kapat
13.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )

Bilinmeyen düşmanla sürrealist dünya savaşı

İstanbul'un dağdağasından sıyrılıp, ne güzel Köyceğiz'e gelmişken... Dev çınarlarla fıstık çamları altından köpüklenerek akan Yuvarlakçay'daki bir çift beyaz ördeğe, bekleyip durdukları birkaç lokma ekmeği arada bir atarak, zamanı unuturken...

New York'la Washington, tarihinde hiç görmediği hayal dışı saldırılarla, bir anda Hiroşima'yla Nagazaki'ye döndü sanki...

Ve ABD'nin dünya süperi olma prestijiyle, her gönülde az çok kıpırtısı duyulan "Amerikan rüyası" beklenmedik bir zıpkınlamaya uğradı.

ABD'yi İkinci Dünya Savaşı'na sokan Pearl Harbor baskınında, Kamikaze denilen Japon pilotları, tek kişilik avcı uçaklarıyla Amerikan savaş gemilerine intihar saldırıları düzenleyerek, Amerikan donanmasının önemli bir bölümünü, bol dumanlı yangınlar ve patlamalar içinde batırmışlardı.

Yıllar sonra iddia edildi ki, Başkan Franklin Roosevelt'in böyle bir baskından haberi vardı; ama Amerikan kamuoyunu savaş atmosferine sokmak için, birkaç büyük gemiyi açığa çekme ötesinde, donanmanın bir bölümünü feda etmişti.

"Ulus-devlet" modelinin aşılmasını da gündeme getiren "küreselleşme" sürecinin liderliğini, ABD ile Avrupa Birliği ülkeleri yapıyordu.

Böylesi bir değişime ayak uyduramayanların tepkileriyle birlikte; Taliban gibi, Saddam gibi, Kaddafi gibi Üçüncü Dünya ülkelerinin diktatörleri de, karşı çıkıyor ve ABD ile AB'ye diş biliyorlardı.

Ayrıca evrensel boyutlu silah endüstrisi de "ulus-devlet" modelinin aşılmasıyla, pazarlarını yitireceğinden kaygılanıyordu; tıpkı geri ülkelerin gizli egemeni olan Üçüncü Dünya militerleri gibi...

ABD'nin süperlik prestijini tuzlabuz etme özlemi, bir hayli yaygındı dünyada yani...

Bunun da simgesel öncülüğünü, Radikal İslam'ın liderliğine soyunan Usame bin Ladin üstleniyordu.

Ancak... ABD hava sahasındaki yolcu uçaklarını, bir anda intihar saldırısına yönlendirecek ve hemen hemen belirlenmiş hedefleri aynı anda yok edecek bir patlamayı, trilyon dolarlık servetlerle "süper teknik kadrolara" sahip bir örgüt yapabilirdi.

Küreselleşmeye karşı yaygın bir ortam vardı dünyada; ama ABD'yi böylesine vurabilecek "gizli süper bir örgüt" de var mıydı? Yoksa ABD'ye yapılan saldırı, ABD'nin içinden de destek mi almıştı?

Bunlar elbet açığa çıkar; ama ne zaman çıkar, bilemeyiz.

Şimdilik İslam dünyasının diktatörleri, ABD tarafından "ilk hedef" olarak alınacakmış gibi görünüyor...

Başkan Bush, sert bir yanıt vermek zorunda birilerine...

Bir de terör eylemleriyle kendilerini dünyaya tanıtmak isteyen etnik gruplar var.

Küreselleşmeye karşı çıkan terörle, etnik grup terörleri aynı "nitelikte" olmasa bile; etnik grupların üstündeki baskılar da artacaktır.

Silah endüstrisi, çok daha sofistike savaş aygıtları sürecektir piyasalara.

"İnsan hakları" konusu da bir süre geri plana itilebilir.

Ve bazı küçük gizli örgütler, özenebilirler büyük saldırılara...

Küreselleşme karşıtı olarak bilinen bir ortamda, bilinmeyen güçlü bir düşmana karşı, sürrealist bir Dünya Savaşı başlıyor.

Zaten zorda olan Türkiye'yi, daha da zor günler bekliyor gibi...

21. Yüzyıl'ın ilk çeyreği çok başlı belalar doğuracağa benzer...

Sonra yine "Dünya vatandaşlığı"na doğru, değişim sürer gider..

Ne mutlu 2050'den sonra doğacak olanlara...

Yuvarlakçay'daki beyaz ördekler de o kadar sevimli ki...

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır