Yüzler gülmeli
Evsahibi olmak bir ülke basketbol takımını Avrupa şampiyonu yapmaya yetmiyor. Bizi bu turnuvada başarıya götürecek olanlar, masal kahramanı da değiller.Onlar bizim çocuklarımız.Yaklaşık 60 gündür bu turnuva için kamptalar ve bu ülke insanının yüzünü güldürebilmek için yarından itibaren alınteri dökecekler. Ekibimiz, yakalanan neslin ve de oyunun her iki yönünü de oynayabilme özelliklerinde son dönemde tüm otoritelerin dikkatlerini üzerimize çekse de sonucu takım olabilmek belirleyecek. Bu şampiyona diğerlerinin aksine yıldızları ile değil takım oyununu becerebilen takımların başarısı ile hatırlanacaktır.
İstanbul vizesi alacak 8 takımın şampiyonluk iddiası taşıyor olması bu turnuvanın hem heyecanlı geçeceğini hem de takımların yakın güçlerde olduğunun kanıtı.
Ancak bizi en çok kendi gücümüz ilgilendiriyor. Son Avrupa Şampiyonası'ndan beri yakaladığımız savunma kurgumuz ve oyuncuların savunmaya konsantrasyonları bizi ümitlendiriyor.Yine de Dünya Ligi takımları kadar sert olamayışımız tek zaafiyetimiz. Hücumda hızlı uzunlarımızın oluşu, fast-break oyununa yatkınlığımız ve set düzeninde sorumluluk alabilecek İbo-Hido gibi oyuncuların oluşu artılarımız.
Bu konudaki zaafiyetimiz ise sete set hücum organizasyonunda gerek oyun planlarının uygulanmasında gerekse yaratıcı organizasyonların sonucunda topun boş oyuncu ile buluşmasında zorlanıyor ve yanlış seçilmiş atışlar ile düzenimizi çabucak bozabiliyor olmamız.
Detayları çözmek gerek
Burada Kerem ve Orhun'un üretimleri turnuvadaki derecemizi direkt olarak etkileyecek. Kerem her gün yükselen grafiği ile oynatmanın yanında oynamayı da denemelidir. Orhun ise basketbolümüzün gelmiş geçmiş en büyük yıldızlarındandır. Yeter ki her iki oyun kurucumuz da takım kurgusunu bozmadan ülkemize sınıf atlatabilecek konsantrasyonu bulabilsinler.
Her türlü detayın komuşulduğundan eminiz. Ancak basketbol her an her hareketin yeni detaylar oluşturduğu bir spor. Bu nedenle anında bu detayları çözebilmek hem kenar yönetime hem de oyuncuların tecrübesine kalmış durumda. İşte bu noktada takım olabilmek ve sahadaki herkesin aynı anda aynı şeyi düşünmesi detayı ile karşılaşıyoruz. Bunu başarabilirsek bu turnuva Türk basketbolu için yeni bir başlangıç olacak.
Organizasyon için çok konuştuk. Artık söyleyecek bir şeyimiz kalmadı söyleyecekler ise 10 Eylül'ü beklemeliler. Şimdi organizasyonda çalışanların güler yüz üretme zamanı. Birçok aksaklıklarla karşılaşılacak, ancak hiçbirini dert etmeden olayları çözmeli ve bu turnuvayı GÜLER YÜZLERİMİZLE unutulmaz kılmalıyız.