kapat
27.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
MEHMET TEZKAN(mtezkan@sabah.com.tr )

Bildiriyi neden ciddiye almıyoruz?..

Ankara gün boyu, bir grup milletvekilinin hazırladığı ama altına imza atmaktan çekindiği deklarasyonu konuştu..

Deklarasyona destek veren isimlerin çoğu ANAP'lı olduğu için gözler Mesut Yılmaz'a çevrildi..

Sızan haberlere göre; Yılmaz'ın tepkisi kısa ve netti..

"Bir şey olmaz.. Ciddiye almayın."

Deklarasyonun içeriği ciddiye alınmayacak düzeyde mi?

Hayır..

Sistemin çöktüğünden.. Liderler oligarşisinden yıllardır söz ediliyor..

İlk kez bir grup milletvekili bunu yazılı metin haline getirip çıkış yapmak istiyor..

Ama siyaset kendi altını öyle bir oymuş ki.. Kendi kuyusunu o kadar derin kazmış ki..

Ciddiye almadım.. Kimse de ciddiye almıyor.

Geçmişe bir göz atalım..

Parti yönetimine giremeyen.. Bakan olamayan.. Bakanlıktan düşen.. Bir daha seçilme ümidi kalmayan milletvekili, hemen demokrasi havarisi seçilir..

1987 yılından beri böyle..

1987 yılını baz alıyorum.. Çünkü ilk toplu isyanın başladığı yıldır..

Hatırlayın..

Özal 1 Kasım günü seçim için karar aldırdı.. Adaylar merkez yoklamasıyla belirlenir diye bir de hüküm koydurdu.. ANAP'lılar buna oy verdi..

Listeler hazırlandı.. İlan edildi.. Ama bu hüküm nedeniyle Anayasa Mahkemesi '1 Kasım'da seçim' kararını iptal etti...

Meclis'in toplanıp yeni bir seçim tarihi için karar alması gerekiyordu..

Ama baktık ki, o güne kadar susanlar.. Özal'ın önünde ayağa kalkanlar.. Merkez belirlesin diye oy verenler.. Böyle şey olur mu, böyle demokrasi olur mu diye isyancı olmuşlar..

Neden.. Çünkü Özal aday listesine onları almamış..

İşte o anda akıllarına adayların tek kişi tarafından belirlendiği geldi..

İşte o andan itibaren liderler oligarşisinden söz etmeye başladılar..

Listeye girenlerin ise çıtı çıkmadı..

Bu, Türk siyasi yaşamında çok belirgin bir örnektir..

Ve o gün bugün.. Bu değişmedi..

Nerede sisteme kızan.. Siyasetin duvara tosladığını gören.. Parti yönetimini eleştiren.. Liderini yerden yere vuran milletvekili varsa bilin ki o, gözden düşmüş demektir..

Bir daha seçilemeyeceğini anlamış demektir...

Ben daha partisinde etkin durumda olan.. Bakanlık koltuğunda oturan bir kişinin böyle bir deklarasyon yayınladığını görmedim..

Sistemin tıkandığını söylediğine tanık olmadım..

İşte siyasetin bu kötü geleneği.. Siyasetin bu iki yüzlü görünümü hepimizi etkiledi..

İyi bir şey yapılsa bile..

Doğru şeyler söylense bile..

Bunları, söyleyenler nedeniyle ciddiye almıyoruz..

Şu anki imzacılar için söylemiyorum.. Genel bir fotoğraf çekiyorum..

Ama ne yapalım.. Fotoğraf kötü..

Pasif kalmanın faturasına ilk örnek

Korkuyorum...

Türkiye pasif kaldıkça.. Türkiye'yi yönetenler yarı emekli gibi yaşadıkça..

Global krizden en çok zarar gören ülke Türkiye olacak..

Üstüne bir de yedi aydır faturası her geçen gün ağırlaşan ekonomik krizi ekleyin..

İki kriz birbirini tetikleyecek..

Amerika'nın, Avrupa'nın teröre karşı aldığı tedbirler en çok bizi vuracak..

Avrupa ülkeleri vizeyi zorlaştırdı bile..

Ankara'dan ses yok..
İşte pasiflik derken bunu anlatmaya çalışıyoruz.. Yoksa 'vurup toz attırışın ön safında olmalıyız' diyen yok..

Böyle bir istek de yok..

Bakın..

11 Eylül'den hemen sonra Uluslararası Denizcilik İşverenleri Sendikası tüm dünyaya deklarasyon yayınladı..

Tehlikeli ülkeleri ilan etti..

Bu ülkelerden gelen gemilerin ABD limanlarına izinle sokulacağı, mürettebatın gemiden indirilmeyeceği tüm dünyaya duyuruldu..

Listede 29 ülke var.. Bir anlamda teröre destek veren ülkeler..

Kimler yok ki; Irak, İran, Somali, Libya, Yemen, Suriye...

Liste uzayıp gidiyor.. Ama aralarında Türkiye de var..

Türkiye de aynı kefeye konuldu..

Resmen.. Teröre yataklık yapan ülkeler listesine alındı..

Karar uygulamaya sokuldu.. ABD Sahil Güvenliği Türk gemilerini limanlara sokmadı..

Önce Deniz Ticaret Odası devreye girdi..

Ardından Ankara.. 19 Eylül'de Denizcilik Müsteşarı Mustafa Korçak; terörist ülke değiliz diye haykırdığı sert bir mektup kaleme alarak ABD elçiliğine gönderdi..

Dışişleri devreye girdi...

Bir gün sonra Türkiye listeden çıkarıldı..

Hatta Amerikan Sahil Güvenlik Merkezi, Coast Guard tamamen dedikodu diyerek Türkiye'yi listeye koyduklarını yalanladı..

Öyle veya böyle.. Sonunda yanlışlık düzeltildi.. Türk ticareti zarar görmedi..

İşte aktif politika derken bunu kastediyorum..

Çıkarlarımızı sonuna kadar korumalıyız diyorum..

Sonradan düzeltilmesi için değil, baştan yapılmaması için ağırlığımızı koymalıyız diyorum..

Bunları yapmazsak biliyorum..

Yine bedelini biz ödeyeceğiz.. Faturanın büyüğü bize kesilecek..

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır