kapat
04.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )

Olmadı Başkan Süren.. Hiç olmadı Okan!..

Faruk Süren Başkan'la Park Şamdan'da yemek yiyoruz.. Kapıdan Fatih Altaylı girdi.. Son günlerde mahkemelik olacak kadar atışıyorlar, medya kanalı ile.. Fatih'i yakından tanıdığım için içinden "Eyvah" diyenlere katılmadım.. Fatih, gayet kibar masamıza geldi ve elini uzattı.. "Merhaba Başkanım" diye.. Süren "Hırsız dediğin adama nasıl elini uzatırsın" diye tersledi.. Ona yakıştıramadığım bir hareketti. Fatih kibarlığını bozmayınca, herkesin beklediği olay çıkmadı. O kendi masasına gittikten sonra "Başkanım olmuyor ve yakışmıyor" dedim, Faruk Süren'e.. "Birbirinizi Galatasaray Disiplin Kuruluna verebilirsiniz, mahkemeye gidebilirsiniz.. Buna kimse bir şey diyemez. Kişilik haklarınızdır. Ama Galatasaray'ı karıştıracak haber yapmak için atmaca gibi bekleyen medya önünde tartışmanız ayıp oluyor.. Siz başkansınız.. Size düşer.. Fatih Altaylı ile başbaşa buluşun ve başbaşa konuşun. O zaman ortada bir sorun olmadığı da ortaya çıkar" dedim..

Yemek sonrası, Fatih'e gittim. Başkanla konuşmamızı özetledim "Bu işi bitirin" dedim..

Haber geldi. Salı günü buluşacaklarmış..

Süren ilk hatayı orda yaptı. Başbaşa buluşma kararı alınmışken, İbrahim Seten ile buluştu ve Fatih hakkında gene ileri geri konuştu. Seten, haberi Sabah'a manşet yaptı. Ben Fatih'in yerinde olsam, buluşmayı iptal ederdim. Fatih etmedi.. Buluştular, konuştular, anlaştılar ve ortak bir bildiri yayınladılar. Kısa, öz.. Anlaşmazlığın bittiğini açıklayan.. Bu haber, Fatih'in gazetesi Hürriyet'te yayınlandı. Sabah ise, sanki toplantıya gizli bir teyp koymuş gibi, bütün görüşmeyi kelime kelime verdi.. Fatih Altaylı'yı küçültücü bir üslup ile.. Adeta onu tahrik etmek ve anlaşmayı bozmasını sağlamak ister gibi..

Şimdi bu haberi Sabah'a Fatih'in verdiğini söylemek mümkün değil.. Baştan sona Faruk Süren tarafından dikte ettirildiğini tahmin etmek için gerzek olmamak yeterli..

Şimdi bu Süren'e yakışıyor mu?..

Bir yandan, dostluk ve barışma şovu, öte yandan hala tahrik, hala öfke, hala kin, nefret, intikam..

Olmadı Başkan.. Gerçekten olmadı..

***
Galatasaray'da işler ne zaman iyiye gider olsa, bizim Sabah sporda Galatasaray'ı karıştıracak manşetler tesadüfen, tamamen tesadüfen yoğunlaşır..

"Dört milyon dolar kayıp" manşeti bunlardan biri.. Okan diyor ki.. "Emre ve benim İnter'e transferimde, Galatasaray'a dört milyon dolar ödediler.."

Sabah manşete çıkıyor.. "Dört milyon dolar kayıp.."

Yani İnter, Emre ve Okan için toplam 4 milyon dolar ödemiş, Galatasaray yönetiminden birileri, bu dört milyon doları cebe atmış.. Verilen hava bu..

Peki gerçek bu mu?..

FİFA, Hakan için, İnter'in Galatasaray'a 16 milyon mark ödemesine karar verdi. Bu 7 milyon dolar ediyor. Bu para için, Galatasaray ve İnter masaya oturdular. Masada Emre ve Okan da konuşuldu. Yeni kurallar gereği, bunlar sözleşmeleri bittiği için, bonservis bedeli olmadan transfer edeceklerdi. Ettiler..

Galatasaray Hakan için 7 milyon dolar aldı. Emre ve Okan bedava gittiler..

Şimdi anlaşılıyor ki, yani eğer Okan doğru söylüyorsa, İnter kendi muhasebesinde, her ne sebeble ise, Hakan'a 4, Emre'ye 3, Okan'a da 1 olmak üzere 7 milyon doları üçe bölüp göstermiş. Bu İtalyan kulübü ile İtalyan maliyesinin sorunu.. Türkiye ve Galatasaray ile hiç alakası yok.. Çünkü gerçek, İnter'den 7 milyon dolar çıkmış.. Galatasaray'a 7 milyon dolar girmiş. Bu kadar basit..

Ama Okan bu gerçeği bile bile, Galatasaray yönetimi üzerine gölgeler düşürmeğe çalışıyor ki, kendi ihanetini örtbas etsin..

Sabah spor da manşet atıyor.. "4 milyon dolar kayıp!.."

Hangi kayıp.. Hangi 4 milyon.. İnter'den yedi çıkar, Galatasaray'a yedi girerse ne kayıp olur, parmak hesabı da mı bilmezsiniz?..

Maksat, hem Avrupa'da, hem Türkiye'de başa güreşen Galatasaray'ı karıştırmak olursa eğer, parmak hesabı da bilinmez..

Kaldı ki,

Okan bir yalancıdır. Emre ve Okan, "Biz İnter'e imza atmadık" diye yalan söylemişlerdir. Onlar bu açıklamayı yaparken, İnter'in resmi internet sitesindeki belgelerde imzaları görülüyordu.

Şimdi yalancılığı belgeli birinin ithamları, hem de böyle amacı aşan başlıklarla manşet olur mu?.. Olursa amaç ne olur?.

Okan ve Emre, Galatasaray yönetiminin "İnter'e gene gidin. Ama bizimle sözleşme yapıp gidin ki, biz de transfer parası alalım" teklifini kabul etmeyip, gittiler. Giderken bonservis bedellerinin olmayacağını biliyorlardı. "Olmasın" diye imza atmamışlardı zaten. Peki, bugünkü yerlerine Galatasaray sayesinde gelmiş Okan ve Emre niye Galatasaray'a bu darbeyi vurup, İnter'e milyonlarca dolar kar sağlamayı kabul ediyorlardı, bunun açıklaması var mı?..

O zamanın yönetimine göre var. Şimdi onların bana naklettiklerini Okan'a soruyorum..

İnter size "İmza atmadan gelirseniz, cebinize açıktan birer buçuk milyon dolar koyarız" dedi mi, demedi mi?.. Böyle bir para aldınız mı?.. Kuruş kişisel menfaatiniz yoksa, sizi Emre ve Okan yapan Galatasaray'ı neden sattınız?.

***
Aylar sonra, bir Capone haberi de manşet oldu bizim sporda, gene tam bu sırada, gene tesadüf.. Capone'nin transferinde, menecerine fazladan 400 bin dolar ödenmiş, bu paranın bir bölümü de bir Galatasaraylı yöneticinin cebine girmişti..

Olayın tarafı sadece Capone iken, Galatasaray yönetimi niye işin içine giriyordu.. Sordum tabii..

Efendim, yönetim, profesyonel yönetici Mete Razlıklı'nın işine son vermek istiyormuş, o yüzden bu haberi sızdırmış..

Ertesi gün Mehmet Cansun, sert bir dille yalanladı haberi..

Şimdi, gazete ve gazeteci için en tehlikeli tuzaktır, sızdırma haberlere alet olmak.. Bunun bedeli ergeç ödenir.. Uzak durmak lazım, "Galatasaray karışacak" diye balıklama dalma yerine..

Abbas!..
Efendim bu defa hem ziyaret, hem ticaret gibi.. Az iş, çok tatil.. Sıcağa tahammül edemediğim için güneye ancak eylül sonu ekim başı gidebiliyorum. Antalya Film Festivali denk geldi. Üç gün hem kafa dinleyeceğiz ki, buna fena halde ihtiyacımız var, hem de festival etkinliklerini izlerken, hem eğlenecek, hem de gazetecilik yapacağız..

Ezcümle..

Hıncal'ın yeri, haftaya salıya kadar..

Pardon.. Cumartesi günü Güneş Tecelli'den Abuzittin'e Mektuplar'ı, Pazar günü de Hakan ile Utku, Tatil Keyifleri ile, sizinle beraber olmaya devam edecekler. Biz yokuz sadece..

Salıya..

İnşallah!..

Canaydın nerede?..
Galatasaray bugün UEFA Şampiyonu bir takım yapmanın ve dünya çapında bir futbol kulübü olmanın bedelini ödüyor.. Bunlar bedava olmadı..

Bu yatırımı yapanlar, aslında, karşılığı gelirleri de planlamışlardı.

Fevkalade modern bir 21. Yüzyıl stadyum kompleksi yapılacaktı. Kulübün hisse senetleri halka satılacaktı. Uygun bir uluslar arası şirketle anlaşılıp dünya markası Galatasaray'ın hediyelik eşyalarını tüm dünyada satışa sunacaklardı.

Yönetimin de beceriksizlikleri oldu, olmasına ama, aslında üçüne de, adına "Muhalefet" denen Galatasaraylılar taş koydular.

Stad yapılamadı. Hisse senetleri satılamadı, dünyanın dört bir yanında Galatasaray dükkanları açılamadı.

Giderler yerinde dururken, gelirler tıkanınca da, bugünkü tablo ortaya çıktı.

Bunlar zaten aylardır tartışılıyor..

Benim sözüm Özhan Canaydın'a..

Stad projesinin asıl sahibi o.. O zaman yönetimdeydi.. Beni günlerce aradı.. Buldu.. Taa Bursa'dan kalktı bir öğleden sonra evime geldi.. Stad projesini, çizimleri, bilgisayar fotoğrafları ile önüme açtı.. Nasıl muhteşem bir stad için kolları sıvadıklarını iki saat hem gösterdi, hem anlattı.. Yılda 15-20 maç içim yapılacak stadı devam ettirmek mümkün değildi. Bu yüzden, Mecidiyeköy'ün ortasına aslında mükemmel bir alışveriş merkezi konduruluyordu. Oto parkları, mağazaları, sinemaları, restoran ve kafeleri ile Galatasaray'a devamlı gelir getirecek bir kompleks..

Hayran oldum, bayıldım, gurur duydum..

O projeyi yediler bitirdiler.. O muhteşem bilim kurgu stadyum kompleksini, geçen yüzyılın köhne, demode ve işlevsiz stadına çevirdiler.. Maliyet bu yüzden 128 milyondan, 50 milyon dolara düştü.. Gökdelen yerine gecekonduya razı olursan, maliyet düşer, köşe yazarları yazınca, insanlar çalmaktan vazgeçtiği için değil.

Şimdi bunları en iyi bilen adam Özhan Canaydın'ın gıkı çıkmıyor.. Niye çıkmıyor?.. Niye bana anlattığı gibi kamuoyuna anlatmıyor?.. Niye başından bugüne olup bitenler hakkında bilgi vermiyor?..

Martta başkanlığa aday olacak da, yıpranmak mı istemiyor yoksa?..

Ama bu sessizlik Özhan'a yakışmıyor.. Hiç yakışmıyor!..

Spor Duvarı
* Beşiktaş'ta Ali Eren affedildi. Rahşan Ecevit yaptığı açıklamada "Bu benim affım değil" dedi.

* Mustafa Denizli böyle buyurdu: "İçimizdeki rakipleri yendik" Daha önce de "İçimizdeki İrlandalı"dan bahsetmişti. İçişleri Bakanı olsa ya...

* Daum şampiyonluk görmeden gitmeyeceğini söylemiş. Demek ki Türkiye'de kalıcı...

* Milan'ı 3-1 yenen Perugia, "Fatih" dedi "peygamber" demedi.

* Şenol Güneş "Geçmişte olsa bana saldıranları döverdim" demiş. "Güneş Patlaması" böyle oluyor demek ki...

* Galatasaraylı yönetici Abdurrahim Albayrak maçlardaki hareketleriyle amigoları aratmıyor. Albayrak değil,

"Sarı-kırmızı bayrak" mübarek..

* Kel Hasan Cimbom'da ama ortaoyununu Fener oynuyor.

* Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu Fenerbahçe'ye ültimatom verdi. Fenerbahçe için "2 Ekim Süreci"

Hakan&Utku

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır