  
Enflasyon ve döviz kuru
Pazartesi akşam üstü Ağustos ayı enflasyon sayıları açıklandı. Enflasyon hala Türkiye ekonomisi için çok önemli bir gösterge olma niteliğini koruyor. Hem piyasaların moralini etkiliyor. Hem de ekonomi yönetimi ona bakarak bazı kararları alıyor.
Temmuz'da, enflasyon bizim beklentilerimizden daha iyi çıkınca, 5 Ağustos 2001 tarihli yazımıza "Enflasyon Düşüyor" başlığını koymuştuk. Adımız iyimser ama tahminimiz kötümser diye inceden kendimize dokundurmuştuk.
Maalesef, gene öyle oldu. Ağustos TÜFE ve TEFE artışı olarak sırası ile yüzde 3.1 ve yüzde 4.0 bekliyordum. Özel imalat sanayinde ise fiyatların yüzde 4.7 artacağını öngörüyordum.
Buna karşılık, TÜFE ve TEFE sırası ile yüzde 2.9 ve yüzde 3.5 çıktı. Tüketici fiyatlarındaki karamsarlık o kadar önemli değil. Sadece 0.2 puan. Ama toptan fiyatlarda 0.5 puanlık bir yanılma var. Özel imalat sanayi ise yüzde 4.8 ile 0.1 puanlık tersine bir sapma göstermiş.
İki ay üst üste fiilen gerçekleşenin üstünde enflasyon tahmin etmişiz. Nedenlerini açıklamak gerekiyor. O arada enflasyonun mekaniği hakkında bir şeyler söyleme fırsatını da bulabiliriz.
Devalüasyon hesabı
Geri planda döviz kurunun seyri yatıyor. Ekonominin geçmiş performansına bakınca kurla enflasyon arasında çok yakın bir ilişkinin mevcudiyetini görüyoruz. Toptan eşya fiyatlarında bu ilişki daha belirgindir. Tüketicide biraz daha zayıftır.
Dolayısı ile enflasyon tahminleri yapılırken döviz kurundaki gelişmelere özel önem verilir. Örneğin,1995-99 arasında zaten nominal kur değişimi toptan eşya enflasyonuna bağlanmıştı. Birini tahmin edince öbürüne ulaşmak çok kolaydı.
Ben de öyle yapıyorum. Ancak, dalgalı kurla beraber hesaplama yönteminde ufak tefek değişiklikler gerekti. Eskiden kur hep yukarı doğru oynardı. Merkez Bankasının günlük devalüasyon oranından aylık devalüasyonu bulurduk.
Şimdi döviz kuru dalgalanıyor. Ne yapacağız? Bu durumda genellikle kullanılan yöntem aylık ortalamaların alınmasıdır. İşgünleri için Merkez Bankası gösterge kurları yayınlıyor. O ay için ortalamasını alıyoz. Bir önceki ayın ortalaması ile karşılaştırınca ortalama devalüasyon oranını buluyoruz.
Dolara bakalım. Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları için ortalama dolar kuru sırası ile 1.216.000 TL, 1.321.000 TL ve 1.401.000 TL olmuş. Temmuz'da TL dolara karşı yüzde 8.6, Ağustos'ta ise yüzde 6.1 değer kaybetmiş.
Ancak, aynı anda paritedeki oynamalar da var. Demek ki devalüasyonu döviz sepeti ile hesaplamak daha doğru olacak. Artık kur çapasından kurtulduğumuza göre, ekonominin gerçeklerini yansıtmayan "1 dolar + 0.77 euro" sepetini de bırakabiliriz. Ben sepeti "1 dolar + 1.5 euro" alıyorum.
Döviz sepeti ile TL'nin değer kaybı ne olmuş? Haziran'da yüzde 5.9 iken, Temmuz'da yüzde 9.0'a tırmanmış. Ağustos'ta da TL yüzde 8.5 değer kaybetmiş. Üç aylık sepet devalüasyonu yüzde 25.3'e geliyor.
Halbuki Haziran-Ağustos üç aylık dönemde toptan eşya fiyatlarındaki artış yüzde 10'da, tüketici fiyatlarındaki yüzde 8.6'da kalmış. Her ikisi de yüzde 25 devalüasyonun çok altında.
Bağ kopuyor mu?
Sanıyorum nereye gelmek istediğimi anladınız. Ben devalüasyonu göz önünde tutarak fiyat artışlarının daha yüksek çıkacağını düşünmüşüm. Ama olmamış. Nedeni ise bir hafta önce yayınlanan milli gelir sayılarında gizli.
İç talepteki düşüş, üreticilerin döviz girdilerindeki maliyet artışlarını olduğu gibi fiyatlara yansıtmasını engellemiş. Buradan, Temmuz ve Ağustos aylarında kurla enflasyon arasındaki yakın bağın koptuğu sonucuna varabiliriz.
Acaba bu kopuş geçici mi? Yoksa kalıcı mı? Geçici ise, kur bundan sonra kıpırdamasa bile ekonomi canlandıkça üreticiler fiyat artışlarına devam edecekler. Sanıyorum şu andaki genel kanı kurla enflasyon arasındaki yakın bağın geçici olarak zayıfladığı şeklinde.
Bakalım. Döviz kurunun ve enflasyonun sonbahardaki seyri olayı biraz daha iyi anlamamıza olanak verecektir.
|