kapat
04.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
A. SAVAŞ AKAT(aakat@sabah.com.tr )

İflasın işlevi

Bir dönemin efsane havayolu Swissair uçuşlarını durdurdu. Nedeni ise yakıt borçlarını ödeyememesi. Petrol şirketleri paralarını alamayınca uçaklara benzin vermediler.

Gençlik yıllarımda Swissair yemekleri ve hizmeti ile ünlenmişti. Binme şansına ulaşanlar ballandıra ballandıra anlatırlardı. O günlerde küçük bir azınlık uçak seyahati olanaklarına sahipti. Yemek kalitesi çok önemsenirdi.

Bir kaç yıl önce Swissair atılıma geçmişti. Belçika havayolu Sabena'ya ortak oldu. THY ile yakından ilgilendi. İttifaklar kurdu. Uçak catering (yemek) ve diğer hizmet şirketlerini büyüttü. Türkiye'ye de girdi.

Son dönemde havacılık sektöründe rekabet iyice yoğunlaşmıştı. Amerikan ve Avrupa devleri iç pazarı sınırlı ülkelerin şirketlerini zorluyordu. Swissair mega-taşıyıcılar arasında ezilmeye başladı. Zarar büyüdü. Sabena başına bela oldu.

11 Eylül olayı tüm dünyada hava taşımacılığına büyük darbe vurdu. Yolcular korktu ve zorunlu olmadıkça uçmaktan kaçındılar. Özellikle atlantik uçuşları neredeyse yolcusuz kaldı.

Talepteki gerileme, sektörün yeniden yapılanmasını hızlandırdı. Uçak koltuk kapasitesinin düşmesi gerekiyordu. Bu nasıl olacaktı? Bir yolu, bazı şirketlerin batmasıdır. Böylece uçakları piyasadan çekilir. Geri kalanlara talep artar.

Kim batar? Yeni duruma uyumda zorlanan şirketler. Sorun iç pazarın büyüklüğü gibi nesnel nedenlerden kaynaklanabilir. Doğrudan kötü yönetim olabilir. Bunlar ayrıntıdır. Mühim olan, zayıfların tasfiye olmasıdır.

Piyasa mekanizması
Piyasa mekanizması böyle işler. İnsanların talep ettiği mal ve hizmetleri üreten firmalar kâr eder. Yüksek kârlar sektörü cazip hale getirir. Mevcutlar kapasite arttırır. Yeni firmalar sektöre girer. Talebi karşılayacak üretim yapılır.

Tersine, bir mal yada hizmete talep düşünce, üreticiler zarar eder. Olumsuz koşulları olan ya da kötü yönetilen firmalar zarara dayanamaz. İflas eder. Talep azalmasının gerektirdiği üretim düşüşü sağlanır.

Dikkatinizi çekerim. Kâr ve zarar aynı olayın iki cephesidir. Doğru kararlar ve iyi dış koşullar kâr getirir. Yanlış kararlar ve kötü dış koşullar zarar getirir. Kâr olmadan zarar, zarar olmadan kâr olamaz.

Maalesef bu basit gerçek Türkiye'de tam anlaşılmış değildir. Müteşebbisimiz için kâr etmek en doğal hakkıdır. kârın kime ait olduğu konusunda hiç tereddütü yoktur. Elbette kâr onundur.

Ya şirket zarar ederse? Hemen ağız değiştirilir. Zarar müteşebbisin değildir. Fatura topluma çıkartılır. Zararı toplum adına devletin yüklenmesi talep edilir. Türkiye'de yaygın anlayışa göre kâr patronun, zarar devletindir.

Eğer zarar eden şirketin sahibi devlet ise, durum daha da ilginçleşir. Zararlar bütçeden yada kamu bankalarından karşılanır. Kapasite indirimine gidilmez. Sanki nesnel şartlar değişmemiş gibi hayat devam eder.

Sonra ne olur? Şirketlerini iflas ettirmeyen devlet bir gün kendisi iflas eder. Sovyetler Birliği gibi. Türkiye gibi.

Kim korunacak?
İflas, piyasa ekonomisinin temel kurumlarından biridir. Yanlış kararları alanların bedelini ödemesi demektir. Swissair'in hissedarları kaybetti. Kredi veren bankaların da hisseleri düştü. Onların kayıpları kalıcıdır. Eski karlarına saysınlar.

Fakat, Swissair'de çalışanlar da yeni bir iş bulancaya kadar sıkıntı çekecekler. Haklı bir soru var. Onların suçu ne? İşsizlik sigortasının ardında bu mantığı buluruz. Devlet, sistemin işleyişi sırasında işini kaybedenlere destek olur.

Türkiye bu konuda da ters köşededir. Biz patronları kurtarırız. Ama işsizlik sigortasını bir türlü hayata geçiremedik. Swissair'in iflasından öğreneceğimiz çok şey vardır.

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır