kapat
26.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

İzmir'in Türk Şamanları


Derneklerine oymak diyor, kımız içiyorlar. Göktürk alfabesinin öğretilmesinden yanalar. Türkçü Toplumcu Budun Derneği, Türk-Şaman ideolojisini seçmiş. Derneğin Başkanı Cenk Tozkoparan hiç çekinmeden 'ırkçıyım' diyor
Türkçü Toplumcu Budun Derneği Başkanı Cenk Tozkoparan'ı Hulki Cevizoğlu'nun Cevizkabuğu'nda tanıdık. Milliyetçiydi ama Türk-İslam sentezci değildi. Fikirleriyle de ülkücülerden farklıydı. "Türkçü'yüm" diyordu...

Devlet Demiryolları'nda sanat galerisi yöneticiliği yapan; babası sivil savunma uzmanı, annesi öğretmen olan Tozkoparan'la, 200 üyeli derneklerinin (kadınlar epey fazla), duvarlarında Şaman Türkleri'ne ait fotoğraflar ve "Gök Tanrı Türk'ü korusun" yazıları bulunan merkezinde konuştuk.

ATATÜRK BAŞLATTI
* Toplumcu Budun Derneği'nin amacı nedir?

12 bin yıllık Türk Şaman inancını Türk insanına yeniden öğretebilmek ve bu unutulmuş değer yargılarını yaşam biçimi haline getirmek. Bir çeşit yeniden devrim yapmak istiyoruz. Bu devrimi aslında Atatürk başlatmıştı, ama vefat etmesi ile (Türk Şaman inancına göre Tanrı dağına uçtuğunda) yarım kaldı.

* Ülkücü ideoloji ile ayrıldığınız nokta nedir?

Her ideolojiden ayrıyız ama karşıt tez de sunmuyoruz.

* Türk İslam sentezini benimsemiyorsunuz sanırım...

Sentezlere karşıyız. Çünkü orijinal olanı bozar. Türkçülük pozitiftir ama dinler elle tutulmayan, gözle görülmeyen bir dünyaya yöneliktir. Bu yüzden ikisinin sentezi mükkün değil.

* Ama din sadece bir inanç değil aynı zamanda kültürel bir olgudur da...

Türklük sadece bir ırkın adı değildir; aynı zamanda, bir inancın adı. Maneviyatla, öbür dünyayla ilgili söylemler Türklüğün içinde var. Türk Şaman inancı incelendiğinde pozitif yaklaşımların yanında Gök Tanrı'yı görürsünüz. Ama öbür dünya için fazla söyleme girmezler. Ayrıca Tanrı'yla insanlara baskı yapan bir yaklaşım da yoktur.

* Şamanizm'in günlük hayatımızda izleri var mı?

Nazar boncuğu takmak, telli babaları ziyaret etmek Şamanlık'tan gelir. Türk Şaman inancı halen yaşanıyor ama adı konmadan. Bunun adını koymak bizim amacımız. Bunun için de kendimiz olmalıyız.

TİTRE VE KENDİNE DÖN!
* Kendimiz olmak ne demek?

Gerek fikir gerekse fiziksel olarak bir melezleşme var. Türk insanının kendine yabancılaştığı bir gerçek. Araplaşma, Batılılaşma, Amerikanlaşma, Çingeneleşme var. Bu yüzden kendimizi sevmiyoruz. Çözüm için de Türkçülüğü hakim getirmeliyiz. Bilge Kaan, "Titre ve kendine dön" der. Kendini sevmeyen biri psikoloğa gittiğinde, doktor "Belki beynelminel ölçülere göre çok güzel, yakışıklı olmayabilirsiniz.

Makamınız olmayabilir ama aynaya baktığınızda beğeneceğiniz bir yanınız muhakkak vardır. Bunu yakalayın ve kendinizi sevin. O zaman başarılı olursunuz" der. Bizim de yapmak istediğimiz bu, kendimizi sevmek. Türk insanının aynaya baktığında mutlu olması lazım. Güveni yerine gelsin. Atatürk "Geçmişini tanımak güç verecektir" der. Türklerin tarihini öğrenmek bu yüzden önemli. Göçebe değil, göçmen; barbar değil, medeni bir toplum olduğumuzu görünce kendimize güvenimiz gelecek ve kalkınmaya adım atacağız. Önce komplekslerimizden kurtulmalıyız.

* Neden kompleksliyiz?

Bin yıldır Arap, Fars; Tanzimat'tan itibaren de Batı'nın etkisinde özümüzden koptuk. Türkler'in en büyük hatası hep bu olmuştur; karşılaştıkları dinlerle, kültürlerle hemen kaynaşmışlardır. Mesela, bir yere gittiklerinde yerel halkın onların dilini öğrenemeyeceğini düşünerek hemen o dili öğrenmişlerdir. Bilge Kaan bu yüzden, "Bir kez aç kaldığında açlığın, bir kez tok kaldığında tokluğun değerini unutuyorsun. Titre ve kendine dön. Çinliler'in kılık kıyafetlerini benimsedin, Çinli ismini aldın, özünü kaybettin" der.

* Dernek çatısı altında neler yapacaksınız?

Yüksek sosyete gibi örnek alınacak bir düzey yaratmak istiyoruz. Yemeden, içmeye, oturmadan, kalkmaya, danstan, flörte kadar... Geçmişi modernize etmek amacımız.

TÜRK TÖRESİNDE KADININ ADI VAR
* Öze dönen bir Türk erkeği ve kadınının prototipi var mı?

Türk Şaman inancında kadın-erkek aynı haklara sahiptir. Görev dağılımları farklıdır. Bu ayrımlar bize Arap ve Batı toplumları ile geldi ve kadının bir türlü adını koyamadık. Oysa Türk töresinde kadının adı vardır; hakanın yanındadır, savaşta, sosyal hayatta atın üstündedir. Ava beraber giderler, beraber avlanırlar. Cinsel açıdan da tedirginlik yoktur.

* Irkçılık tüm dünyanın korktuğu ve kaçındığı bir mevzu. Bunu nasıl rahatça söylüyorsunuz?

Irkıma sahip çıkmam kırmızıyı gören boğa gibi algılanmamalı. Irkçılık kan ve dehşete dönüşen eylemler ise biz ırkçı değiliz. Maçlarda adamların öldürülmesiyse biz ırkçı değiliz. Her ırkın bir görevi vardır diyoruz; tıpkı aslanla tilkinin, kanaryayla karganın bir olmadığı gibi. Ama bu farklılık birbirlerini sömürmeleri için sebep değildir. Başrol oyuncusu ile figüranlar arasındaki farka saygı duymak gerek. Birbirlerinin rollerini alırlarsa sıkıntı doğar.

* Doğanın kurallarına uymak Şamanlığa ait bir düşünce, ama pozitivizm doğayla kavga eder. Pozitivist değil miydiniz?

Modernizmin en büyük sıkıntısı bu. Biz aristokrat, seçici ve elemeciyiz. Halkın tamamının ülkeyi yönetmek gibi bir kaygısı yoktur. Çoğunluğu gramla, kilogramla uğraşır, cinsellikle ilgilenir, bir evim, arabam olsun ister. Devletleri bilgeler yönetir, onlar özel insanlardır; amacımız bu kişileri keşfetmek. Elektriği tek kişi buldu: Edison.

* İnsan hakları için ne düşünüyorsunuz?

Kanunlar olmasa da bilge insanlar evrimlerinden ötürü insanca yaşamaya çalışır. Ama sıradan insanlar öyle değildir. Onlara karşı kanunların sert olması gerek. Yedi yaşındaki kız çocuğuna tecavüz edip öldüren bir caniye gerekli cezayı vermezseniz eşitliği sağlayamazsınız. Her bilgenin elinde bu yüzden kalemin yanında kılıç olmalı. Her şey kalemle çözülemez.

İki Tarkan'ı da severiz

* Cevizkabuğu'nda Göktürk alfabesinin kullanılması gerektiğinden bahsetmiştiniz...

Her ulusun bir alfabesi var. Göktürk alfabesi de Latin alfabesinin yanında okullarda okutulabilir. Böylece arkeolojik kazılarda ortaya çıkan yazılar daha iyi okunabilir. Türkoloji kürsüleri ve çeviriler yeterli değil, çünkü o zaman tarihimiz sadece akademik düzlemde kalır, oysa daha içselleşmeli.

* Kımız içiyor musunuz?

Evet, zaman zaman... Çok da hoş. Tabii alışmak gerek. Ekşi ayrana benziyor ve biraz rakı havası var. Kara kımızın alkol oranı daha yüksek. Kısrak sütünden de yapılır ve hastalıklara iyi geldiği söylenir.

* 'At, avrat, silah' biraz maço bir laf değil mi?

Bin yıl önce söylenmiş bir söz kişinin yorumuna bağlı olur. Önemli olan onu yorumlamak ve modernize etmektir. Taşra zihniyetli biri bunu tabii ki maço bir üslupla söyler, İstanbul beyefendisi ise farklı. Şikayet ettiğimiz kültürel bozulmayla ilgili bu.

* Asker törenlerindeki kurşun atmaları, kornalara basmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tasvip edilecek gibi değil. Çok arabeskçe davranılıyor, adabıyla yapılmalı.

* Kartal Tibet'in canlandırdığı Tarkan'ı sever misiniz?

Çok. O tüm Batı kahramanlarına karşı tek başına direniyor.

* Bugünkü Tarkan'ı...

Şarkılarını ve bazı yaklaşımlarını beğeniyorum. Şayet müziğiyle Türk müziğine yaklaşırsa dünya çapında bir şöhret olacağı kanısındayım.

BUKET AŞÇI

www.superbahis.com

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır