kapat
04.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Aç öğretim!


Bir evde 5 kişi kalıyorlar. Patates, makarna yiyor, ay sonunda onu da bulamıyorlar. Okula yürüyerek gidiyor, kitap alamıyor, sinema, tiyatro ya da konser izleyemiyorlar
Kriz gurbetteki öğrencilerin hayatını altüst etti. Ailelerinden ayrı, büyük şehirlerde üniversite eğitimi gören gençler, parasızlık yüzünden hayatlarının en güzel çağında kâbus yaşıyor. Sosyal aktivitelerini bitiren, otobüse para vermemek için yürümeyi tercih eden, makarna ve patatesi ana yemek yapan öğrenciler, 3-5 kişinin bir arada yaşadığı öğrenci evlerinde sefilleri oynuyor. Kimi en son hangi filme gittiğini hatırlamıyor, kimi kitap alamamaktan şikayetçi. Parasızlık psikolojilerini bozmuş. Güvensiz ve depresifler.

102 MİLYON YARIŞMACISI GİBİYİZ
22 yaşındaki Ayşegül Günaydın, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'ne okuyor. 4 sene önce üniversiteyi kazanıp İzmir'den İstanbul'a gelmiş. Beşiktaş'ta 3 arkadaşıyla birlikte ucuz bir öğrenci evinde kalıyorlar. Kriz sonrası değişen yaşamlarını şöyle anlatıyor: "İlk yıllar üniversitede okumanın tadına varabiliyordum. Sinemaya, tiyatroya gidiyor, kendimi geliştiriyordum. Ne olduysa son sınıfa geçtiğimde oldu, ülke ekonomik krize girdi. Bizim mütevazı öğrenci yaşamımız aynı televizyondaki 102 milyon yarışmasına benzedi. Biz öğrenciyiz buraya okumaya geldik, yarışmacı değiliz ama hayatımız o yarışmadaki gibi. Sinemayı, tiyatroyu unutmak zorunda kaldık. Ailem bana ayda 200 milyon yolluyor, ayrıca yağ, tarhana, salça gibi mutfak malzemelerini de İzmir'den gönderiyorlar. Evde yediğimiz tek menü makarna ve patates kızartması. Kıyafetlerimi pazardan ya da Terkos Pasajı'ndan alıyorum, kitap alamaz oldum. Cep telefonumu iptal ettirdim. İstanbul'daki tüm ucuz yerleri keşfettim. Garson olarak bir kafede iş bile buldum. Yine de ay sonunu getiremiyorum."

İstanbul'da okuyan gurbetçi öğrenciler bir üniversitelinin yapması gereken birçok şeyi yapamıyorlar. Sosyal aktiviteleri yok, okul-ev arası mekik dokuyorlar, bazen okula gidecek paraları bile olmayabiliyor ceplerinde. Psikolojileri bozulmuş. Ayşegül zaman zaman isyan ettiğini söylüyor: "Öğrenci bileti 500 bin lira olmuş. Benim cebimde bazen 100 bin lira bile olmuyor. Bir akşam yine parasızım. Taksim'den Beşiktaş'a yürümeye başladım, yolda tacize uğradım ve o zaman çok güvensiz ve yalnız hissettim kendimi."

TARHANA ÇORBASI DA OLMASA
Ayşegül'ün ev arkadaşları Özge ve Başak'ın durumu da farklı değil. Özge bu pahalıkta kitap alamadığı için Atatürk Kitaplığı'na üye olmuş. "İnternet abonesi bile olamıyoruz. Bu şartlar altında ne kadar araştırma yapabiliriz ki. Okuldan eve yürüyerek gidiyorum, evde makarna ve patates dışında tik lüksümüz Ayşegül'ün annesinin yolladığı tarhana çorbasını pişirip yemek. Okula başladığım yıllarda her şey çok daha güzeldi, tatile gidecek para bile ayarlardım kendime. Oysa şimdi sinemaya bile gidemiyorum" diyor. Başak ise bu sene üniversiteden mezun olmuş. Ama iş bulamıyor. O yüzden hâlâ öğrenci evinde arkadaşlarıyla aynı kaderi paylaşıyor. Aklı akademisyenlikte: "Ne de olsa devlet memuru oluyorsunuz, sosyal güvenceniz var."

BU KIŞ ÇOK UZUN OLACAK
Yaşadıkları öğrenci evine 250 milyon kira veriyorlar üç arkadaş. Su, elektrik, telefon paraları da 150 milyonu buluyor. Ayşegül, esas sıkıntıyı kış aylarında yaşayacaklarını söylüyor: "Elektiriği kaçak yollardan halletmek öğrenci evinin değişmeyen kuralıdır. Oysa biz bunu bile yapamıyoruz. Elektrik idaresi artık çok sıkı denetim yapıyor. Kışın elektrik sobasıyla ısınıyoruz belli ki önümüzdeki kış epey bi üşüyeceğiz!"

Yusuf Sevinçli: Parasızlıktan eve kapandım
21 yaşındaki Marmara Üniversitesi öğrencisi Yusuf Sevinçli, 5 arkadaşıyla birlikte aynı öğrenci evini paylaşıyor. Zonguldak'tan üniversite eğitimi için İstanbul'a gelen Yusuf, ailesinden ayda 150 milyon lira yardım alıyor. Bunun 50 milyonu ev kirasına gidiyor. 100 milyonla yaşamaya çalışıyor. "Annem babam emekli. Bana gönderebildikleri para kısıtlı. Daha çok verin diyemem. Okulla beraber ek işler yapıyordum hayatımı sürdürebilmek için. Krizden sonra geçici işler de kesildi. Ayın son haftası param bitiyor ve eve kapanıyorum. Dışarıda yemeyi çoktan kestim zaten. Krizden önce haftada 2-3 defa Beyoğlu'na çıkardık şimdi ayda 1 kere bile çıkamamaya başladım. Konser, film hayal oldu artık benim için. Yaşadığımız ev hem küçük hem de viran durumda. Bodrum katta olduğu için rutubet de var. İkide bir hasta oluyoruz bu yüzden.

Burak KARA

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır