|
|
|
Cımbızla delil avı
Olay yeri kordonla çevrildi. Eldivenli, boneli ve galoşlu Olay Yeri İnceleme Ekibi cımbızla delil topladı, bir ekip parmak izi aldı, diğer ekip görgü tanıklarını dinledi
İşadamı Üzeyir Garih'in mezarlıkta öldürülmesinin ardından olay yeri polisler ve vatandaşların akınına uğramış, kanların "temizlenmesi" amacıyla yıkanmış, böylece pek çok delilin ortadan kalktığı gerekçesiyle polis eleştirilmişti. Garih cinayetin kısa bir süre sonra, dünkü intihar saldırısının ardından polisin dersini almış olduğu görüldü.
ÜÇ AYRI EKİP OLAY YERİNDE
İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, aynı hatanın tekrarlanmaması için duruma baştan el koydu ve telsizden ekiplere şu anonsu yaptı: Olay yeri kordonla çevirilsin, polis dahil kimse sokulmasın!
Olay yeri hemen kırmızı-beyaz polis şeridiyle çevrelendi. Kısa bir süre sonra da ayaklarında galoş, ellerinde eldiven, başlarında bone olan Olay Yeri İnceleme Ekibi geldi. Hiçbir delili atlamamak, her ipucunu değerlendirebilmek için araştırmaya başlayan ekip, olay yerinden cımbızla saç, deri, şarapnel parçası ve benzeri maddeleri topladı. Büyük küçük her delil, ayrı poşetlere konuldu ve numaralandı. Parmak izi ekipleri de bu arada incelemesini yaparken, Bomba İmha Ekipleri de bombanın türünü, bu doğrultuda saldırıyı düzenleyen örgütü belirleyebilmek için benzer bir çalışmaya girişti. Bir başka ekip ise, çevredeki görgü tanıklarının tek tek ifadelerini aldı, eşkal çalışması yaptı.
6 UZMAN
Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı da, olayı aydınlatmak amacıyla 6 kişilik patlayıcı uzmanından oluşan bir ekibi İstanbul'a gönderdi. İlk uçakla yola çıkan 6 kişilik uzman ekip, İstanbul'da kendilerine gerekli tüm ekipmanı da yanlarında götürdüler. Uzmanlar, çalışmalarında patlayıcının cinsi, hangi malzemenin kullanıldığı ve nasıl hazırlandığı konusunda araştırma yapacak.
İKİ İLGİNÇ İHBAR
Sabah gazetesini arayan bir kişi, 'İran Devrimci Ordusu'nun saldırıyı gerçekleştirdiğini iddia etti ve Fransa'dan 'örgüt yetkilisi'nin telefon numarasını verdi. Fransa'dan ulaştığımız kişi ise, böyle bir örgüt olmadığını, Bağdat'ta İran Kurtuluş Ordusu örgütü olduğunu, kendisinin hiçbiriyle ilgisi olmadığını söyledi.
İstanbul Emniyetinin özel kanalı ile Asayiş, Terör ve B Bölgesi muhabere kanalına giren bir erkek de, dün sabahtan itibaren polislere "Öleceksiniz" tehditi savurdu. Telsiz Komuta Merkezi'nin "Arkadaşlar siz buna uymayın" uyarısı ile susan ses, patlamanın ardından "Nasıl öldürdük gördünüz mü?" iddiasında bulundu ve bir polis müdürünün kodunu vererek "Onu da öldüreceğiz" diye ekledi.
3 YIL ÖNCEKİ SALDIRIDAN SONRA POLİSİN YERİ DEĞİŞTİRİLDİ
* Tunceli'de 30 Haziran 1996'da bayrak töreni yapan 60 askerin bulunduğu birliğe dalan PKK'lı Zeynep Kınacı, üzerine bağladığı 3 kilo TNT ve Rus yapımı el bombasını patlattı. 7 asker şehit oldu.
* PKK'lı 17 yaşındaki Leyla Kaptan ise 25 Ekim 1996'da Adana Çevik Kuvvet Şubesi'ne saldırdı. Üç polis ve bir vatandaş öldü.
* Sivas'ta 29 Ekim 1996'da hamile bir kadın Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının yapıldığı alana girmek istedi. Polisin şüphelendiği kadın bindirildiği polis minibüsünde üzerindeki bombaları patlattı. PKK militanı Esengül Kaya'nın saldırısında üç polis, bir vatandaş öldü.
* PKK militanı Hamdiye Kaptan, üzerine bağladığı roketatar mermisi, çivi ve TNT kalıplarından oluşan bombaları, 24 Aralık 1998'de Van Orduevi önünde patlattı. Bir lise öğrencisi hayatını kaybetti.
* 5 Temmuz 1999'da Adana Emniyet Merkezi'ne saldıran canlı bomba da yine bir PKK'lıydı. 11'i polis 14 kişi yaralandı.
* Taksim'de 28 Mart 1999'da PKK'lı Saniye Tunç, Sular İdaresi'nin arkasında bekletilen Çevik Kuvvet'e ait minibüse doğru yürüyerek üzerindeki bombaları patlattı. Üçü polis 11 kişi yaralandı. Çevik Kuvvet bu olayın ardından Gümüşsuyu'na dünkü saldırının olduğu noktaya çekildi.
* Bingöl Valisi Süleyman Kamçı'ya 6 Nisan 1999'da PKK'lı canlı bomba saldırdı. Liseli bir kız öldü.
* 6 Ekim 2000'de DHKP/C'li Hüsamettin Cinder ise Harbiye Orduevi'ne giremeden üzerindeki bombaların patlamasıyla parçalandı.
Kompleksli militana kahraman olma şansı!
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün kısa süre önce hazırlayıp tüm teşkilatlara gönderdiği el kitabında intihar eylemlerine geniş yer ayırıldı.
Necati Alkan'ın yazdığı "Psikolojik Hareket, Terörizm ve Polis" adlı kitapta terör örgütlerinin intihar eylemlerine başvurma nedenleri "kompleks, faaliyet alanının daralması, kitle desteğini kaybetme korkusu, muhatap alınmamaktan doğan panik, bunalım" şeklinde açıklıyor. İntihar saldırılarını gerçekleştiren militanların genel profili ise şöyle sıralanıyor: Yakınları polis tarafından öldürüldüğü için intikam duygusu besleyenler, zihinsel ve fiziksel açıdan hasta, bu nedenle kırsal alanda kullanılamayacak nitelikte, çok çocuklu, eğitim ve gelir düzeyi düşük ailelerden gelenler.
İntihar saldırısında genel olarak kadınların kullanılması ise şöyle açıklanıyor: a) Kadınlara karşı örgütte işe yaramaz psikolojisi geliştirilmesi, bu işe yaramazlık psikolojisinin intihar eylemleriyle örgüt nezdinde bir kahraman olarak telafi edilmeye çalışılması. b) Güvenlik güçlerinin kadın militanları aramalarda gelenek ve görenek nedeniyle müsamaha göstermesi ve bombaların hamile süsü verilerek iyi kamufle edilmesi. c) Kadınların erkeklere göre daha iyi şartlanması.
Cumhurbaşkanı nefretle kınadı
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, olaydan büyük üzüntü duyduğunu belirterek, "Saldırıyı nefretle kınıyorum" dedi. Sezer, şehit polislere Allah'tan rahmet, ailelerine ve Emniyet örgütüne başsağlığı, yaralılara da acil şifa dileklerini iletti. İzgi: Hakettikleri cezayı bulacaklar
TBMM Başkanı Ömer İzgi, "Kahraman güvenlik görevlilerimize yönelik bu saldırıyı nefretle kınıyorum" dedi. Olaydan derin acı ve üzüntü duyduğunu ifade eden İzgi, "Hain saldırılarda bulunanlar, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hak ettikleri cezaları bulacaklardır. Saldırıyı planlayanlar, yaptıklarının hesabını bağımsız Türk Adaleti huzurunda mutlaka vereceklerdir" diye konuştu.
İlk açıklama Ecevit'ten: Çok acı
Başbakan Bülent Ecevit, olaydan sonra Başbakanlık'ta açıklama yaptı. Çok acı bir olayla karşılaştıklarını belirten Ecevit, Avustralyalı turistin elinin koptuğuna dikkat çekti. Ecevit, eylemin F tipi cezaevlerini protesto amacıyla mı yapılmış olabileceğini soran bir gazeteciye, "Herkes kendi tahminini yapabilecek durumda. Henüz yeteri kadar bilgi elimizde yok" dedi.
|
|
|
|