Antolojiler ve edebiyat ödülleri her zaman ve her dönemde eleştiri oklarına hedef olmaktan kurtulamamıştır, bundan sonra kurtulamayacak
da... Çünkü her ikisi de, her ne kadar "bilimsel" ya da "nesnel" deseniz de, adı üzerinde bir "seçme"ye dayanmakta...
Çelişki, şu sorunun nehir yatağında menbaını aramakta:
Ben niye yokum bu antolojide ya da ödülü neden bana vermediler?
Bu soruya yanıt arayan her şair ve yazar, bir de şunu sormalı
kendisine:
Ben böyle bir seçki hazırlasaydım ya da seçici kurulda bulunsaydım
nasıl davranırdım?
Doğru bir yol, bence şu olabilir: Hazırlayan belki kendi beğenisine
uygun ürünleri alabilir, ama şair hakkında yanıltıcı, kesin hükümler
vermekten kesinkes kaçınmalı...
Başımdan geçti de onun için söylüyorum. Mesela Abdullah Özkan ile
hazırladığımız "Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi"nde,
dizgi hatası olarak Betül Tarıman'ın "Küheylan" şiirinin altına Ülkü
Tamer'in mısraları girdi de Tarıman dahil kimse bu "ciddi"
yanlışlığın üzerinde durmadı.
Kızı Aysıt Tansel telefon etti de öğrendim. Mesela yine Oğuz
Tansel'in "Ayrılık" başlıklı uzun şiirinin yalnızca ilk beş mısraı
yer almış antolojide...
Ama asıl tartışma da ya benim önsözde yazdığım üç sayfalık tanıtım
yazısındaki bir cümle, ya da falan şair neden dört sayfa da filana
iki sayfa ayrılmış üzerine çıktı.
Bugünlerde de Mehmet H.Doğan'ın "Yapı Kredi Yayınları" arasında çıkan
"Yüzyılın Türk Şiiri" antolojisi üzerine bir tartışmadır gidiyor.
Sanırsınız, edebiyat dünyasında kıyamet koptu.
Aylık, haftalık kültür-sanat dergileri soruşturmalar yayımlıyor, kimi
şairler noter aracılığıyla, kimileri basın duyurusuyla antolojiden
şiirlerini çektiğini belirtiyorlar.
Bunlar olacaktır, daha önceki yıllarda da olmuştu, bundan sonra kim,
nasıl bir antoloji hazırlarsa hazırlasın yine tartışma gündemine
gelecektir.
Doğal olanı bu çünkü, doğal olmayanı ise...
"Adam Sanat" dergisinin temmuz sayısında Roni Marguiles nam bir şair
de "antolojiyi değil, bu anlayışı tartışmak istiyorum" diyerek Mehmet
H.Doğan'a veryansın ediyor.
Veryansın ederken de belden aşağı vurmaya çalışıyor. Çünkü, "bu
anlayışı tartışmak istiyorum" bahanesi ardına sığınarak Marguiles'in
yaptığı, antolojinin içeriğini tartışmak değil, Mehmet H.Doğan'ın 4-5
yıl önce çıkmış "Şimdi Uzaklardasın" anı kitabına dayanarak öfkesini
kusmak...
Düşüncelerini, niye "Şimdi Uzaklardasın" çıktığı zaman yazmadın,
şimdi ne ilgisi var "antoloji"yi eleştirmek varken geçmiş yıllardan
kalan bir "anı" kitabını gündeme getirmek?
Sapla samanın birbirine karışması anlamına gelmiyor mu bu?
Ama kabahat Marguiles'te değil, "Adam Sanat"ın editöründe de...
Evet, tartışalım, ama düzeyini de düşünerek ve düşürmeden...