kapat
26.08.2001
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Editör
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Fotoğraftaki çocuk!


Sevgili Şifo.. Dostu, düşmanı yüreğinden yakalayan o müthiş jübilenin rüzgarı sürerken "ilgisi yokmuş gibi görünen" bir konuda başını ağrıtmak istemediğim için sana bu mektubu gecikmeli olarak yazıyorum..
Daha doğrusu, şimdi tam sırası olduğu için.

Dostlarım bilir, maçları takip eden biri değilim ama seninkisi, hem bir jübile hem de "insanlık dersi" olduğu için o veda maçına çok gelmek istedim. (Çorbada "tuzun tuzu" olmak ve bir duygu yaşamak adına!)

Olmadı, sağlık olsun..

Ama ekranlar ve sayfalar sağolsun..

İyi kötü bir fikir edindim..

Biliyorum, bu satırlara gelinceye kadar daha çoook övgü ve alkış dolu söze, yazıya mazhar oldun ama ben yine de içimden geleni söylemek isterim..

Sen çok yaşa Şifo Mehmet, yüreğine sağlık..

Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı yöneticileriyle (başta İbrahim Betil) birlikte kotardığın o olağanüstü "gece"ye şapka çıkarmak gerekiyor..

Kimi sulu sepken; şımarık meslektaşlarından hemen ayrıldığın için de (daha önceki gözlemlerime dayanarak da söylüyorum) zaten senden beklenen buydu..

Bu ülkenin bütün musibetlerinin temel kaynağı olan eğitimsizliğin (cehaletin) köküne kibrit suyu sıktığın(ız) için sana ve dostlara ne kadar teşekkür etsek azdır.. Hele hele "böyle olur ağaların düğünü" misali, efendiliğine, yüreğine, geçmişteki başarına yakışan bir biçimde dillere destan bir jübile yaptığın ve örnek olduğun için.. "Bu ülkede güzel şeyler de oluyor" dedirttiğin için de!

Sonra ne oldu?

Aylar süren çaba karşılığını buldu..

Vakfa yaklaşık 1 trilyon Türk lirası kaldı.. Daha doğrusu eğitim yolculuğuna..

Eminim ki sağlanan bu gelir, yine iyi bir organizasyonla hedefini bulur..

Okullar, eğitmenler, öğrenciler... Bunları duymak daha şimdiden heyecan verici.

BABA BANA KALEM AL!
Neyse sevgili Şifo, şimdi, asıl meseleye, sana bu mektubu yazma nedenine gelmek istiyorum..

Sen de biliyorsun ki hayat, sürprizler, tuhaflıklar ve çelişkilerle dolu..

Ne ilginç ki bu sürprizlerden (sürpriz demek doğru mu bilmiyorum) biri de seni buldu! Evet evet, belki bu satırların okurları da ilk kez öğrenecek ama doğrusu beni yüreğimden yakalayan bir sürpriz bu..

Sevgili dost, jübile akşamı sahaya birlikte çıktığın, ilan ve afişlerde birlikte göründüğün, hatta ekran ve sayfaların (sembolik olması nedeniyle) en çok kullandığı fotoğraftaki minik arkadaşın var ya..

Adının sonradan Atalay olduğunu öğrendiğim o minik arkadaşın..

İşte..

Jübilenden bir iki gün sonra öğrendim ki Atalay da "eğitime muhtaç milyonlarca çocuk"tan biriymiş.. Kızma n'olursun!

Hamaset değil benimki.. Yoksulluk edebiyatı hiç değil..

Sadece "minik" gibi görünen bir ayrıntı..

Peki, nasıl mı öğrendim? Anlatayım..

Çok kimsenin gözünden kaçtığına eminim, bir sabah vakti ekranların birinde Atalay'ın anne ve babasına rastladım (hangi kanalda olduğunu da hatırlamıyorum, özür!)

Anne, (bir bankanın çay ocağında çalışıyor) yarı ağlamaklı, "çocuğumu okutmaktan başka bir hayalim yok!" diyor, baba da en üzgün haliyle, "İşsizim çocuğumu nasıl okutayım, hele bu krizde!" diye devam ediyordu..

Atalay'sa finalde, "hem okumak hem de Şifo abim gibi futbolcu olmak istiyorum!" diye altın vuruşunu yapıyordu.. Görüntülerde de tek göz odalı yoksul bir gecekondu evi ayrıntıları vardı..

Evet.. Tüm bunlar, bir iki dakika içinde olup bitiyordu..

İşte, bana fazlasıyla çarpıcı gelen de buydu sevgili Şifo..

Çok mu abartıyorum ama "eğitim" sloganlarının hiç dinmediği bir gecenin kahramanlarından biri de sayılabileceği için Atalay'ın okuyamayacak olması (belki) sence de garip değil mi?

Sonra, günlerce, hatta haftalarca Atalay'la ilgili (olumlu bir gelişme olur mu diye) bir haber arayıp taradım.. Hayır olmadı!

Daha sonra da bu mektubu yazmaya karar verdim..

Hayır sakın yanlış anlama, muhatabı sen değilsin tabii ki..

Ben seninle sadece yazışmak ve "fotoğraftaki çocuk" hikayesinden bir bölüm aktarmak istedim.

"Hayatın içinden" ne de olsa...

Sevgi ve dostlukla.

NEBİL ÖZGENTÜRK

www.superbahis.com

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır