusu olunca, bu ülkenin kuzeyinde hâlâ PKK teröristleri dolaşıyor.. Bunu unutmayalım.. Bunlar zaman zaman İran'a da girip çıkıyor.. Bu konuya değinmeden önce, küçük ama çok önemli bir gelişme yaşandı birkaç gün önce. Lübnan Başbakanı, İran'a gitti.. Neden? Çünkü biliyor ki, sıra bir tarihte kendi topraklarında barınan Hizbullah'a da gelecek..

Şimdi konumuza dönelim; Ankara Irak konusunda kelimenin tam anlamı ile "İki arada, bir derede" kalmış durumda.. Yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal..

Bu noktada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu'nun, "Taliban'ın adamları Kuzey Irak'ta üslendi. Kıyım yapıyor" diye Washington'u birbirine katan, Barzani'nin adamlarını "Açıkça yalanlaması", umarız Washington'a bir mesaj olmuştur.. Çünkü Türkiye'nin Kuzey Irak istihbaratı, çok kuvvetlidir..

Alınacak karar ne olursa olsun, Türkiye için çok zor bir karar olacaktır.. Ama korkunun ecele faydası yok.. Cem, terörün coğrafyası olmaz demişti..

Bu arada ABD'nin, Suriye'nin BM Güvenlik Konseyi üyeliğini engellememesi, İran ile gizliden flört politikası dikkatlerden kaçmıyor. Sanki aynı, Pakistan, Özbekistan ve Rusya ile yakınlaşarak, Afganistan'ı çevirme politikası gibi, şimdi de Irak'a çevirmeye çalışıyor.. Burada da kilit Suriye, İran ve tabii ki Türkiye..

Körfez Savaşı öncesi ABD Türkiye'den ambargoya uyması dışında 3 şey istemişti; İncirlik'e izin ver, topraklarına asker göndereyim ve Körfez'e sembolik asker gönder.. Türkiye bunlardan sadece birincisine evet demişti..

Türkiye 10 yıl sonra Irak konusunda nerede olduğunu açık açık söylemeli.. Kıvırtma yapmadan.. Türkiye, Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurdurmayacağını açık açık söyleyip, Washington'dan bunun açık garantisi aldıktan sonra ne yapmalı? Cuma günü bunun üzerine konuşmak üzere..

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır