|
|
|
Dolar yoruldu
Üç kez 1 milyon 500 bin liraya dayanan dolar, dün psikolojik sınır olarak görülen 1 milyon 400 bin liranın altına indi. Piyasada Türk Lirası'na ihtiyacın artması, dövizde satış getirdi
Hafta başından itibaren yerleşen iyimser hava, doları 1 milyon 400 bin liranın da altına indirdi. Geçen hafta 1 milyon 480 bin lirayı gören dolar, dün 1 milyon 360 bin liraya kadar geriledi. 100 bin liraya ulaşan değer kaybı, bu kez de tasarruflarını dövizde tutanların canını yaktı. Geçen hafta Perşembe gününe kıyasla tasarrufların değeri sadece 6 günde yüzde 6'nın üzerinde değer kaybetti.
Geçmişe yönelik bakıldığında doların üç kez 1 milyon 500 bin lira sınırına gelip, yeniden düşüşe geçtiği görülüyor. İlk olarak 17 Temmuz tarihinde bu seviyeye tırmanan dolar, daha sonra hızla düşerek 1 milyon 300 bine indi. İkinci yükseliş 15 Ağustos tarihinde gerçekleşti. Bu kez dolar geriledi ancak 1 milyon 400 bin liranın üzerinde tutundu.
Üçüncü ve son olarak gerçekleşen yükseliş ise geçen hafta yaşandı. 23 Ağustos tarihinde yine 1 milyon 500 bin lira sınırını geçemeyen dolar düşüşe geçti. Ancak bu kez 1 milyon 400 bin liralık psikolojik sınırın altına inebildi.
TÜPRAŞ BİLE HİSSEDİLMEDİ
Geçen haftasonuna kadar gözlenen olumsuz havanın yerini iyimser bir bekleyişe döndüren gelişmelerin tohumu, Hazine'nin 2001 yılı iç borçlanmasını sorunsuz yerine getirebileceğinin anlaşılmasıyla atıldı. İki başarılı halka arzın ardından tasarruf sahiplerinin, dövize gitmek yerine bono almaya gönüllü olduklarının ortaya çıkması, doların direncini kırdı.
Bir süredir "çanak bankaları" ile tutulan dolar, bu kez 1.5 milyon liradan kendi kendine düşüşe geçti. Bir yabancı bankanın dolar satarak bono aldığı söylentisi ilk kıvılcımı çaktı. Zaten sığ olan piyasalarda "Daha da düşebilir" beklentisi fiyatı hızla aşağıya çekmeye başladı.
Son düşüşte en önemli faktörlerin başında ise TL kıtlığı geliyor. Geleneksel olarak ortaya çıkan ay sonu TL ihtiyacı, hafta başından itibaren döviz bozdurma hareketini hızlandırdı. Bankacılar, "İhtiyacım olurca bozdururum" mantığı ile dövizde duran bazı yatırımcılardan da satış geldiğini belirttiler. Piyasa, ithalatı için 24 milyon dolar satın alan Tüpraş'ın varlığını bile hissetmedi.
1.5 milyon lira üst sınır oldu
Kısa süre öncesine kadar "Dolar nasıl olsa fazla düşmez, ancak üst sınırı belli değil" şeklindeki genel inanç kırılıyor. Doların üçüncü kez 1 milyon 500 bin liraya dayanıp, buradan dönmesi, piyasada artık bu seviyede çok kuvvetli bir direnç oluştuğu inancını ortaya çıkardı. Profesyoneller tarafından kullanılan fiyat grafiklerinde üç kez denenen bir sınır geçilemediğinde, artık terse yön başlar şeklinde bir beklenti oluşur.
Doların, 1 milyon liradan 1.5 milyon liraya kadar geçirdiği hareket içinde, fiyatın inebileceği alt sınır, her defasında 100 bin lira daha yukarı çıkmıştı.
Örneğin 1 milyon 200 bin liranın altından dolar almayanlar, fiyat 1 milyon 300 bine çıkınca pişman olmuş yeniden düşüş başladığında talep yaratmış, bu nedenle dolar inememişti. Eşik önce 1 milyon 200 bin, sonra 1 milyon 300 bin son olarak da 1 milyon 400 bin lira oldu.
Geçen hafta fiyat yeniden 1.5 milyona çıktığında, piyasada hala "Düşsün alacağım" diyenler mevcuttu. Ancak önceki gün veya dün bu alıcıların ortaya çıkmadığı görüldü.
HIZLI HAREKET İYİ DEĞİL
Dolar son 1 hafta içinde 100 bin lira civarında düştü. Ancak tıpkı yükselirken olduğu gibi, hızlı düşüş de hiç sağlıklı değil. Hızlı hareket, derin olmayan, oturmayan ve dolayısıyla riski de yüksek olan bir piyasa olduğunun göstergesi. Gerçekten rahat bir nefes alınabilmesi için doların günde 10-20 bin liralık hareketlerinin sona ermiş olduğunu görmemiz gerekli.
Bir faiz indirimi daha bekleniyor
Bono piyasasındaki hızlı düşüş frenlendi. Merkez Bankası'nın Pazartesi günü yaptığı iki puanlık faiz indirimi ile moral bulan piyasa, bono faizlerini yüzde 80 sınırına kadar indirdi. Bir önceki hafta yüzde 93 civarında seyreden piyasanın en fazla işlem gören 6 Mart 2002 vadeli bonosunun faiz oranı 12 puan düşüş kaydetti.
Merkez Bankası'nın iki puanlık indirimle yüzde 60'a çektiği gecelik faiz, bileşik bazda yüzde 82'ye denk geliyor. Bono alma iştahları büyük ölçüde kaynak maliyeti ve beklentilerine dayalı olan bankalar da faizi biraz daha indirmek için Merkez Bankası'nı gözlüyor. Beklenti, Merkez Bankası'nın 3 Eylül tarihinde açıklanacak enflasyon verisinin ardından faizi bir miktar daha düşüreceği yönünde. Bu hareket, ekonomik programla da örtüşüyor.
|
|
|
|