Öylesine yerini dolduran, öylesine gerekli bir vakıf ki bu; kurulmadan önce bu konuda ne yapıyorduk diye sormadan edemiyor insan.

Dilerim çalışmaları daim olsun ve bizi hiçbir zaman "bir boşluk hissi" içinde bırakmasınlar.

15 Eylül'de onuncu kuruluş yıldönümünü kutluyor.

264 aydının kurduğu bu vakıf, kuruluşundan bu yana geçen on yıl içinde 200'e yakın kitap, 2 ansiklopedi, 4 dergi yayımladı. Son kataloglarında bu yayınların alt alta dizilen eserler halinden çıkıp, tema ve dönem olarak ayrılmış olması okuyucuya büyük kolaylık sağlıyor.

Vakıf, bugüne kadar 20 sergi ve 100'ü aşkın bilimsel toplantı düzenledi; İstanbul Tarih-Deniz Şenliği ve Cumhuriyet'in 75. yıl Kutlamaları gibi büyük organizasyonların altından başarıyla kalktı.

Şimdi de üç önemli proje hazırlıyorlar:

"Tarihimize 1000 Canlı Tanık", "Anadolu Halk Kültürleri Araştırma Merkezi" ve "Barış ve Karşılıklı Anlayış için Tarih Ders Kitaplarımızı Yenileyelim." projeleri.

Sanırım başlıklar, projelerin öneminin anlaşılmasına yetiyor.

Toplumsal barışın en önemli koşullarından birisi bu.

İşte Tarih Vakfı, tam bu noktada devreye giriyor ve barışçı yöntemlerle "bizi bize anlatarak" çağdaş bir toplum bilinci oluşturmaya çalışıyor.

Dost olarak birlikte yaşamanın "olmazsa olmaz" harcını karıyor.

Onuncu yılında Tarih Vakfı'nı kutluyor ve toplumsal hafızamızı korumak adına yaptıkları çalışmalara teşekkür ediyoruz.