kapat
10.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Zor karar: Ötanazi yasallaşmalı mı?


Uluslararası tıp dünyasında da sık sık tartışma konusu olan 'ötanazi' İstanbul'da düzenlenen 37'nci Ulusal Psikiyatri Kongresi'nde tartışıldı.
Ötanazi yapılsın mı yapılmasın mı? Her iki görüşü benimseyen uzmanlar konuşmacı olarak katıldı kongreye.

ANKET DÜZENLENDİ
Ötanazi, bir de bilimsel bir çalışmayla gündeme geldi. Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aycan Karaaslan ile Yüksek Hemşire Derya Özkan tarafından yapılan çalışma kapsamında hemşirelere "Ötanazi yasallaşmalı mı?" sorusu soruldu.

Ankete katılan hemşirelerin yüzde 52'si ötanazinin uygulanması ve yasallaşması konusunda hemfikir.

HEMŞİRELER ONAYLIYOR
Hollanda ve Belçika'da yürürlükte olan ötanazi ile Ankara Dışkapı SSK Eğitim Hastanesi'nde yapılan anketin sonucunu, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin erkek ve kadın hemşirelerine sorduk.

Anket sonucunu "Ötanazinin yasallaşması yüzde 52 oranında kabul görüyorsa bu oran azdır" biçiminde değerlendiren hemşireler, kanserin son dönemi ve yüzde 90'ın üzerindeki yanıklarda "Ötanazi uygulanmalıdır" görüşünde birleşiyor.

TIP BİR ŞEY YAPAMIYORSA
Türk Hemşireler Derneği Başkanı Buyan Özüpak da erkek ve kadın hemşirelerle aynı görüşü paylaşıyor ve "Tıbbi olarak yardımcı olunamayacak durumlarda ötanazi yapılmalıdır" diyor.

İşte iki ay önce Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikle 'Kasten adam öldürme' suçu kapsamından çıkartılan ötanazi üzerine hemşirelerin değerlendirmeleri..

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Servis erkek hemşirelerinden Serdar Karaca, ötanazinin hastalığın hangi aşamasında kullanılacağının çok önemli olduğu görüşünde. Özellikle kanserin son aşamasında hastanın çok büyük bir acı çektiğini ve bilincinin yerinde olduğunu söyleyen Karaca, ötanazinin hangi durumlarda kullanabileceğini şöyle anlatıyor:

"Kalp kasını güçlendiren ilaçlarla hastanın tansiyonunu 3'e 2'de tutuyorsunuz. Hastanın şuuru kesinlikle yerinde olmuyor. Kurtulma şansı milyonda bir de olsa ayağa kalkma şansı yok. Yardımla yemeğini yer ve altına yapar. Bunun dışında tamamen bitkisel bir hayatı yaşamak durumunda kalır. Ötanazi bu durumda tartışılabilir. Bu durumda kendinizi o hastanın yerine ya da hasta yakınının yerine koyarsanız; ötanazinin yasallaşması gerektiği daha kolay anlaşılır."

HER İSTEYENE OLMAZ!
Türk Hemşireler Derneği Başkanı Buyan Özüpak tıbbi açıdan yardımcı olunamayacak durumlarda hastanın daha fazla acı çekmemesi için ötanazinin uygulanması gerektiğini söylüyor. Özüpak, "Hastanın kendisi eğer 18 yaşının üzerindeyse bu kararı o vermeli; reşit olmadığı durumlarda ise karar ailesi tarafından alınmalı. Hemşire kardeşlerime bazı durumlarda katılıyorum ama 'Her ölmek istiyorum' diyene de ötanazi uygulanmamalı. Tıbbi olarak yaşama umudunun kalmamış olması önemli bir aşama" dedi.

YÜZDE YÜZ KARŞIYIM
Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Gündüz Gedikoğlu ise, ötanaziye karşı olanlardan. Gedikoğlu, "Yüzde yüz karşıyım" diyor ve ekliyor "Dünyada ötanazi yapan kaç ülke var ki? Hastaya sağlıklı bir nefes daha aldırmak hekimlerin, hemşirelerin görevidir. Hipokrat yemininde bile bu vardır. 'Gün doğmadan neler doğar' diye atasözümüz bile var. Teknoloji bu kadar ilerlerken, ötanaziyi düşünmek niye? Dün kuduzdan ölenler bugün aşıyla kurtulabiliyor. Ağrı giderici ilaçlar mı yok? Hastanın şuurunun yerinde olmaması o insanın hayatına son vermek için yeterli bir neden mi?

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi yanık ünitesi erkek hemşiresi Mehmet Karakırak ise yüzde 90'ın üzerindeki yanık vakalarında hastanın en fazla 2 gün yaşadığını belirtiyor. "İşin kötü yanı hastanın şuuru son derece açık ve ne verirseniz verin acısını azaltamıyorsunuz. Eline kağıt kalem verdiğiniz zaman hasta sadece 'acı çekiyorum' diyorsa ötanazi gerçeğini düşünmek lâzım."

Ötanazi nedir?
Kişinin ölme hakkı, tıpta ve hukukta ötanazi olarak tanımlanıyor. Ötanazi aktif ve pasif ötanazi olmak üzere ikiye ayrılıyor. Aktif ötanazi hastanın yaşamına son vermek anlamına geliyor. Bu karar hasta bilinçli durumdaysa ona, değilse de yakınlarına ait oluyor. Pasif ötanazi ise daha çok sağlık görevlilerini ilgilendiriyor. Pasif ötanazi müdahale etmemek anlamına geliyor. Yani bu durumda ölümcül hastaya hayatını biraz daha uzatacak yöntem doktor ve hemşirelerce uygulanmıyor. Ama yine de hastanın her türlü ihtiyacı karşılanıyor ve ağrıları dindiriliyor. İki ay önce Türk Ceza Kanunu'nda yapılan bir değişiklikle ötanazi 'Kasten adam öldürme' suçu kapsamından çıkartıldı. Bu tarihe kadar ötanazi "adam öldürmek"le eş tutuluyordu.

Alper URUŞ

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır