kapat
30.08.2001
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Editör
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

İLKER SARIER YAZIYOR

Recep'e "Tayyip" denir mi?


Erdoğan'a, Tayyip denir mi, denmez mi?

Peki, neden Tayyip de, Recep değil?

Üç ismini birden söylemek çok yer kapladığı için mi?

Köşe yazılarında fazla yer tuttuğu ve mürekkep israfına sebep olduğu için mi?

Kimi meslektaşlar, yoksa bir araştırma mı yaptılar?

Bir köşede, misal elli sefer "Recep Tayyip Erdoğan" diye yazınca, fazladan 150 kelimelik yer kaybedildiği ve böylece de o köşeyi yazan şahısların, değerli fikirlerine yer kalmadığı için mi, "Tayyip"

şeklinde bir kısaltmaya gidilmektedir?

Ehliyetli, ehliyetsiz; birikimli, birikimsiz; edepli, edepsiz;

seviyeli, seviyesiz binlerce kişinin, hiçbir süzgece tabi olmayan söz düellosunda, karşımıza öyle bir tablo çıkıyor ki, bu atmosferde Recep Tayyip Erdoğan'a, "Tayyip" diye hitap edilmesi de "olağan hale" geliyor.

Hani utanmasalar, "N'aber lan Recep" diyecekler.

Size samimi bir düşüncemi söyleyim, bendeniz şu anda, gazetelerde ve internet sitelerinde yazı yazan mütefekkir tayfasının birbirine ana avrat dümdüz gitmediğine şükrediyorum.

Çok boyutlu değil, tek boyutlu düşünmeye alıştırılmış insanların, "sabır" zaafiyetlerini, her an büyük bir öfke patlaması içine sürüklenebildiklerini ve çoklukla "husumet duruşunu" tercih ettiklerini göz önüne alırsak, Erdoğan'a neden "Tayyip" diye hitap edildiğini kolayca anlarız.

Yenilikçilerin lideri olarak kabul edilen Recep Tayyip Erdoğan'ın, siyasi, ideolojik ve kişisel birikimi açısından ülkeye verecek fazla bir şeyi olmadığını bildiğim halde, ben, bir siyasi lider olarak temayüz etmiş bu şahsa "Tayyip" şeklinde hitap etmeyi uygun bulmam.

Bu, topluma ve ülkenin geleceğine duyduğum saygıdan dolayı böyledir.

Erdoğan, benim canciğer arkadaşım, haşa huzurdan can dostum olmuş olsa bile böyledir.

Üstelik de, Recep Tayyip Erdoğan gibi, "racon"a çok düşkün bir lidere, racon dışı hitap, hayli uygunsuz düşmektedir.

Mamafih, Çankaya'da oturan cumhurbaşkanına bile "Ahmet" denildiği bir memlekette, Erdoğan'a "Tayyip" denilmesi beni pek şaşırtmıyor. Fakat yine de dikkat çekiyorum.

Cumhurbaşkanı, kendisine "Ahmet" denilmesine belki sessiz kalacaktır ama Erdoğan gibi "delikanlı bir racon" adamı buna sessiz kalmayacaktır.

Tren kaçmasın

Halk, siyasetçilere güvenmiyor. Partiler ve seçim kanunları değişmeden kaderinin değişeceğine inanmıyor. Bu istemi mutlaka cevaplamak gerekiyor. Aksi halde halkın gazabı ilk seçimde statükocu partileri tasfiye edeyim derken rejimi tehlikeye sokacak sonuçlar yaratabilir.

TÜSİAD Başkan Yardımcısı Aldo Kaslowski geçenlerde "maalesef ülkenin gerçek ihtiyaçlarından kendisini koparmış bir siyasetçi sınıfına sahibiz" dedi.

Doğrudur, çünkü siyaset, devlet rantını paylaşan kesimin çıkarlarını temsil eden bir kurum olarak yapılandı.

Enflasyonun körüklediği gelir çekişmesi, baskı ve hileyi bu amaçla kullanırken, uzmanlaşmış siyaset profesyonelleri yarattı.

Anadolu Ajansı'nın Hazine yetkililerini kaynak gösteren bir değerlendirmesi, siyaset kurumunda Partiler ve Seçim yasaları değişikliği ile yapılması talep edilen reform için "uygun bir iklim"in doğduğunu haber veriyor:

"Şu anda bütçede kaynak olarak dağıtılabilecek çok fazla şey kalmadı.

Siyasetçinin oyun alanı daralıyor.."

Yani anahtar uydurup kasayı açsalar bile içinde para bulamazlar!

Ayrıca bu olguyu, IMF denetimi ve denetimin dayattığı şeffaflaşma da destekliyor. Marifet, para dolu bir Hazine'yi yağmalama niyeti taşımayan bir siyaset sınıfı yaratmaktır.

Partiler ve Seçim kanunu değişikliği de bu amacın en öncelikli aracı..

Bugünkü meclis, Hazine'den geçinme kuralına göre seçilmiş bir meclistir. IMF çekip gidince, devletin olanakları artınca eski rollerine dönmek isteyeceklerdir.

O nedenle kriz geçmeden, IMF denetimi tavsamadan bu reform gerçekleştirilemezse tren yine kaçacaktır.

Koalisyon liderleri, Anayasa değişiklikleri için Eylül'de toplanacak meclisin gündemine mutlaka bu reformu da koymalıdırlar.

www.superbahis.com

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır