Eskilerin "kâmil insan" dedikleri kalitelere sahip değerli bir "vatan evlâdı" menfur bir cinayete kurban gitti.
Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Üzeyir Garih, kendisini tanıyan herkesin nefretini sonsuza kadar taşıyacak bir katil tarafından dün bıçaklanarak öldürüldü.
İstanbul'da dünyaya gelen, İTÜ'de okuyup makina mühendisi olan, teşebbüs kabiliyeti ile bir çok şirket kuran, sayısız sivil toplum örgütünde görev yapan, ekonomi, siyaset, diplomasi, toplum bilim alanında, diyalogun gücüne inanarak bunu ülke ve toplum için değerlendiren son derece aktif bir vatanseverdi Üzeyir Garih.
Birikimini makale ve kitap yazarak, üniversitede ders vererek sürekli paylaşan, ülke sorunlarını aşmakta yaratıcı fikirler üreten bir düşünce ve eylem adamı idi.
Saygınlığını Türkiye'nin tanıtılması amacında büyük bir gayretle değerlendirirken Amerika, Avrupa ve İsrail'e yönelik lobi faaliyetlerinin hep önünde yer almıştı.
Yalnız binlerce insana iş olanağı yaratan, ülkeye ihracat geliri kazandıran, vergi ödeyen örnek bir girişimci değil, birikimli, etkili ve saygın bir sivil toplum lideri idi.
Onu kim, niçin öldürdü henüz belli değil.
Ama ekonomik krizin yarattığı toplumsal tepki ve kötümserlikten yararlanmak isteyen halk düşmanı bir örgüt işlediyse bu meşum cinayeti, seçimi "tam isabet"tir.
Hak ettikleri lânetin gazabına en kısa zamanda uğrarlar umarız.
Cinayetin siyasi amaçlı bir eylem olmadığını düşündüren sebepler de vardır. Üzeyir Garih'in Eyüp Sultan Mezarlığı'na yaptığı kabir ziyareti sırasında bir tinerci tarafından öldürüldüğü ihbarı da inceleniyor.
Polis bu cinayeti en kısa zamanda aydınlatmalıdır.
Garih, musevi cemaatine mensup bir Türk vatandaşı idi.
Ama o, babasının İstiklâl Savaşı'na hekim olarak katılmasından övünç duyan, maddi ve manevi birikimini bu ülkenin mutluluğu için kullanan bir Türk olarak daima sevgi ve saygı ile anılacaktır.
Ona Tanrı'dan rahmet, örnek yaşamının da ilham kaynağı olmasını diliyoruz.
Hizbullah terör örgütünü çökerten itirafçı, dün İstanbul'da oğluyla birlikte öldürüldü.
Örgütün elebaşı Hüseyin Velioğlu'nun şoförlüğünü yapmış olan Şaban Elaltunteri, uzun zamandan beri Hizbullah'ın hedefi idi.
Bu biliniyordu ve kendisi polis koruması altına alınmıştı. Ama dün yanında oğlu olduğu halde otomobili ile dükkanına giderken silâhlı saldırıya uğradığında yanında polis yoktu.
Olay devlet için hezimettir.
Pişmanlık duyarak halk düşmanlarını ele verecek insanlar, bundan sonra devlete nasıl güvenir?
Küçük ihmallerin teröre cüret kazandıracağı nasıl unutulur?
Magazin
