Tayyip Erdoğan'a milletvekili seçilme yeterliliği kazandıracağı öne sürülen Anayasa değişikliği gerçekleşmedi.
Mecliste dün 294 kabul oyu alan madde, 330 oy sınırının altında kaldığı için anayasa değişiklikleri metninden düştü.
Milletvekili seçilme yeterliliğini tanımlayan maddede "... ideolojik ve anarşik eylemlere katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar milletvekili seçilemezler" deniliyor.
Teklif ise "ideolojik ve anarşik eylemler" tanımını "terör eylemi" diye daraltıyordu.
Bu değişiklik kabul edilseydi TCK 312'nci maddeden mahkum olan ve milletvekili seçilme yeterliliğini kaybeden Tayyip Erdoğan önemli bir şans yakalayacaktı.
İki gün önce Tayyip Erdoğan için toplanan Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa değişiklikleri ile ilgili meclis çalışmalarının bitmesini bekleme kararı, böyle bir şansın hiç de yabana atılmaması gerektiğini belli etti.
Artık mahkemeden nasıl bir karar çıkacağını tahmin etmek zor değil:
Büyük ihtimalle yüksek mahkeme, Yargıtay Başsavcısı'nın talebine uyacak, yani "milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmayan birinin parti kurucu üyesi ve genel başkanı olamayacağı" hükmünden yola çıkarak AKP'yi uyaracaktır.
Parti, ihtar kararını hayata geçirmek için 6 aylık süreyi sonuna kadar kullanma olanağı da bulamayabilir. Çünkü Yargıtay Başsavcısı, Erdoğan'ın genel başkan yetkilerini kullanmasını derhal durdurması için de talepte bulunmuştur.
Partilerarası uzlaşma ürünü olan bu maddenin ikinci tur oylamada yok edilmesi, siyasi ahlâk açısından utanç vericidir.
Ama şu yararlı sonuçları da getirecektir:
Yargı, yorum zorluğu olmayan bir dosya üzerinden kolay karar verecektir. Ve...
Din sömürüsüne dayalı siyaset alışkanlığı cüret kazanamayacağı için laik rejim biraz daha güvencede olacaktır!
Meclisin anayasa değişiklikleri ile gerçekleştirdiği sivilleşme devrimi son anda iki büyük darbe yedi.
Milletvekili dokunulmazlığını daraltan teklif sabotaja uğradı. Yeni madde, milletvekilleriyle ilgili ceza davalarının Yargıtay'da görülmesini, dokunulmazlıkla ilgili işlemlerin 3 ayda bitirilmesini ve dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin oylamanın gizli yapılmasını öngörüyordu.
Milletvekillerinin meclis kararı olmadan tutuklanmasına gene imkân yoktu.
Bu kadarına bile razı olmadılar. Artık meclisten yükselen "temiz toplum" nutuklarının beş paralık değeri yoktur.
İkinci rezalet, kıyak emeklilik ayıplarının üstüne tüy diken oldu-bittidir.
Son anda verilen bir önerge ile milletvekillerinin görevde ve emeklilikte aldıkları maaşı arttıran değişikliğin kabul edilmesi, anayasa reformunu gölgelemiştir.
"Kap-kaç" eylemine benzeyen bu girişim, siyaset kurumunun anayasa değişikliği sayesinde onarma olanağını bulduğu itibarına çok ağır bir darbe indirmiştir.
Siyaset kurumu düştüğü yerden anayasa reformu ile kalkıyordu. Kalkarken bir avuç toprakla kalktı. Bu tamahkârlıktır.
Millet bu parayı helâl etmeyecektir!
Magazin
