Kurdu kuracak.. Döndü dönecek derken beklenen oldu.. Erdal İnönü, Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği demeçte; "Yeni oluşumun tüzüğü tamam" diyerek, resmen olmasa bile siyasete döndüğünü açıkladı..
Artık geriye dönüş yok.. İnönü ilan etti..
Program da tüzük de hazır..
Bir tek kurucular belli değil..
Şimdi soru şu: Eski ekip mi, yeni isimler mi?
Eski ekip derken CHP'den ayrılan SHP'lileri kastediyorum..
İşte yeni partinin kaderini bu karar belirleyecek.. Ya eski SHP olacak.. Ya da yepyeni bir parti..
Ömrümün geri kalan zamanını düşünerek, yazarak geçirmek istiyorum diyen İnönü, 74 yaşında, sekiz yıl önce terk ettiği siyasete dönüyorsa.. Bu dönüşün gerekçesini haklı kılacak.. Akla uygun bir davranış diye.. Alkış alacak bir parti kurması gerekiyor..
Yani kurduğu parti örnek olmalı.. Model olmalı..
Neden mi?
Baykal ile geçinemeyip CHP'den kopan eski SHP'liler yeni parti kurmak için hemen kolları sıvadılar.. Parti kurulurdu kurulmasına ama, lider kim olacaktı..
Döndüler dolaştılar.. Kendi içlerine baktılar..
Yoktu.. Lider olacak.. Partiyi sürükleyecek kimse yoktu..
12 Eylül'de olduğu gibi yine İnönü'nün kapısını çaldılar.. İnönü, ilk günler Nuh dedi peygamber demedi.. Hatta bağlayıcı olsun diye zekice bir plan yapıp şu satırları bile yazdı;
"Siyasete dönmeye çağırarak onurlandırıyorlar.. Yalnız unutulmamalıdır ki SODEP'i kurmak için emekliliğimi istediğim tarihten beri 18 yıl geçti.. Emeklilik döneminde bu kadar yol aldıktan sonra yeni parti girişimine öncülük etmeye kalkmak, akla uygun bir davranış olmaz."
Evet bu satırları yazdı..
Siyasete dönmesinin akla uygun bir davranış olmadığını ilan etti..
Bugün kolları sıvayıp bir parti kuruyorsa bunun akla uygun bir davranış olduğunu da göstermek zorunda..
Bu yüzden partisi örnek olmalı.. Model olmalı..
Başka çaresi yok..
Sonra.. Onu siyasete çekmek isteyenler, eski kader arkadaşlarıydı..
Onu seven.. Ona güvenen seçmendi..
Siyasete dönmesini istemeyen ise eşi Sevinç İnönü'ydü..
Takip etmişsinizdir...
İnönü'nün eşi, 'girme' diye diretti.. Arkadaşları 'gir' diye ısrar etti..
İnönü bir sağa gitti, bir sola..
Uzun süre yalpaladı..
Bir gün parti kuracağını ima etti.. Ertesi gün siyasetle ilgim yok dedi..
Sonunda tüzük hazır diyerek kararlı olduğunu gösterdi..
Madem ki eşinin bunca ısrarına rağmen siyasete giriyor, o zaman kuracağı parti de buna değer olmalı..
Eşine 'hayır' demesinin gerekçesi de güçlü olmalı..
Bu da örnek parti için ikinci neden..
Üçüncüsü de var..
SHP'liler yıllarca Ecevit için 'bir bölen' dediler..
Neden? Daha az oy alan DSP, SHP'nin oylarını bölüp iktidara gelmesini engelliyormuş..
Bu yalnış bir tespitti.. Çünkü SHP ile DSP'nin tabanı çok farklıydı..
O gün SHP'liler bunu anlamadı.. Veya anladılar ama, kolayına kaçmak işlerine geldi.
Neyse.. Bugünün dünden farkı yok..
O halde roller değişip.. Bu kez İnönü'nün partisi 'bir bölen' olmamalı..
İnönü kendine 'bir bölen'dedirtmemeli..
Bu üç gerekçe.. İnönü'nün işi zor dedirtiyor..
Ama 74 yaşında kolları sıvadığına göre..
Demek ki bir bildiği var..
Magazin
