|
|
|
Sinir harbi
Kadının ikinci sınıf vatandaş sayıldığı Pakistan'da kadın gazeteciler 'saha'ya başlarını örtüp çıkıyor. Olası kavganın fitilini ateşlememek için düşman bakışları görmemezlikten geliyorlar
Pakistan'ın Afganlar'ın göç yolu üzerinde bulunan Torkham Sınır Kapısı'nın bulunduğu Peşaver kenti ve başkent İslamabad'da bulunan gazeteci sayısı 500'ü aştı. Bu gazeteciler arasında kadınlar da var. Üzerinde sürekli savaş uçaklarının uçtuğu, sokaklarında radikal dinci gösterilerin eksik olmadığı, kadının ikinci sınıf vatandaş sayıldığı Pakistan'da kadın gazeteciler, üzerlerine iki-üç beden bol gelen kıyafetler giyip başlarını örttükten sonra 'saha'ya çıkıyorlar.
Her türlü önlemi almalarına rağmen özellikle Peşaver'de sözlü saldırılara, elle tacizlere maruz kalan kadın gazeteciler, yine de yaptıkları işin heyecanı ve tarihe tanıklık ettiklerinin bilinciyle ülkeden ayrılmayı düşünmüyorlar. Saldırılar özellikle ABD karşıtı gösterilerde doruğa ulaşıyor. Müslüman kadın gazetecilerin ise Afganistan'a tek başına gitmesine izin verilmiyor.
EN GÜVENLİ YER OTELLER
Yöneticileri, kadın düşmanı bir ülkede kadın gazeteci olarak görev yapmanın zorluklarını biliyor olsa gerek, Pakistan'da görev yapan kadın gazetecilerin çoğu İslamabad'daki beş yıldızlı Marriot Hotel ile Peşaver'deki Pearl Continantel otellerinde konaklıyor. Geceliği 125 ile 200 dolar arasında değişen bu oteller Pakistan polisi tarafından sıkı koruma altında. Ancak sokağa çıkıldığında bu koruma kalkanı ortadan kalkıyor; Danimarka, Çin, Portekiz, İngiltere, Amerika gibi ülkelerden gelen kadın gazeteciler halkla karşı karşıya kalıyorlar. Başkent olarak onbinlerce yabancı konuk ağırlayan İslamabadlılar, batılı giysilere yabancı olmamalarına rağmen, yine de sokak gösterileri sırasında tacizde bulunmaktan geri kalmıyorlar.
BAKIŞLARI DELİP GEÇİYOR
Peşaver'de durum daha farklı... 799 bin nüfuslu İslamabad'ın dinginliğinden sonra Peşaver, deyim yerindeyse tam bir 'çıfıt çarşısı'. Peşaver'de polislerin dışında batılı giysiler giymiş erkek görmek imkansız. Diz altına uzanan gömlekleri, şalvarları ve başlarındaki namaz kepleriyle hepsi birbirinin aynı.
Kadınlar ise yalnızca gözleri görünecek şekilde örtünüyor sokaklarda. Geleneksel Afganistan çarşafı 'burka' giymiş kadınlar da çok. Nüfus kalabalığı nedeniyle sokaklarda sürekli omuz darbeleri alıyorsunuz. Kadınsanız, hele batılı giysili bir kadınsanız bu çarpışmalar tacize dönüşüyor ve çevreden atılan laflara; dimdik, neredeyse yüreğinizi delip geçen bakışlara katlanmak zorunda kalıyorsunuz. Çünkü gösterilecek en ufak bir tepki, belki de kanlı bir kavganın fitilini ateşleyecek.
MARIA SOUZA / PORTEKİZ
Eşi Toni ile birlikte serbest çalışıyor. Onun şansı, eşi ile birlikte Pakistan'a gelmiş olması. Eşi yanında olduğu için olağanüstü bir şeyle karşılaşmadığını anlatıyor: "Biz zaten bir çok yere birlikte gittik. Daha önce de Afrika ve Arnavutluk'taydık. Bir haftadır Pakistan'dayız. İşimizi yapıyoruz" diyor.
ESTHER OXFORD / İNGİLİZ
Bağımsız çalışan Esther, haberin kokusunu alır almaz kendini Pakistan'da bulmuş. Kendisini süzen bakışlardan bunalmış ama "Burası gündemden düşünceye kadar kalacağım" diyor.
SUI LEE LAM / HONG KONG
Hong Kong'dan beş kişilik bir ekiple gelip Peşaver'de konuşlanan Sui Lee Lam Pakistanlılar'ın Uzakdoğulular'a olan sempatisinin keyfini çıkarıyor. Diğer meslektaşları her an saçlarına yapışacak bir elin korkusu ile görevlerini yaparken o rahat rahat çalışıyor. Lam, ilk kez sıcak bir bölgeye gitmiş.
ANNA PAULSEN /DANİMARKA
10 yıllık gazeteci. Birçok sıcak çatışmanın içinde habercilik yapmış. Bir İslam ülkesinde çalışmanın çok zor olduğunu biliyor ama "Bu beni durduramadı. Görevi ben istedim" diyor.
TV muhabirlerinin mesaisi gece başlıyor
Afganistan'da elbette kadın televizyon muhabirleri de var. Ülkeleri ile Pakistan arasındaki saat farkları nedeniyle gece çalışıp gündüz uyuyan anchorwoman'lar... Hepsi Marriot Otel'de kalıyor. Her türlü lükse sahip otellerinde yorgunluklarını havuza girerek atma şansına bile sahipler. Bunlardan biri CNN'in ünlü muhabiri Christian Amanpour... Körfez savaşındaki performansıyla kendini tüm dünyaya tanıtan Amanpour Pakistan'da gece çalışıyor. BBC'nin bayan muhabirleri Lyse Douget ile Kuzey Afganistan'dan haber aktaran Jacky Rowland'ın çalışma sistemi de aynı.
N'olur annemi serbest bırakın
Bu sözler Taliban tarafından Afganistan'da esir alınan İngiliz gazeteci Yvonne Ridley'in sekiz yaşındaki kızına ait. Önümüzdeki çarşamba günü dokuz yaşına girecek olan Daisy Ridley Taliban'a, annesini serbest bırakması için yalvardı.
SINIRDIŞI EDECEKLER Mİ?
Olay ilk önce küçük Daisy'den 24 saat boyunca gizli tutuldu. Fakat gazetecilerin ve habercilerin evin kapısında birikmeleri üzerine büyükanne ve babası Daisy'den haberi daha fazla saklayamayacaklarını anladılar. Yvonne Ridley, Cuma günü Pakistan sınırından Afganistan'a geçerken casus olabileceği iddiasıyla tutuklanmış ve Afgan yasalarına göre yargılanmasına karar verilmişti. Taliban Dışişleri Bakanı Molvi Mütevekkil, Ridley'in bir hafta gözaltında tutulduktan sonra sınırdışı edileceğini bildirirken, bu sözler tam teyid edilmedi.
SABAH'ın kadın muhabirine engel
Gelişmeleri izlemek üzere Pakistan'da bulunan muhabirlerimiz Ali Özlüer ve Nurhan Fıratlı da vize alabilmek için İslamabad'taki Afganistan Büyükelçiliği'ne başvurdu. Başvuru formlarını görevliye teslim eden yabancı kadın ve erkek gazeteciler binadan ayrılırken, Sabah Gazetesi muhabirleri aynı işlemi yaptıktan sonra sürpriz bir çağrıyla karşılaştılar.
"ACİL EVLİLİK YAPIN!"
Taliban'ın vize görevlisi, arkadaşlarımızı görmek istemişti. Taliban görevlisi Nurhan Fıratlı'ya Müslüman olup olmadığını sordu. 'Evet' yanıtını aldıktan sonra "Siz Afganistan'a giremezsiniz. Kanunlarımıza göre Müslüman kadınlar yanlarında eşleri, babaları ya da erkek kardeşleri olmadan seyahat edemezler" dedi. Arkadaşımızın "Benim yanımda iş arkadaşım Ali Özlüer olacak" itirazını dinlemeyen görevli, "Yine de giremezsiniz ama ben başvurularınızı Kabil'e göndereceğim. Oradan gelecek yanıta göre sizi yönlendireceğim" dedi.
Görevli muhabirimiz Nurhan Fıratlı'ya Afganistan'a girebilmesinin tek yolunun Pakistan'da acil bir evlilik yapması olduğu söylendi.
İmam nikahının da geçerli olmadığını ifade eden Taliban yetkilisi, "Devletin resmi mührü olmalı" dedi.
Ali ÖZLÜER-Nurhan FIRATLI
|
|
|
|