kapat
06.09.2001
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Editör
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
MEHMET TEZKAN(mtezkan@sabah.com.tr )

Başbakan örnek gösteriyor ama...

Türkiye'nin ekonomik krizi atlatabilmesi için tek bir koşul var.. O da üretimin başlaması.. Zora düşen, kepenk kapatan, üretime ara veren şirketler yeniden ekonominin içine çekilmeli.. Bunu yaparken bir yandan da yeni istihdam alanları açılmalı..

Piyasalar canlanmalı..

Geldiğimiz nokta bu..

Peki ne yapılmalı?.

Başbakan Ecevit söyledi: "Bağcıyı dövmek yerine üzüm yemeliyiz.."

Devlet hem borcunu tahsil etmeli.. Hem de zor durumda olan şirketleri yaşatarak istihdamı sürdürmeli..

Bunu sadece Başbakan söylemiyor..

Yabancılar da aynı görüşte.. Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Chibber; " Yardım sırası reel sektörde. Eylem planı hazırlanacak. Dünya Bankası'ndan yardım gelecek" diyerek Ecevit'in de Derviş'in de izlediği politikaya destek verdi..

Gidin Anadolu'ya.. O veya bu şekilde.. Yüzlerce fabrika kapısına kilit vurdu.. On binlerce kişi işsiz kaldı.. Şirketler aldıkları krediyi geri ödeyemediler..

Kimi işini büyütmek için kullandı..

Kimi çarçur etti.. Kimi yatırımda hata yaptı.. Fazla risk aldı..

Ne olduysa oldu.. Türkiye krize girice.. Ekonomi rotasından çıktı...Takla atıp devrilidi.. Herkes altında kaldı..

Şimdi elbirliğiyle takla atan arabayı yeniden yola çıkarmalıyız..

Kapanan fabrikalara, zordaki şirketlere nefes aldıracak olan bir hayat öpücüğüdür..

Peki bu nasıl olacak?

Sadece Chibber değil.. ABD Büyükelçisi Pearson da 'hayat öpücüğü için' kollarını sıvadıkları mesajını verdi..

Bu, işin ekonomik boyutu..

Bir de hukuki yanı var...

Benim de içinde bulunduğum grubu yakından ilgilendiren hukuki boyut..

Krizin patlak verdiği alan bankacılık sektörü değil mi?.. O halde gelin örneklerimizi bu sektörden seçelim..

Öncelikle "hırsız bankacı"yla "hata yapan bankacı"yı ayırmamız gerekiyor..

Hayali şirketler kurarak kendi cebine para atanla atmayanı aynı kefeye koymamamız gerekiyor..

Borcumu öderim diye devletle masaya oturanla.. Masaya oturmakla kalmayıp imzayı atanla, atmayanı ayırmak gerekiyor..

Bu ayrımı yapmadan.. İyi niyetle kötü niyeti ayırmadan ekonomiyi rayına oturtamayız..

Üstüne üstlük, ortada hukuki bir karmaşa da var..

Bazı DGM'ler 'ekonomik suçlar' konusunda görevsizlik kararı vermiştir.. Yargıtay da bu kararı onaylamıştır.. Ama bazı DGM'ler bu davaları kendi görev alanları içinde değerlendirmektedir..

Hukuki karmaşa dediğimiz budur..

İnsan bazen kendi çalıştığı müesseseyi ilgilendiren konularda yazmaktan çekinir.. İnsan tanımlanamaz bir sessizlik içine girer..

Ama haklıysanız, başka çaresi de yoktur.. Ne düşünüyorsanız.. Neyi doğru buluyorsanız, söylemek görevinizdir..

Dinç Bilgin, sözünü ettiğim hukuki karmaşanın kurbanıdır..

Belki de cuma günü hakim karşısına çıkacak Ceylan Grubu da aynı hukuki karmaşanın kurbanı olacak..

Bilemeyiz.. Yargıya karışamayız..

Zaten haddimiz de değil..

Ama bildiğimiz bir şey var..

Bu iki grup.. Bilgin Grubu ve Ceylan Grubu örnek bir davranış sergiledi..

Arkalarında bir tek mağdur yoktur.. Devlete olan borçlarını nasıl ödeyeceklerini beyan ettiler, devlet de bunu kabul etti..

Hatta.. Başbakan Ecevit, bu iki grubu Türkiye'ye örnek gösterdi..

Bu iki grup, istihdamı sürdürme, devlete gelir kazandırma konusunda model oldu..

Bu iki grup, Dünya Bankası'nın reel sektörü canlandırmak için hazırladığı eylem planına da örnek olacaktır..

Yol gösterici olacaktır..

Bütün bunlar olacaktır ama ne yazık ki, örnek gösterilen grubun Başkanı Dinç Bilgin, 5 aydır tutukludur.

İşte bunu anlamakta ve anlatmakta güçlük çekmekteyiz...

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır