kapat
04.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 


Bravo MHK

Nihayet Merkez Hakem Kurulu da esti gürledi. Kimilerine göre sürpriz, bana göre ise çoook geç kalınmış bir karar veren MHK, iki gözlemciyi kızağa çekti. Geç olması çok da önemli değil. Bir yerden başlamak gerekiyordu. Sonuçta, hakem camiasında alkışlanması gereken en önemli kararlardan birisi çıktı ortaya. Abdurrahman Arıcı ve Yusuf Yaylı sezon sonuna kadar kızakta. Belki de gözlemcilik hayatları da sona erdi.

Hep hakemlerin eyyamcılık yaptığını yazıp çiziyoruz. Oysa eyyamın ağababasını onlar yapıyor. Gözlemciliğin öyle el kitabı yok. Tek kitapları vicdanları. Geçmiş hakemlik kariyerleri, futbol bilgileriyle, saha içinde doğru-yanlış ne gördülerse yazmaları gerekiyor. Ne gezer...

Herkesin gördüğünü yazsalar bile razıyız. İşte Ankaragücü-Beşiktaş maçında yaşananlar ortada. Cafer'in düşürülüşü dünyanın her yerinde penaltı. Musa Eryılmaz es geçiyor. MHK'ya yaranma peşindeki iki gözlemci de. Hadi biriniz görmediniz, ya diğeriniz? Kurallar, gözlemcilerin raporlarını birbirinden habersiz yazmalarını istiyor. Bakın Yaylı ile Arıcı'nın raporlarına, sanki araya karbon kağıdı konulmuş gibi. Üstüne üstlük bir de 8 puan. Kepçe bol, bir de el alışkanlığı var. Dağıt babam dağıt.

MHK gecikmiş bir karar aldı ama çok iyi yaptı. Hatta az bile yaptı. O maçı 19 Mayıs Stadı'nda canlı izleyen biri olarak, ben olsam Arıcı ile Yaylı'nın gözlemcilik belgesini iptal ederdim. Umarım artık eyyamcı gözlemciler ayaklarını denk alırlar.

Devam et Anatoli

Başta ben olmak üzere, birçok spor yazarı, atletizm otoritesi, federasyon başkanı, spor yönetiminin en tepesinde bulunanlar. O'na ciddi haksızlıklarda bulunduk. Başarılarını görmemezliğe geldik. Aştığı her engelden sonra önüne yeni bir engel koyduk. O yılmadı. Kızdı ama öfkesini dizginlemeyi başardı. Ebru Kavaklığoğlu'nu, Elvan'ı, Nora'yı Anjela'yı bizden biri yaptı. Bayan atletizminin sadece Süreyya Ayhan'a endeksli olmadığını gösterdi. Türkiye'yi öz vatanı belledi. Yıllarca Türkiye'nin ekmeğini yemelerine karşın, üç beş kelime Türkçe öğrenmekten kaçınan trilyonluk profesyonellere nazire yaparcasına, Türkçe'yi ana dili gibi öğrendi.

Engellemeler hala sürüyor, ama O sporun anasını komadan çıkartmak için var gücüyle çalışıyor.

Devam et Anatoli Bickov. Lütfen devam et. Türk sporunun sana ihtiyacı var.

tbayindir2000@yahoo.com

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır