kapat
26.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

46 yıllık aşkını bıraktı


Üzeyir Garih, bir sinemada tanışıp etkilendiği Lübnan asıllı eşi Lili Hanım'la yarım asır boyunca, sevgi ve saygı dolu bir evlilik sürdürdü
Başarılı işadamı Üzeyir Garih, eşi Lili Hanım ile 1955 yılında bir sinemada karşılaşmıştı. Lili Hanım'dan o kadar etkilenmişti ki kendisine bir röportajda filmin adı sorulduğunda "Lili'ye bakmaktan filme bakamadım ki" diyerek eşine nasıl vurulduğunu anlatmıştı. Sonunda Üzeyir Garih, Lili Hanım'dan habersiz evlerine gidip onu ailesinden istemişti, 1956'da da evlenmişlerdi. Lili Garih, Mersin'de dünyaya gelmiş ancak Lübnan'da büyümüştü, 1950'li yılların başında ailesiyle İstanbul'a gelmiş.

'AŞKI HİÇ TANIMADIM'
Evlilikte önemli olanın sevgi ve saygı olduğunu vurgulayan Garih, eşiyle aşk evliliği yapmadıklarını söylese de yakın çevresindekilere göre Lili Hanım'a her zaman aşık gibi davranıyordu. "Aşk geçicidir. Sevgi karşılıksız verebilmektir. Ama kuru kuruya sevgi sözcüğünün de bir değeri yoktur bana göre" diyen Garih, bir röportajında da aşkı hiç tatmadığını söylüyordu. Aşkı tatmadan nasıl şiir yazdığı sorulduğunda ise şiirlerini 'nazım' olarak değerlendiriyordu başarılı iş adamı. "Bu duyguyu hiç tatmamam şiir yazmama engel değil" diye de ekliyordu.

'DEMOKRAT BİR AİLEYİZ'
Kendisiyle yapılan bir röportajda otoriter bir aile reisi olmadığını söyleyen Üzeyir Garih, evliliklerinde hiçbir "değişmez kural"ın olmadığını da üzerine basa basa eklemişti. "Biz demokrat bir aileyiz. Eşimin sevmediği şeyleri yapmamaya çalışırım. O da benim sevmediklerimi yapmamak için özen gösterir. Aile bireylerinin sözüne çok değer veririm" diyen Garih'e 46 yıllık evlilikleri boyunca eşi Lili Hanım, her konuda destek olmuştu. Lili Hanım her fırsatta mutlu bir eş ve gururlu bir anne olduğunu söylemekten kaçınmıyordu. Ancak Üzeyir Bey'in yoğun işleri nedeniyle en büyük zevkleri olan, tüm ailenin biraraya geldiği aile toplantılarını sık sık yapamamaktan şikayet ediyordu.

'OĞLUM KENDİ İŞİNİ SEÇER'
Garih'e, oğlu başka bir şirkette çalışmak isterse tepkisinin ne olacağı sorulduğunda "Alarko dışında bir iş kurucaksa tamamen özgürdür. Ancak bu girişimde bulunmayacak kadar akıllı olduğunu düşünüyorum. Çünkü zaten Alarko'nun içinde 22 şirket var. Bunların içinde kendini tatmin edemiyorsa seçim kendinindir" cevabı ile hem iş adamı olarak hem de baba olarak ne derece demokrat olduğunu yansıtıyordu.

BEN TÜRKÜM
Bir röportajına Üzeyir Garih'e dindar olup olmadığı ve oğlunun Müslüman bir Türk kızıyla evlenmesi karşısında düşüncesinin ne olacağı sorulmuştu. Garih'in cevabı ise netti: "Tanrı'ya inanıyorum ama pek dindar olduğum söylenemez. Oğlumun adı İzzet. Yani Türk adı. Benim adım da öyle. Biz kendimizi Türk olarak görüyoruz. Biz bu ülkede doğduk, askerliğimizi bu ülkede yaptık, burada iş kurduk ve burada öleceğiz. Yazgımızda başka yerde ölmek yoksa... Oğlum bir Türk kızına aşık olsaydı tepkim olmazdı."

ÜZEYİR GARİH'İN ALBÜMÜNDEN

RESİMLERİ MANEVİ SERVETİYDİ
Ülke ekonomisine katkılarının yanısıra sosyal kişiliği ile de dikkat çeken Üzeyir Garih'in, değerine paha biçilemeyecek albümünde, dünyaca ünlü pekçok lider ölümsüzlüğe kavuşuyordu. Garih, resimleri için "İşte benim manevi servetim" derdi.

www.superbahis.com

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır